Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

NURDAN HANIM EFENDİYE…

NURDAN HANIM EFENDİYE…

 

            İçimi yakan büyük isteklerden biriydi yazmak, okuduklarımı, duyduklarımı, yaşadıklarımı başka insanlarla paylaşmak yaşamın içinde var olduğumu kanıtlamak istiyordum. Geç oldu ama bu isteyim oldu yazmak ve okumak yaşama gayemdir. Gebze Yeni Haber Gazetesinde on beş yıldır yazıyorum. Şimdi şahsıma atfen yazmaya çalışacağım. Bu yazıyı Nurdan Hanım efendiyi bu gazete de tanıdım hanım efendiyle dönüşümlü gazetenin bu köşesini paylaşıyoruz… Bir hafta önce beni fazlasıyla mutlu eden şahsımla ilgili bir yazı yazmıştı. Hanım efendi zekâsından, emeğinden dolayı kendisine saygılarımı bildiriyor… Teşekkür ediyorum.

            İtiraf ediyorum ki beni benden çok daha iyi anlatmışsınız. Bu yazıyı okurken kendinle karşılıklı konuşur gibi oldum. Yazı boyunca satır satır kimliğimi, kişiliğimi gördüm. Öteki Tuncer resmen yazının içindeydi. İnanın kendimle tekrar, tekrar yüzleştim. İşimin uzmanı bir psikiyatrı gibiydiniz. Panik atak bilincimin Altındaki öteki Tuncer’i başka bir kılıkta, zekâda delilikte karşımıza çıkarmışsınız… İnanın bir nefeste okudum bu kadar da kalmadım bu yazıyı okurken. Sık sık çocukluğuma anneme gittim geldim ben annemin farklı bir delilik yansımasıyım, benim dünyam annemdi bu yüzden annem ölene kadar ben hiç büyümemiştim. Annemin ölmesi kara bir kader gibiymiş ti… bu yazda farklı bir gerçek daha vardı. O da Freud’du Freud’un ruhu resmen yazımın içine sinmişti.

 

O günler çok kötü günlerdi… On yıl tımarhanede dolaştım. İstanbul’da kapısını çaldığım psikiyatrı, psikolog kalmadı neredeyse içim korkularla, tedirginliklerle, öfkeyle doluydu, büyük acılar çekiyordum. Arkadaşlarım ve ailem tarafından çekilmez hale gelmiştim. Sıkıntı stres beni benden geçirmişti. Hastaydım ama hastalığımın nasıl bir hastalık olduğunu bilmiyordum. İnsanların çoğunu sahtekâr, yalancı ve can sıkıcı görüyordum. Ne ise ki bir iç hastalıkları uzmanı beni psikiyatra yönlendirdi de ben de kendimi tanıdım. Kolay değil insanın birden bire değişmesi Franz Kafka değişimindeki Gregor Samsa gibiyim. Samsa kendini kocaman bir böceğe benzetir… GOG olur bir delinin hatıra defterindeki memuru durup durduğu yerde kendini kral sanır sağa sola emirler vermeye başlar. İnsanlık hali benim başıma da Gregor Samsa’nın başına gelen şeyler gibi geldi, durup dururken delirdim. İtaatsiz biri oldum, kapalı toplumlarda böyle şeyler olur sosyolojik ve ekonomik sorunlarını çözememiş ülkelerde kadere, şansa inanan insanlar benim gibi deliren insanlar ortaya çıkarlar. Bir türkü bir şarkı bir film insanların tüm hayatlarını değiştirir her yıl bu ülkede kendilerini asan, kesen insanların çıkması bundandır. Çoğumuz yazar Atilla İlhan’ın dediği gibi aslında olmaya kadınları severiz, platonik aşklar yaşarız, hiçbir hayalini gerçekleştirememiş bir insanım ben bir kızı içten inanarak sevemedim. Yasaklardan günahlardan dolayı istediğim gibi yaşayamadım insanları sevemedim. Onlara dokunamadım. İnsan sevgisi, hayvan sevgisi, doğa sevgisi bilinci edinememişim. Eğitim sistemimiz de böyle şeyler yok… Sevgisiz bir toplumun bir ferdiyim bende… Devamlı saklı gizli işler yaptık… İyi ki delirmişim yoksa intihar edebilirdim. 

Bu yazı toplam 1783 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi