Acil ihtiyacımız Devletleştirme

Acil ihtiyacımız Devletleştirme

Ülkemizde 2020’nin son günlerinin en önemli tartışma konularından biri asgari ücretti. Siyasette partilerin önemli kısmı rakam telaffuz ederken TKP meblağ açıklamaya yanaşmadı. Gebze İlçe Başkanı Hande Tunca, “Acil insani ihtiyacımız devletleştirme” dedi

Gerek bir siyaset gerekse farklı bir yaşam biçimi olarak komünizm ve komünistler gerek dünyamız gerekse ülkemizde en ağır baskılara, Şair Nazım Hikmet şahsında sürgünlere ve yurdundan uzak ölümlere, değil adı komünist parti kurulması komünizmin “suç”, komünist hitabının “hakaret” sayıldığı yıllarda bile hep vardı ve söylemleri hep sıra dışıydı. Halen de öyle..

RAKAM TELAFFUZ ETMEDİLER

Ülkemizde 2020’nin son günlerinin en önemli tartışma konularından biri asgari ücretti. Siyasette partilerin önemli kısmı rakam telaffuz ederken TKP meblağ açıklamaya yanaşmadı. Gebze İlçe Başkanı Hande Tunca, “Acil insani ihtiyacımız devletleştirme” dedi. Mustafa Tozkoparan’ın vefatının ardından görevi üstlenen genç başkan gazetemizin sorularını TKP Gebze İlçe Örgütü’nde yanıtladı:

 

DAHA KUVVETLİ OLSAYDIK

COVİD TARİH OLMUŞTU

 

  • Toplumun önemli kesmi yıl boyunca her olan bitenden neredeyse ‘rakamları’ sorumlu tuttu ama sizce 2020 nasıl geçti?

 

  • 2020 senesi hem Türkiye hem de dünya işçi sınıfı için örgütlü olmanın yaşama hakkımızı savunmak için dahi çok önemli olduğunu anladığımız birçok örnek ile geçti. Sanırız artık kimsenin itiraz etmediği bir gerçektir ki; eğer işçi sınıfı daha örgütlü olsaydı pandemi koşullarında canımız pahasına çalışmak zorunda kalmaz, sağlık hakkımıza ulaşmak bu kadar zor olmaz, patronlar karşısında kendimizi güvencesiz hissettiğimiz durumda birlikte karşılarında durabilirdik.

 

2020 İŞÇİ SINIFI

İÇİN TARİHE GEÇTİ

 

  • Hatta büyük bir güvenle söyleyebiliriz ki, eğer dünyada işçi sınıfının olduğundan daha kuvvetli bir siyasi örgütlülüğe sahip bir dönemden geçiyor olsaydık, salgının önüne geçecek önlemler çoktan alınmış olurdu. 2021’nin bu ilk günlerinde Covid 19 virüsü kaynaklı hastalık tarihin tozlu sayfalarına kaldırılmış olurdu. Bu nedenle, 2020 örgütlü hareket etmenin işçi sınıfı için zorunluluk olduğunu anladığımız bir sene olarak tarihe geçti.

MÜCADELEYİ BÜYÜTTÜK

 

  • - TKP ve Gebze İlçe Örgütü için 2020 nasıl geçti?

 

  • Türkiye Komünist Partisi için de bu zorunluluğun bilinciyle mücadeleyi büyüttüğümüz bir sene geçirdik. Salgının ilk günlerinden itibaren Patronların Ensesindeyiz Dayanışma ve Mücadele ağı içerisinde yoğun bir çalışma geçirdik. Yaz aylarında, tüm üye ve gönüllülerimizin birer parçası olduğu, alınan kararlar açısından da tarihsel diyebileceğimiz bir kongre gerçekleştirdik. 13. Kongre kararımız da olan, Birlik Sendikası’nın ekim ayı başında kuruluşunu ilan ettik. Birçok ilde yeni semtevleri ve parti binalarımızın açılışını yaptık.

 

SOL TV YAYINDA

 

  • Bir başka kongre kararımız olan Kadın Dayanışma Komiteleri’nin kuruluşlarını birçok il ve ilçede gerçekleştirdik ve devam ediyoruz. Kasım ayı başında youtube üzerinden soL TV yayın hayatına başladı. Kısacası sermaye düzeni işçi sınıfı üzerinde baskısını ve sömürüsünü arttırdıkça biz de TKP olarak haklarımız için mücadelede işçi sınıfının örgütlülüğünü arttırmaya destek sunacak mücadele araçlarını üretmeye devam ettik.

ASGARİ ÜCRETTE MEBLAĞ

TALEBİNDE BULUNMAYIZ

 

  • 2020’nin son günleri asgari ücret tartışmaları ile geçti. Birçoklarının memnun olmadığı bir ücret de ilan edildi. Asgari ücret tartışmaları ile ilgili TKP ne diyor?

 

  • “Asgari ücret” tanımının kendisini reddederek başlasak aslında… En düşük insani yaşam için biçilen meblağdan bahsediyoruz. Bunun içerisinde mesela eğitim, ulaşım, sağlık, barınma, ısınma, aydınlanma gibi temel anayasal haklarımızın karşılanmadığını sanırım söylemek lazım. Üstelik her şeyi üretenin işçi sınıfı olmasına rağmen… Dolayısıyla, eşit ve sömürüsüz bir toplum için mücadele eden TKP, asgari ücret tartışmalarında bir meblağ talebinde bulunmanın kendisini doğru bulmuyor.

 

ACİL İNSANİ İHTİYACIMIZ BELLİ

 

  • Türkiye işçi sınıfının acil talepleri var. Asgari ücret tartışmasında meblağ hedeflemek ne oranda aç kalacağımıza karar vermekle eş değerdir. Acil insani ihtiyaçlarımız belli… TKP olarak asgari ücret tartışmasını kapsayan bir siyasi çalışma başlattık. “Devletleştirme” üst başlığı ile tüm eğitim, sağlık, enerji alanında devletleştirme hedefi ile çalışma yapıyoruz.

TOPLUM YARARINA ÜRETİM

HALKIN YARARINA SUNUM

 

  • Temel insani haklarımız toplum yararına üretilir ve halkın yararına sunulmadıkça asgari ücret tartışmaları amacına ulaşamaz. Geçtiğimiz sene kış aylarında da “Bu Faturaları Kabul Etmiyoruz” başlıklı elektrik, su ve doğalgaz faturalarına itiraz hakkımızı kullanmış ve bu konuda Gebze’de dâhil birçok basın açıklaması yapmıştık. 2021’in 2020’e göre yoksulluğun daha fazla derinleştiği bir sene olacağı şimdiden belli. Biz de mücadelemizi bu hattan sınıf içi dayanışmamızı arttırarak büyüteceğiz

ust-foto-baskaaan.jpg

 

MUSTAFA ABİ DE ÖYLE İSTERDİ: TKP Gebze İlçe’de başkanlık görevini bir acının üzerinden üstlenen Hande Tunca, 2020’nin TKP Gebze İlçe Örgütü olarak bir başka zorluğu ise ağustos ayında Gebze İlçe Başkanı Mustafa Tozkoparan yoldaşımızın kaybı oldu. Mustafa Tozkoparan yoldaşımız, Gebze bölgesinde 20 yılı aşkın süre işçi sınıfının sosyalizm mücadelesi yolunda TKP saflarında yer almış, uzun yıllar çalıştığı Birleşik Metal İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Sarkuysan fabrikasında baş temsilcilik de dahil çeşitli görevler üstlenmiş bir işçi önderiydi. Bundan sonra da onun partisiyle birlikte yıllardır verdiği sınıf mücadelesini büyütmek için daha fazla çalışacağız. Mustafa abi de bunu isterdi…

 

**

2021 mücadele ve

umut dolu geçsin

 

boyun-egme-alt-foto.jpg

 

TKP Gebze İlçe Başkanı Hande Tunca, 2021’e dair mesajında şunu kaydetti. “Öncelikle; bu vesileyle biz de 2021 senesinin umut ve mücadele dolu geçmesi dileklerimizi iletmiş olalım. Bazen dostlarımız şaşırıyor bizim yeni yıl dileklerimize. “Mücadele” demenin işçi sınıfı için kaybetmek, darbe yemek, kandırılmak, işten atılmak ya da benzer anlamlara gelmek üzere acı çekmekle eş değer içeriğe sahip olduğuna dair bir inanç oluşmuş durumda. Oysa ki şöyle bir geçmişe baktığımızda da mücadele etmeden bizlerin elde ettiği tek bir insani hak ve ilerleme yok. Sendikal haklar, yıllık izin, çalışma saatlerinin düşürülmesi gibi sayabileceğimiz tüm haklar örgütlü mücadele sonucu kazanılmıştır.”

 

 

 

 

**

 

 

KADIN DAYANIŞMA KOMİTESİ’Nİ GEBZE’DE DE KURDUK

 

Haklarımızı edinmek ve

her tür tacize karşı birleştik

 

kadin-003.jpg

 

 

  • Kadın Dayanışma Komiteleri niçin kuruldu?

 

  • Aslında sadece Türkiye’de değil tüm dünyada eşitsizlik, adaletsizlik, şiddet ve umutsuzluk toplumsal yaşamın sürdürülmesini giderek imkânsız hale getiriyor. Bu krizden de tartışmasız en çok kadınlar etkileniyor. Yoksulluk ve işsizlikte eklenince kadınlar düzenin hedefi haline geliyor. Özellikle pandemi dönemi ile birlikte kadının hem işte hem de evde karşı karşıya kaldığı sömürü mekanizmaları artmış durumda.

 

  • Kadın Dayanışma Komiteleri de emeğimizi sömürenlere karşı birlikte ses çıkarmak, hak gasplarına karşı birlikte mücadele etmek amacıyla kuruldu. Gebze Kadın Dayanışma Komitesi, 27 Eylül 2020’de  gerçekleştirdiği toplantı ile kuruluşunu ilan etti. Kreş hakkımız, ücretsiz sağlık ve eğitim hakkımız için; taciz, istismar ve şiddete karşı kol kola girmek için bir araya geldik.

 

ÇOCUKLARIN GELECEĞİ

İÇİN KOLLARI SIVADIK

 

  • Gebze’de ne yapmayı amaçlıyorsunuz?
  •  

 

  • Çocuklarımızın ve gençlerimizin pandemi döneminde eğitime ulaşmaları çok daha fazla zorlaştı. Özellikle bölgemizde bilgisayar, cep telefonu ve internet alt yapısına ulaşımda ciddi problemler yaşayan binlerce aile var. Gebze Kadın Dayanışma Komitesi çocuklarımızın geleceği için kolları sıvadı.

YÜZYÜZE EĞİTİMİ BAŞLATTIK

  •  
  • Telefon, bilgisayar ya da eğitim kaynaklarına ulaşımda zorluk yaşayan çocuklarımızı tespit ettik ve bir dayanışma kurduk. Bunun yanından yüz yüze eğitimin bir zorunluluk olduğu bilinciyle, bölgemizde görev yapmakta olan eğitim emekçilerinin dahil olduğu yüz yüze eğitim çalışmaları başlattık ve hala da sürdürüyoruz. Elbette salgın göz önüne alındığında zorlanıyoruz. Sınırlı sayıda bir araya gelmeler ve yoğun önlemler alınarak ama dokunduğumuz hiçbir çocuğumuzun yalnız kalmasına izin vermemeye çalışarak dayanışmamızı sürdürüyoruz.

EŞİTSİZLİK, KREŞ…

GÜNDEMİMİZDE

 

  • Bölgemizde kadın emekçilerin yoğun şekilde çalıştığı birçok fabrika var. Cinsiyetler arası ücret eşitsizliği, kadın işçiler için kreş hakkı gibi konular gündemlerimiz içerisinde.

 

 

 

**

 

İşçiler düzeni sürdürmek

isteyenlere bel bağlamamalı

 

 

 

– Önümüzdeki dönemde TKP’nin ağırlık vereceği siyasi faaliyetler nelerdir?

 

  • TKP, Türkiye’de işçi sınıfının iktidarının kurulması amacını baş sıraya yazarak siyasi mücadele veren bir parti. Dolayısıyla ağırlık vereceğimiz çalışmaların başında işçilerin bir sınıf olarak örgütlü hareket etmesi olacak. Sendikalar bu konuda kendi alanlarında çalışmalar yürütüyor. Ancak yasalar işçilerin örgütlü hareket etmesine, kendi fabrikaları, mahalleleri, ülkeleri üzerine söz söylemesine hak tanımıyor. Bizlere tanınan yaşam alanı her gün daha fazla daralıyor. İstedikleri zaman suyumuzu kesiyorlar, istedikleri zaman ete, elektriğe, doğalgaza zam yapıyorlar.

 

ÜRETENLER YÖNETMELİDİR

 

  • Bu anlamda işçiler başta olmak üzere topluma çağrınız nedir?

 

  •  İşçi sınıfına, üretenlere söz hakkı tanınmıyor. Bu yüzden işçi sınıfı sözünü söyleyebilmek için çıkarları bu düzenin devam etmesinden yana olan siyasi partilere bel bağlamaktan vazgeçmeli. Üretenler aynı zamanda yönetmeliler de. Kendimize, sevdiklerimize mutlu bir geleceği ancak böyle hazırlayabiliriz.

 

SINIF DAYANIŞMASINI

EV EV ÖRECEĞİZ

 

  • Çağrıda bulunmak yeterli mi?

 

  • Bir yanda da yaşam koşulları zorlaştı. Biz, halktan sömürdükleri parayı sadaka olarak dağıtan burjuva partilerinden değiliz. Bu amaçla, öncelikle “dayanışmayı” büyüteceğiz. Birlikte hareket etmek, yalnızlaşmanın umutsuzluğu doğuracağını bilerek sınıf dayanışmasını ev ev örmek için kolları sıvadık. Bununla birlikte elbette çok sevdiğimiz bir sloganımız var; “işçiler açken patronlara huzur yok” diye, haliyle patronlara ve patronların düzenine huzur vermeyeceğiz. Bu amaçla örgütlenmeyi, direnişleri, dayanışmayı büyüteceğimiz çalışmalarımıza devam edeceğiz.

 

desteeek.jpg

 

DÜNDEN BUGÜNE HEP YANLARINDAYIZ: Başkan Tunca, “Bu vesileyle, bugün hala devam etmekte olan tüm işçi direnişlerine de selamımızı göndermiş olalım. Dün Özer Elektrik ve HSK Systemair’da yanlarındaydık. Bugün bölgemizde grevdeki Baldur Süspansiyon, sendika hakları için direnen Migros Depo ve ücretsiz izne direnen Onat Süspansiyon işçilerinin yanındayız” dedi.

 

**

 

Genel oy hakkı halkın

elinden alınmak isteniyor!

 

  • Sizce; erken seçim mi olacak, seçim zamanında mı yapılacak? Erken veya vaktinde, TKP’nin seçim stratejisi ne olacak?

 

  • Erken seçim tartışmaları aslında ülkemizin yönetiliş biçimine döndü. Krizler seçim tartışmaları ile; halkın huzursuzluğu ise ilkesiz ittifak tartışmaları yoluyla düzen içerisinde tutulmaya çalışılıyor. Haliyle ortaya seçimlerden, yaşamın değişmesinden dahi umutsuzluk çıkaran bir halk yaratılmaya çalışılıyor. TKP, bu denklemin çökeceğini her zaman söyledi.

 

İŞÇİ SINIFININ SESİNİ

DAHA DA YÜKSELTECEĞİZ

 

  • Türkiye gibi eşitsizliğin, yoksulluğun, yolsuzluğun yönetim biçimi halini almış bir ülkede işçi sınıfını ilelebet belirledikleri düzen sınırları içerisinde tutamazlar. Biz bugün seçim olsa yine dün yaptığımız gibi, işçi sınıfının bağımsız ve devrimci sesini daha fazla yükseltmeye çalışacağız. Ama seçim tartışmalarında daha önemli bir şey var. O da artık seçimlerin meşruiyetini yitirmesi ve tarihsel kazanım olarak anılan genel oy hakkının halkın elinden alınması ile karşı karşıyayız.

 

  • Böyle bir tespitiniz olduğuna göre, siz ne tür bir karşı refleks sergileyeceksiniz?

 

  • Feodalizmden kapitalizme geçişte, seçimler tarihsel olarak önem kazanmıştır. Yeni bir dünya kuruluyordu ve bu yeni dünyanın yönetiminde söz sahibi olacaklara güçlerin nasıl dağıtılacağı insanlık tarihinde çok uzun yıllar mücadele konusu oldu. İşçilerin, mülksüz halkın, hele ki kadınların seçimlerde oy hakkına sahip olmasının geçmişi ise o kadar da uzun değil.

150 YIL ÖNCESİNİN

TARİHSEL DÖNÜŞÜMÜ

 

  • Benzetmenin tarihsel olarak yanlış olduğunu düşünmüyoruz; insanlık benzer bir tarihsel değişim döneminden geçmeye hazırlanıyor bir bakıma. Bu nedenle belki 150 sene önceki biçimi ile değil ama halkın seçme hakkının elinden alınması karşısında tarihsel kazanımlarını korumak ve ileriye çekmek için mücadele etmesi gerektiği gibi bir gerçekle karşı karşıyayız.

 

GENEL OY HAKKI VE

SEÇİM SİSTEMİ RAPORU

Bu nedenle de TKP olarak, "Genel Oy Hakkı ve Seçim Sistemi Üzerine" bir rapor yayınladık. Bu başlıkta çalışmalarımıza da devam edeceğiz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.