28 Şubat milletin  dinine açılmış savaştı

28 Şubat milletin dinine açılmış savaştı

1960 darbesini çocuk, 1980 darbesini devrimci, 28 Şubat post modern darbesini muhafazakar olarak karşılayan Yazar ve eski milletvekili Mahmut Esat Güven, 28 Şubat’ı “milletin dinine açılmış savaş” diye tanımladı

Refah Partisi döneminde Kars İl Müfettişliği, Fazilet Partisi kurucu İl başkanlığı, AK Parti’de yine kurucu il başkanlığı ve 23’ncü dönem Kars Milletvekilliği görevlerinde bulunan Yazar Mahmut Esat Güven1960 darbesini çocuk, 1980 darbesini devrimci, 28 Şubat post modern darbesini muhafazakâr olarak karşıladı. Güven’e o sürecin mağduru olan bir partinin toplumun önemli kesimince niye yargılandığını da sorduk. Özetle, “Algı”yı tarif etti. O algı ki, 12 Eylül askeri darbesini dahi halkın önemli kısmına alkışlatırken o alkışlayanlar zamanı geldi en sıkı “darbe muhalifi” kesildi. Demek ki … algı önemli!

 

 

 

 

-       28 Şubat sürecini değerlendirir misiniz?

 

-       28 Şubat darbesi, işbirlikçi tekelci sermayenin, gelişmekte olan Anadolu sermayesinin önünü kesmesiyle birlikte, aynı zamanda milletin dinine karşı açılmış bir savaştı. Ülkede ne kadar dini menfaatleri uğruna istismar eden sahte şeyh, tarikat ve cemaatleri varsa basın ve yayın organlarında deşifre ettiler. Maksat insanları dinden uzaklaştırmaktı. İslam’a karşı yapılan bu saldırılar bazı Müslümanları kendi dinini araştırmaya ve öğrenmeye sevk etti. Bence de bunca şerrin arasında tek hayır olanda buydu.

 

-       Sürecin mağduru olmakla birlikte toplumun önemli bir kesimi Refah Partisi’ni eleştiriyordu, bunu neye bağlıyorsunuz?

 

-       Müslüman dinini bilmiyordu, bunun içinde dinini savunmaktan uzaktı. Müslümanda TV'den sergilenen rezillikleri seyrediyor, diğerleri ile birlikte tepki koyuyordu. Darbe, Refah Partisi’ne düzenlendiği için insanlar, İslam adına işlenen bu rezilliklerin müsebbibi olarak Refah Partisi’ni görüyorlardı.  Dönemin Refah Partisi il müfettişi olarak, 100 metrelik mesafeyi 10 dakikada zor alıyordum. İnsanlar akşamları televizyonlarda izledikleri rezilliklerin hesabını, bizden soruyorlardı.

 

-       Bugün ise iktidarda, muhafazakâr AK Parti bulunuyor. AK Parti’nin muhafazakar dünya görüşü sayesinde bu dönemde Müslümanlar, inanç, ibadet, giyim, inançlarını ifade edebilme gibi konularda önemli mesafeler katettiler.

 

-       Ama diğer taraftan da bu manevi zemini sömürü olarak kullananlar olmadı mı?

 

-       Sahteciliğin hızla yayıldığı bir ortamda her şeyin sahtesi olur da, şeyhin, tarikatın sahtesi olmaz mı? İslami faaliyetlerin korunduğu, şeyhliğin ve tarikatçılığın siyasette ve ticarette büyük rant getirisi olan bu dönemde, herkes bir şeyh olmuş. Çaresiz, dininden bihaber vatandaş da mürit olmuş çıkmış.

 

O ZİKİRLERDEKİ NEŞEYİ EN KRAL

EĞLENCE YERİNDEN ALAMAZSINIZ

 

-       İyi ama öyle görüntüler var ki, muhafazakar olmayan kesimlerin dahi muhafazakarlık ile bağdaştıramadığı ortamlara, muhafazakar olduğunu söyleyenler nasıl kanıp adapte oluyor?

 

-        

 

-       Tarikatlar çok neşeli. Çoğu tarikatın zikirde yaptıkları hareketlerden aldığınız neşeyi, en kral eğlence yerinden alamazsınız. Sosyal medyada çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Çiftetelli oynayan mı, Asena'ya taş çıkartacak kıvıranlar mı, kendinden geçip harakiri yapan mı, ne ararsan var. Müridlerin bu kadar eğlenmesi yeter. Birde şeyh bozuntusu sahtekârların özel eğlentileri var ki sormayın gitsin. Badeleme, oğlan çocukları, kız çocukları ile olan cinsel ilişkiler, ticaret, siyaset, kısacası bu keratalar çok becerikliler.

 

-       İslamın en büyük düşmanı bu sahtekarlar ve yanlarındaki cahil insanlardan oluşan topluluklardır. Şeyhlerini putlaştırır, kendileri gibi cahillere şeyhlerinin olmayan mucizelerinden bahseder ve şeref yoksunu şeyhlerine yeni bir köle daha kazandırmış olurlar.

mahmut-5.jpg

 

TÜRKİYE’DE DEMOKRATLIK TEK YÖNLÜ ÇALIŞIYOR: Mahmut Esat Güven, “Refah Partisi, Fazilet Partisi’nin kapanmaları ve AK Parti’nin kapatılma süreci içerisinde hiçbir parti demokrasiden yana olmadı. Hatta utanmasalar alkışlayacaklardı. Şimdi muhalefetteler ve demokrasi istiyorlar. Türkiye’de demokratlık tek yönlü çalışıyor. Her parti muhalefetteyken demokrasiden, insan haklarından ve özgürlüklerden bahseder, iktidar olunca da bu kavramları rafa kaldırır.

 

Adam günah olanı yapıyor.

Biz dini mahkum ediyoruz

 

 

-       Türkiye’de deistliğin giderek yükseldiğine dair kamuoyu araştırmaları açıklandı. Sözünü ettiğiniz sahtekarların bu kişiler üzerinde etkisi olduğunu söylemek mümkün mü?

 

-       Nasıl ki vatan, bayrak bu milletin en üst derecede manevi değerleriyse, İslam'da bu milletin dinidir ve en üst derecede birinci sırada yer alır. Dinimize yanlış imaj verebilecek, dinimiz üzerinden ticaret, fuhuş partileri düzenleyebilecek sahtekârlara ağır cezalar verilmelidir. Yakalayıp da, sadece zina, fatura, dolandırıcılık üzerinden verilen cezalar ayrı, dinimizi küçük düşürecek faaliyetler ayrı olarak değerlendirilmelidir. Kamuoyuna karşı üç- beş gün tutukla, mesele biraz soğudu mu da bırak gitsin politikasından vaz geçilmelidir. Böyle bir politika sahtekârları aklar. O zaman da bu dürzüleri tut tutabilirsen. Müslüman, dinini sahih kaynaklardan okuyup öğrenmelidir. Böyle sahtekarları görüp, dinden uzaklaşanlarımız var. Kusura bakmasınlar, onların uzaklaşmasının sebebi de din cahili olmalarındandır. Adam dinin günah saydığı bir fiili işliyor, biz adamı değil, dinimizi mahkûm ediyoruz.”

 

zikir.jpg

 

İlk copu 1960’da yedim.

Sonra cop-kolik oldum!

 

 

-       1960 darbesinde çocuktunuz. O günü hatırlıyor musunuz?

 

-       Çocukken en fazla oynadığım oyun evimizin önünde taşları üst üste dizerek ev yapmaktı. 27 Mayıs 1960 darbe günü sokağa çıkma yasağı bulunuyordu. Ama ben sabah saatlerinde evin önünde duvar örüyordum. Eve gitmem için mahallede devriye gezen askerler tarafından birkaç kez ikaz edildim. Ancak eve gitmeyince askerlerden birinin copla vurması üzerine eve gittim. Bu cop daha çocukken darbecilerden yediğim ilk coptu. Çocukken yediğim bu copun ‘bereketiyle’ bundan sonra 10 yılda bir yapılan darbelerde hemen her gün yediğim coplarla cop-kolik olmuştum.

 

-       Ayrıca 27 Mayıs darbesine ilişkin babam eve geldiğinde anneme bazı isimler söyler, bu kişilerinde Vatan Cephesi’ne üye olduklarını söylerdi. Babamın bu söylediklerine ilaveten her öğleden sonraları Menderes ve arkadaşlarının yargılanmalarının radyodan verilmesini hatırlıyorum.

mahmut-4.jpg

 

ŞEHİR DERNEKLERİNİ DESTEKLİYORUM:  “Şehir dernekleri 12 Eylül öncesi de vardı. Bu dernekler ya siyasi amaçlı kurulur veya binaları kumarhane olarak kullanılırdı. Hemşerilerine yararlı hizmetler yaptığı sürece bu tür derneklerin kurulmasını destekliyorum.”

 

CHP’nin hatası Türkçe ezan

ve dine yapılan baskıydı

 

 

-       Sizden tek partili dönem değerlendirmesi de alabilir miyim?

 

-       İkinci Dünya Savaşı esnasında CHP’nin iktidarda bulunduğu tek partili bir rejimle yönetiliyorduk. Bu yıllardaki ekonomik zorlukları, ekmeğin vesikaya bağlanmasını, kuru üzümle çay içilmesini ben doğal karşılıyorum. Çünkü gündemde dünya savaşı var.

CHP’nin asıl hatası yanlış bir zihniyetle ezanı Türkçe okumadaydı. Din üzerinde kurulan baskılarla Müslüman, ancak dinini bilmeyen bir nesil yetişti. O dönemin etkisi eskisi kadar olmasa da halen devam ediyor.

Menderes iktidar olur olmaz Türkçe ezanı kaldırdı. Ezan tekrar eskisi gibi okunmaya başladı. Dini konularda ülkede bazı rahatlamalar oluştu. Halk memnundu ancak laiklik konusunda hassas olan askerler rahatsızdılar.

 

-       Çok partili dönemdeki Marshall yardımları?

 

-       Demokrat Parti’nin ilk dönemlerinde Türkiye, ABD’den ekonomik yardımlar alıyordu. Ülkede eskiye nazaran belli bir rahatlama oluştu. Hatta ülkenin küçük Amerika’ya dönüşebileceğinden bahsediliyordu. Ancak belli bir süre sonra ABD yardımları kısıtladı ve ülke zor durumda kaldı.

 

-       Menderes’in ABD ziyaretinden de bir netice çıkmayınca Menderes bu defa Rusya’ya gitti. Bu seyahat ABD’yi çok kızdırmış oldu. Zaten laiklik konusunda Demokrat Parti iktidarından memnun olmayan askerlerle işbirliği yaparak 27 Mayıs darbesiyle DP’yi iktidardan uzaklaştırmış oldular. Darbeden sonra DP iktidarına bir tepki olarak çıkarılan yeni Anayasa, yine aynı güçlerce yapılan darbeler dönemlerinde yürürlükten kaldırılmış oldu.

 

ekmek-222.jpg

 

ekmeek.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.