Depremde en büyük risk binadan dışarıya kaçmak

Depremde en büyük risk binadan dışarıya kaçmak

İMO Gebze Temsilciliği Başkanı Ahmet Kadı, Düzce depremi sonrası yanlış halk refleksi üzerine söylem tekrarladı: “Deprem farkındalık yılında okullarda da anlattık. En büyük risk o esnada binadan dışarıya kaçmak

Afet “Geldim” Der

 

kunye-006.jpg

 

Aktan Uslu

 

12 – Dildeki tüy

 

** 

Dilinde tüy bitmek, kendisine verilen öğütleri dinlemeyen ve her zaman burnunun dikine giden kişiler için kullanılır. Deyim, bir şeyin tekrar tekrar söylenmesine rağmen karşılığını görememek anlamına gelir.

 

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Gebze Temsilciliği, Ahmet Kadı başkanlığındaki üçüncü döneminde başta deprem olmak üzere afetlere dair halkı bilinçlendirmeye yönelik birçok önemli çalışmaya imza attı. Halkın konuya ilgisini çekmek için ilçelerde, belediye önünde halka eşantiyon tişört dağıtmak dahil olmak üzere. Ancak hafta içi gerçekleşen ve dizimizde yayın akışını değiştiren Düzce depremi esnasında yaşananlar gösterdi ki daha alınacak çok mesafe var…

-        İnsanlar bize, ‘Başka konunuz yok mu?’ diye sorduğunda, ‘Elbette var. Şunu bir halledelim’ diye yanıtlıyorum. Biz daha bunu halledemediğimizi Düzce’de gördük. İnsanlar sokağa kaçtılar. Sokakta yatacak yerleri yoktu. 04.00 – 06.00 arası kısa süreli bir barınma zamanı gerçekleşti. Allah’tan kara kış değildi. Hava nispeten ılıktı. Ama yaşlısı, hastası, çocuğu olan da indi sokağa.

 

-        Deprem esnasında binadan kaçışın yanlış olduğunu hemen bütün bilim insanları söylüyor. İnsanlar hala neden kaçıyor?

 

-        Genel ve gene, yanlışımız var. Kaygısal bir kaçış bu. İnsanlar yapılarına güvenmiyor. Yapı stoğuna kimse güvenmiyor. Belediye başkanları yapı stokları ile ilgili gerçekleri açıklamadılar mı birçok yerde. Yapı stoklarının durumunu anlatmadılar mı? Tabi ki anlattıkları gibi.

 

-        Kaygılandıkları kadar var mı?

 

-        1999 depreminde var olan yapılar, o depremde ciddi oranda hasar almasa bile yoruldu. Ekonomik ömürlerinin sonuna geldi. biz Düzce’de şimdiye kadar hep yapısal olmayan hasarları gördük. Düzce depremi belki biraz daha uzun sürseydi o yapılarda, yapısal hasarlar da meydana gelebilirdi.

 

ALLAH NEREYE KADAR KORUSUN

O binalarda donatı veya kesitler gibi değişik yapısal kusurlar oluştu. Aslında bu yönüyle çok da ucuz atlatılmış bir deprem. Bir 18 saniye daha sürseydi biz bugün başka bir şeylerden de bahsediyor olabilirdik. Allah korusun korusun da nereye kadar Allah koruyacak. Artık kullar da mücadele, müdahale etsin. Bir şeyler yapsın.

En büyük risk, deprem esnasında içinde bulunulan binadan dışarıya kaçmaya çalışmak. Deprem farkındalık yılında gidip bunu okullarda anlattık. Gene söylüyorum, anlatıyoruz.

 

Dizimiz Pazartesi günü sürecek…

 

img-3411.jpg

dilovasi-005.jpg

DİLOVASI’NDA:  17 Ağustos Gölcük depreminin 21. Yılında TMMOB Gebze meslek örgüt yöneticileri  İMO Gebze, Mimarlar Odasi Gebze Temsilciliği Makine Mühendisleri Odası ile birlikte Dilovası Belediyesi önünde halkımıza deprem anında neler yapmaları gerektiğini hatırlattık ve kendilerine deprem temalı tişörtler hediye ettik.

 

 

**

 

Yapısal hasar değil

davranışsal hasar var

 

“Sosyal medyadan paylaştım. 1999 depreminden beri aynı şeyi yaşayıp yaşayıp duruyoruz. Deprem, kaçış, ulaşmaya çalışma, ulaşamamak, bağlantıların kesilmesi, sonra sosyal hayata geri dönüş, unutma, red etme, ‘İstiklal Marşı’, kapanış. Hikaye hep aynı.

Düzce’de o senaryo üzerinden haber almaya çalıştık, Sakarya Şubemiz ile görüştüm. Bize yansıyan yapısal hasar yok ama yapısal olmayan hasarlar var, görüyoruz. Aslında büyük bir deprem ama aslında o kadar şiddetli olmamış olması bizi rahatlatan faktör. O büyüklükteki depremden daha farklı şiddet de söz konusu olabilirdi.

Ama birilerinin bu senaryoyu değiştirmesi gerekmiyor mu? Nereye kadar bu senaryoyu yaşayacağız. Bunun bir sonu olmayacak mı? Hep bunun üzerinde mi devam edecek ta ki bizim düşündüğümüz, bilim adamlarının olacağını öngördüğü İstanbul Depremi’ne kadar. İstanbul Depremi deyince İstanbul’u çok önemli bir yermiş gibi aktarıyoruz. Doğru, kalabalık bir kenttir. Ama depremin İstanbul’da olması ile Iğdır’da olması arasında hiçbir fark yok. Her iki şehirde de vatandaşımızın burnunun kanamasını istemiyoruz. Artık biraz somut adımlar atılmalı, hakikaten bir şeyler yapılmalı. Derdimiz yapılarımız, onlarla ilgili kaygılarımız var. O zaman bu yapıları kamu, özel sektör eliyle, siyasetle bürokrasiyle bir şekilde yenilenmesi, dönüştürülmesi lazım.

Düzce’de yapısal hasar yok, davranışsal hasarlarımız var. Yaralanan vatandaşlar var. Geçmiş olsun diyelim. Ucuz atlattık. Biraz daha sürseydi bu ivmeyle farklı şeyleri konuşuyor olabilirdik. Söylemekten dilimde tüy bitti. Bu ders olsun. Hadi bu ders olsun, artık ders olsun. Çok zamanımız yok. Bir an evvel somut adımları atmalıyız. İnşallah duyarlı, sorumlu insanların sayısı artar. İcra makamındakiler de duyarlı, sorumlu insanlar vasıtasıyla bir şeyler yaparlar artık.  

 

hasar.jpg

**

 

BİZ MÜHENDİSİ DOĞRU YETİŞTİRMELİYİZ

 

Bürokrat ve siyasetçi de

mühendis hassaslığında olmalı

 

-        Silivri depreminden sonra bir yöneticimiz, okullarını hemen boşaltmakla övüncü. Hayır, boşaltmayın okulu. Çok büyük risk alıyorsunuz. Bir kere bizim okullar dahil olmak üzere en çok kapalı toplanma alanlarına güvenmemiz lazım.

KAMU BİNALARINA DA GÜVENMİYORUZ

-        Okullar, sanat yapıları, kültür merkezleri, kongre salonları, AVM’ler, bunlar depremden hemen sonra kurumsal yapılar gibi hizmet vermesi gereken yapılar. Bunlara güvenmiyoruz. Konutlarımıza güvenmiyoruz. Kaygısal bir refleksle evimizden kaçıyoruz. Dolu, sel de bir afet. Binamızın önünden sel akarken binadan kaçmıyor, o binanın ona dayanacağına dair bir öngörümüz var ama depremde binalarımıza güvenmiyoruz.

-        Burada bize de görevler düşüyor. Biz mühendisler geldiğimiz günden beri, sosyal medyada da özendirici olması için paylaşıyorum, kendi mühendislerimizi donatıyoruz, eğitiyoruz. İnsanlar evinde çoluğu çocuğuyla çay içip zaman geçirirken biz gençlerimizle beraber eğitim salonumuzda, zaman zaman GTO’daki eğitim salonunda vaktimizi geçiriyoruz. Eğitimlerde yanlarında oluyoruz.

YAPISAL SORUMLULUK BİZDE

Biz bir kere mühendislerimizi doğru eğitip yetiştireceğiz. Çünkü yapısal sorumluluk bizde. Tasarım, inşaat, denetim süreci tamamen elimizde. Ama bürokratik ve siyasal olarak karar verici noktada olanlarda mühendis reaksiyonu göstermek zorunda. Orada bir aksama olursa verdiğiniz hiçbir hizmetin bir anlamı kalmaz.

 

egitim-008.jpg

O İŞ BİZDE: Ahmet Kadı, İMO Gebze’nin 22 Kasım’daki eğitim toplantısından bu kareyi, “Ait olduğumuz, mutlu olduğumuz, güçlü olduğumuz yerdeyiz...

Zoraki değil, severek; zevkle...şevkle... O iş bizde!” mesajıyla paylaştı.

 

 

**

İmar barışında affedilip hasar

alan binanın sorumlusu kim?

 

 

-        Biz imar barışına çok itiraz ettik. Şimdi envanter çalışması yapalım. İmar barışından sonra meydana gelen depremlerde, imar barışı alan yapıların hasar alma durumu nedir? Hasar almışsa bunun sorumluluğu kimdedir? Almamışsa, bu almayacak demek değildir. Bu yapıların çoğu eski, 1999 depremi öncesi yapılan, mühendislik hizmeti almamış yapılar. Burada henüz mühendislerin sorumluluğu yok. Ama siz bu yapıları sektöre kazandırma gayreti içine girerseniz, resmileştirmeye çalışırsanız, işte o yapıya ve imar barışına imza atanların sorumlulukları var. Umarım, dilerim ama öyle olmayacağını da öngörürüm, eski, mühendislik hizmeti almamış yapılar başımıza iş açacaklar.

Biz zeminden, zeminle beraber düşünüp bir tasarım, akabinde inşaat sürecine giriyoruz. Ve bütün bunlar da bir denetim mekanizması adı altında yapılıyor. Ve yapılmalı. Yapılmıyorsa, nerede bir aksaklık varsa orada sorumluluk var.

 

konferans.jpg

6 Temmuz 2018 tarihli imar barışı konferansından.

 

**

Başkan Ahmet Kadı ile

meselenin aslı astarı

 

 

Depremin bir sürü bileşeni var. Nispi olarak Gebze’deki zemin Darıca’ya göre lokasyon daha iyi. Gebze’de de zeminin iyi olmadığı mahalleler var. Ama salt buna bağlarsak doğru olmaz.

Deprem dalgasının geliş yönü, geliş açısı, hızı gibi bir sürü şey sayabiliriz. Ama bu bir fay kırığı, ucunun dayandığı yerden kırılabilir yine.

Tavşancıl bina yıkılmadı diye ulusal gündeme gelmişti..

Burada hata şu. Her zemine yapı yapabiliriz. Hiçbir zemin kendi başına suçlu değildir. Kötü zemine doğru yapı yapıp yapıyı ayakta tutabiliriz. İyi zemine yaptığımız yanlış yapı tepemize çöker.

1999 depreminde sadece bir kişi zeminden, depremden ötürü öldü, yarığa düştü. Geri kalanların çok büyük kısmı yapısal unsurlardan ötürü öldü. Zemin bir faktör ama ilk faktörü veya tek başına bir faktör değildir. Sadece, doğru zemini bilip doğru yapıyı inşa etmemiz gerekiyor.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.