Türkiye için çok ama çok kritik bir gün!

Türkiye için çok ama çok kritik bir gün!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 16 Nisan anayasa referandumuna giden süreçte 'sürpriz' mesajı gönderdiği Avrupa'da gündem Türkiye... Avrupa Konseyi'ne...

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 16 Nisan anayasa referandumuna giden süreçte 'sürpriz' mesajı gönderdiği Avrupa'da gündem Türkiye... Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerin temsilcilerinden oluşan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), bugün Strasbourg'da Türkiye için çok ama çok kritik bir oylamaya sahne olacak.

AKPM, Türkiye’nin hızlı reformlar sayesinde 2004 yılında çıkarıldığı ‘denetim süreci’ne yeniden dahil edilip edilmemesini oylayacak.

Bugünkü oturumun gerekçesi ise son dönemde yaşanan insan hakları ihlâlleri, demokratik kurumların işleyişindeki sorunlar ve hukuk devleti normlarında yaşanan olumsuzluklar…

Kulislere yansıyan bilgilere göre; Ankara’nın işi çok zor. Oylamanın Türkiye’nin aleyhine sonuçlanması kuvvetle muhtemel görünüyor. Ankara Yönetimi’nin daha önce yaptığı gibi ‘son dakika’ hamleleriyle oylamayı erteleme şansı da yok.

Bugün çıkacak karar, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ndeki (AB) geleceği ile birlikte, AB ile geçen yıl Mart ayında varılan mülteci anlaşması ve Gümrük Birliği’nin akıbetine ilişkin de çok şey gizliyor.

Zira; denetleme sürecine yeniden alınmak, Türkiye’nin Kopenhag kriterlerini hakkıyla yerine getiremediğinin de tescili olacak. Böylece Türkiye demokrasilerinde yapısal sorunlar bulunan Azerbaycan ve Ermenistan gibi ülkelerle aynı lige düşecek.

KOPENHAG KRİTERLERİ NEYDİ

Türkiye, 3 Ekim 2005'te Kopenhag kriterlerini tamamlayarak, AB'ye tam üyelik müzakerelerine başlamıştı. Bu kriterler, 22 Haziran 1993 yılında Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da yapılan zirveden adını alıyor.

Söz konusu zirvede alınan kararlar çerçevesinde, AB adayı ülkelerin siyasi, ekonomik ve Birlik mevzuatının benimsenmesi olmak üzere üç ana başlıkta belirlenen kriterleri karşılaması gerekiyor.

Siyasi kriterler ise kendi içinde şu dört başlığa ayrılıyor: İstikrarlı ve kurumsallaşmış bir demokrasinin varlığı, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı ve azınlıkların korunması…

Öte yandan, AKPM Denetim Komisyonu geçen Aralık ayında, OHAL uygulamaları nedeniyle Türkiye'nin AB ile yürüttüğü üyelik müzakerelerinin geçici olarak dondurulmasını teklif eden karar taslağını ezici çoğunlukla kabul etmişti.

PEKİ ‘DENETİM SÜRECİ’ NE ANLAMA GELİYOR? İŞTE YANITI:

• Bu süreç, 1993 yılında oluşturuldu. Amacı ise 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılışının ardından Avrupa Konseyi üyesi olmaya başlayan eski Sovyet ülkelerinin Batılı anlamda demokrasiye geçişlerini kolaylaştırmaktı.

• Bir ülke denetim sürecine alındığında o ülkenin demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti alanlarında yasal mevzuatlarını, Konsey'in 1949'dan bu yana oluşturmaya başladığı normlara uygun hale getirmesi gerekiyor. Denetim Komisyonu bu bağlamda “monitoring” (denetleme) sürecindeki ülkelerin uyarlamalarını ve uygulamalarını denetliyor.

• Ankara 1996'da başlayan bu süreçten yapılan reformlar sayesinde 8 yıl sonra 2004 yılında çıkmış ve “post-monitoring” olarak anılan “denetim sonrası diyalog” sürecine geçmişti.

• AKPM bünyesinde bugüne kadar denetim sürecinden çıkarıldıktan sonra yeniden bu sürece alınan başka bir ülke yok. Türkiye’nin bu süreçten çıkarılması AB ile üyelik müzakerelerine başlamasında önemli rol oynamıştı. Yani Türkiye'nin denetim sürecine dönmesi AB ile sürdürülen müzakerelere büyük darbe vuracak.

• AKPM bugünkü oylamasında Denetim Komisyonu tarafından önerilen kararı oylarsa Türkiye, demokrasilerinde çok ciddi yapısal sorunlar bulunan Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Bosna-Hersek, Moldova, Sırbistan, Rusya ve Ukrayna ile aynı pozisyona düşmüş olacak.

"Kaynak:Sözcü"

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.