Fatoş Özut Kırtay

Fatoş Özut Kırtay

2024

2024

Hiç anlayamadan geçti koca bir yıl daha...

2020'den itibaren sanki karanlık bir tünele girdi zaman.

Bir yıl bitip diğerine geçerken, umutlanıyoruz.

Hani bir tünelden diğerine geçerken,aralarda bir nebze gökyüzü görünür ya,işte umut gökyüzü gibi.

Her yeni yıl geldiğinde ,duyumsanan hisler de böyle.

Keşke sevinç, neşe dolu bir şeyler yazabilseydik.

Aksine,gelenin gideni aratma endişesi içindeyiz artık.

Ülke ahvali ise freni boşalmış araba gibi...

Yıllardır aynı sorunlar devam ediyor.

Konu ve olaylar, olumsuzluklara doğru derinleşti hatta .

Ekonomi , yeni yıl gelmeden asgari ücret belirlenmeden, zamlar şimdiden başladı.

Zaten absürd , mantıksız, matematiği olmayan bir süreç var 2 yıldan beridir.

Diğer taraftan, kangren olan mesele tekrar nüksetti.

Terörizme ,12 genç fidan verdik.

12 ocak söndü.

Tarifi olmayan bir acı var yüreklerde.

Velhasıl kelâm yazmaya elim varmıyor bir şeyleri...

Keşke hiç büyümeseydik,anlamasaydık ne olup bittiğini.

Çocukken ne farklıydı,ne güzeldi yeni yılı umutla karşılamak.

Dört kardeş, babamın işten gelmesini beklerdik.

Elleri , kolları dolu gelirdi çünkü.

Her zaman yiyemediğimiz yiyecekler getirirdi.

Memurdu babam, devlet demiryollarında.

Orta halli denirdi.

Kıt kanaat,idare ile geçinip giderdik.

Kolay mı dört çocuk?

Okulu, giysisi, masrafı bitmez...

Ama yeni yıl akşamları öyle miydi ya!

Sevdiğimiz yiyecekleri alırdı babam.

Yeni yıl muz, kuruyemiş demekti.

Hele ille de cevizli sucuk...

Olmazsa olmazı,en lezizi...

Anneciğim güzel bir tavuk fırında yapardı.

Bazen de hindi ama pek sevmezdik hindiyi.

Yanında enfes pilavı.

Benim her güçlüğe göğüs geren, çalışkan, savaşçı, kahraman annem...

Bizimle birlikte büyüyen çocuk yürekli annem.

Yemeğin ardından nevaleler gelirdi ortaya.

Hiç üşenmeden tek tek pay ederdi bize.

Herkese eşit ölçüde.

Televizyonun karşısına bir güzel kurulur, bitmesin diye yavaş yavaş yerdik.

O akşam geç yatmak serbestti.

Ertesi gün tatildi okullar çünkü.

Yılbaşı eğlencelerini izlerken,bir yandan da geleneksel tombala oyununu oynardık.

Bizde bir neşe,bir mutluluk!

'Çinko' diye çığlık çığlığa tombalamızı ilan ederdik.

Yenilenler, yenenleri yastıkla kovalardı.

Kahkahalarımız , her yılbaşı gecesi mutlaka yağan karı bile sımsıcak sarar, eritirdi adeta.

Nihayet yorgunluktan bitap düştüğümüzde, başka bir heyecan başlardı.

Masal saati...

'Kapatın gözlerinizi, açarsanız anlatmam' diyen anneciğimin anlattığı masallarla uykunun şefkatli kollarında usulca kaybolurduk.

Hayal dünyamıza doğru...

Şimdilerde ise nerede bu mutluluklar!

Her türlü yiyecek var.

Tıka basa , çatlayana dek yediğimiz...

Fakat hepsi de tatsız tuzsuz,yavan...

Ne muzun, ne kuruyemişlerin, ne de envai çeşit yemeklerin...

Yılbaşı, tatil demek herkes için.

Artık yok heyecanlar...

O masum sevinçler...

Çocuk saflığıyla sarmaş dolaş mutluluk...

Hey 2024!

Yeni gelen yeni yıl...

Bu günlerden çok daha güzel yarınlar getir bizlere.

Yarınlar bu günlerden daha iyi olsun.

Herkesin birbirine duyacağı saygı getir.

Çocuklara, hayvanlara, doğaya sevgi duyan masumluk getir.

Adalet saç dört yana, eşit olsun tüm canlılar.

Vicdan, duyarlılık, empati, insanlık getir...

Sağlığı da unutma!

Hoş gel yeni yıl...

U-mutlulukla gel.

Bu yazı toplam 8704 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatoş Özut Kırtay Arşivi

NOKTA

03 Nisan 2024 Çarşamba 07:02

SEÇ

27 Mart 2024 Çarşamba 07:00