Ülkede ilk yasak hep sanat alanına

Ülkede ilk yasak hep sanat alanına

Sanat Meclisi, Temmuz 2021’deki sanatta hak ihlalleri raporunu açıkladı: Pandemiden sonra yangınlar gerekçesiyle de, ilk yasaklar hep sanat alanına uygulandı

Sanat Meclisi, 2021 yılının temmuz ayına dair sanatta hak ihlalleri raporunu açıkladı. Pandemiden ötürü 1.5 seneyi aşkın süredir yasaklara boğulan kültür sanat alanı, orman yangınları gerekçesiyle de yasakların uygulandığı ilk alan oldu:

“Mart 2020’den bugüne sanat alanı salgın hastalık nedeniyle etkinliklerini yapamadı. Zor, sıkıntılı, hacizlerle dolup taşan, intiharların art arda geldiği günler yaşandı. Ardından iktidar içinde bulunduğumuz ay kısmi bir etkinlik izni verdi. Müzik, tiyatro, dans olacaktı ama her şey saat 24.00’de tamamlanmış olacaktı. Bu duruma sanat alanı itiraz ettiyse de bir sonuç alınamadı. Etkinlikler başlarken bu kez orman yangınları gerekçe gösterilerek müzik konserleri yasaklandı. Sanat alanı ne yapsa yasaktan, engellemekten kendini kurtaramıyor. Ülkede ilk yasak hep sanat alanına!

Sanat alanı sıcak yaz günlerini zorluklarla aşmaya çalışıyor. 2021 Temmuz’unda da yine sanat alanı zordaydı. İşte Temmuz ayında sanat alanının başına gelenler:

 

HALK TV’YE TÜRKÜ CEZASI

  • RTÜK, salgın döneminde müzisyenlere destek amacıyla Halk TV'nin organize ettiği gecede, eski Grup Yorum solisti Hilmi Yarayıcı'nın seslendirdiği "Cemo" türküsü nedeniyle ceza kesti. RTÜK, türkü nedeniyle "terörü övmek" ve "teşvik etmek" suçlamasıyla kanala yüzde 3 idari para, 3 kez de program durdurma cezası verdi. Karara RTÜK üst kurul üyeleri İlhan Taşçı ve Okan Konuralp karşı oy kullandı. Halk TV, Âşık Veysel Kültür Derneği ile birlikte tam kapanmada işsiz kalan müzisyenler için #TürkülerSusmaz sloganıyla gece düzenlemiş ve birçok sanatçı da geceye destek vermişti. 

BOZYİĞİT: HAKKIM TESPİT EDİLDİ

 

  • Selda Bağcan, Tunay Bozyiğit'e ait 'Hayat' isimli eseri kendi çıkardığı albümde izinsiz olarak 'Düşen hep yerde mi kalır' ismiyle okudu. Eser sahibi Bozyiğit, şarkıya klip de çeken Bağcan'dan şikayetçi oldu. Bu gelişme üzerine Bağcan hakkında manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz suçundan 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Mahkeme suçun uzlaşmaya tabi olduğunu ifade ederek, dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderdi. Bozyiğit ile Bağcan uzlaşamadı. İstanbul 2'nci Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi'nde görülen 5 yıl hapis cezası istemli davada mahkeme Bağcan´ı 365 gün karşılığı adli para cezasıyla cezalandırdı. Bağcan'ın ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulunduran mahkeme, cezayı günlüğü 20 TL'den uygulayıp, 304 güne düşürdü. Bağcan'ın Bozyiğit'e 6 bin 80 TL ödemesine hükmedildi. Mahkeme, 5 yıl hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Tunay Bozyiğit'in avukatı Müslüm Kızıl, davanın 10 yılı aşkın süredir devam ettiğini kaydederken, "Selda Bağcan, 'fikri ve sınaî haklar ihlali' yaptığı bahisle cezaya mahkûm edildi. Mahkeme 5 yıla kadar hapis cezası verebilirdi ya da adli para cezası verebilirdi. Mahkeme takdiren 365 güne tekabül eden adli para cezası verdi. İndirim de uygulayarak 304 güne karşılık gelen para cezasıyla karar çıktı. 5 yıl içinde Selda Bağcan suç işlememesi halinde bu cezanın ve hükmün açıklanmamasına yönelik bir karar verildi. Suç işlerse ceza açıklanıp, uygulanacaktır. Uygulanacak ceza, adli para cezası. Eğer ödemezse 304 gün hapis cezasına çarptırılacak" dedi.  Eser sahibi ve söz yazarı Tunay Bozyiğit, adaletin yerini bulduğunu, yaşanan olaylardan hiç mutlu olmasa da haklı çıktığı için mutlu olduğunu belirterek, "Hayat isimli eserimi 'Düşen hep yerde mi kalır' ismiyle değiştirip kullanan Selda Bağcan´a karşı 2010 yılında bugüne kadar avukatlarımın aracılığıyla sürdürmüş olduğum davanın sonucunda haklılığımız mahkemece tespit edildi. Böyle olmasını gerçekten istemezdim. Selda Bağcan'ın kendisini tanıdıktan sonra saygı duymasam bile hiçbir yerde saygısız davranışım olmamıştır ama kendisi her mecrada bana karşı iftira etmiş, hakaret, suç işlemiş, yasalar sonuçta bunu da engellemiştir" diye konuştu. Eseri Kazım Koyuncu'nun okuduğunu, Selda Bağcan'ın da kendisinden istediğini kaydeden Bozyiğit, "Ben Kazım´a dedim ki, 'ben eserimi senin dışında bir başkasının okumasından yana değilim, bu eser tam da senin sesine güzel oldu'. O da bana 'versen ne olacak ki o da bizim ablamız' demişti. Olayın bu noktaya geldiğini eğer görmüş olsaydı benim kadar şok olacaktı, üzülecekti. Ben de gerçekten üzgünüm ama hakkım tespit edilip, teslim edildiği için de hukuk tarafından mutluyum" dedi.

DEVLET TELEVİZYONUNDA BEDAVA ÇALMAYIN!

 

  • TRT’de bedava program yapmak üzere çağrı alan caz müzisyenleri tepki gösteren bir metin yayınladılar. Metinde şu görüşlere yer verildi: “TRT 2 caz programı önerisi: Ben ve müzisyen arkadaşlarım beni anlatacakmışız, 2 parça çalacakmışız.  Ödeme ne kadar sorusunun cevabı TRT programı olduğu için “sıfır”! “Kendim dâhil kimseyi böyle bir şeye ikna edemem” dedim. Çalan olursa peşine düşüp ifşa edeceğim. Bıktım bu aptallıktan!!! Ödeme yok cevabından önce kimler çalacak diye sordum? Ciddi, saygın müzisyen arkadaşlarımızın ismi geçti. Hiçbirimizin böyle bir promosyona ihtiyacı yok. Artık devlet televizyonuna da bedavaya çalmayın lütfen! Sizden sonra gelecek genç insanlara umut olmanın yolu bu değil.”

 

KİLİSEDE DEFİNE KAZISI

 

  • Kayseri'de 18’inci yüzyılda yapılan Surp Toros Gregoryan Ermeni Kilisesi, define iddiası üzerine tahrip edildi. Melikgazi ilçesi Tavlusun Mahallesi’nde bulunan Surp Toros Gregoryan Ermeni Kilisesi'nin bir odasında yaklaşık 2 metre derinlikte çukur açıldı. Kilisenin duvarlarına da sprey boyalarla yazılar yazılarak zarar verildi. Kilise hakkında bilgi veren Tavlusun Mahalle Muhtarı Mehmet Yılmaz, “Burası 1800’lü yıllarda yapılmış bir Ermeni kilisesi. Mübadele döneminden önce buradaki Ermeni vatandaşlar bu kiliseyi kullanmış. Mübadeleden sonra çevredekilerin kimisi buraya saman doldurmuş, kimisi de buraya zararlar vermiş. Buranın restore edilerek turizme kazandırılması gerekiyor. Çünkü yurt dışından gelen vatandaşlar var. Orada yaşayan insanlar buraya geldiğinde bölgeyi bu şekilde görmek istemiyor. Çoğu yerlerin restorasyonu yapılmışken, bizler Tavlusun bölgemizdeki tarihi yapılarında da aynı şekilde restore edilmesini istiyoruz” diye konuştu.

HACI BEKTAŞ VELİ FESTİVALİ ERTELENDİ

 

  • Temmuz ayının son günlerinde İstanbul Yenikapı’da yapılması planlanan Serçeşme Hacı Bektaş Veli Festivali ertelendi. Festivalle ilgili İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu şu açıklamayı yaptı:  “Tüm canlılara ve insanlığa olan sonsuz sevgisi ve hürmetiyle bildiğimiz Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin yedi yüz ellinci vefat yılı nedeniyle bugün başlaması planlanan etkinliklerimiz, birçok ilimizde devam eden yangınlar ve kayıplarımız nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmiştir.” Etkinliğe katılacak sanatçılar ise yapılanın bir anma olduğunu bunun bir eğlence etkinliği olmadığı ertelemenin yanlış bir karar olduğuna dikkati çektiler.

PANDEMİ BAHANESİYLE FESTİVAL İPTALİ

 

  • İktidarın sanat düşmanlığı bitmiyor. Pandemi döneminde sanatı ve sanatçıyı yalnız bırakan, yüzlerce sanatçının intiharına göz yuman iktidar yine pandemi bahanesiyle bir festivali iptal etti. Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Erikli Sahili’nde 4-8 Ağustos tarihleri arasında yapılması planlanan Trakya Müzik Festivali Erikli 2021, pandemi bahanesinin altına sığınılarak kaymakamlık tarafından iptal edildi. Kararda gerekçe olarak ise 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 27’nci Maddesi gösterildi. Oy birliğiyle kabul edilen karara, sanatçı ve yurttaşlar ise tepkili. Festivale katılacak olan sanatçılardan bazıları şöyleydi: Duman, Yeni Türkü, Hayko Cepkin, Moğollar, Melek Mosso, Haluk Levent, Manga, Edip Akbayram, Mehmet Erdem, Ceylan Ertem, Hey Douglas ve Ece Mumay.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.