Türkiye, çelik üretimini en  fazla artıran ikinci ülke oldu!

Türkiye, çelik üretimini en fazla artıran ikinci ülke oldu!

2024 yılında küresel çelik üretimi, Çin'deki iç talep zayıflığı ve üretim kısıtlamaları nedeniyle %0,4 azalarak 1,9 milyar tona geriledi. Ancak bu küresel düşüşe rağmen Türkiye çelik sektörü dikkat çekici bir büyüme sergiledi.

Türkiye, 2024 yılında çelik üretimini %9,5 oranında artırarak 36,9 milyon tona çıkardı. Bu performansla, Türkiye en çok üretim artıran ikinci ülke oldu ve küresel sıralamada sekizinciliğini, Avrupa'da ise ikinciliğini korudu.

Bu büyümenin ardında deprem sonrası inşaat faaliyetleri ve özellikle Avrupa Birliği'ne yönelik ihracatta yaşanan canlanma etkili oldu. Türkiye'nin toplam çelik ihracatı %27,6 artarak 13,4 milyon tona yükselirken, AB'ye yapılan ihracat %76 gibi rekor bir artışla 3,8 milyon tona ulaştı. Bu artışta, Rusya ve Belarus'a uygulanan yaptırımlar sonrası boşalan kotaların Türkiye'ye kaydırılması önemli bir rol oynadı.

Ancak, sektörün önünde uzun vadeli tehditler de bulunuyor. Özellikle Uzak Doğu ülkelerinden, başta Çin olmak üzere, gelen düşük fiyatlı ithalat baskısı yerli üreticilerin rekabet gücünü zayıflatıyor. 2024'te en fazla çelik ithal edilen ülke %20,6'lık payla Çin oldu. Sektör, ayrıca karbon emisyonlarını azaltma ve dijitalleşme gibi yapısal dönüşümlere de hazırlanmak zorunda.

Yeni ABD gümrük tarifelerinin tüm ülkelere eşit uygulanacak olması, Türkiye için bir fırsat yaratırken, bu durumun ABD pazarından dışlanan diğer ülkeleri Avrupa gibi pazarlara yönlendirmesiyle Türkiye'nin ihracatında yeni rekabet riskleri de doğurabilir.

ANALİZ YAPILDI

KPMG Türkiye Metal ve Maden Sektör Lideri, Şirket Ortağı Burak Yıldırım, “2024 yılı, küresel çelik piyasasında rekabetin daha da sertleştiği bir dönem oldu. Türk çelik sektörü hem iç hem de dış pazarlarda birçok zorlukla eş zamanlı mücadele etmek zorunda kaldı. Bu zorlu tabloya rağmen, Türkiye çelik sektörü 2024 yılında üretim ve ihracatta yeniden ivme kazandı. Ancak bu ivmenin devamı için çelik sektörümüzün yalnızca mevcut dalgalanmalara karşı değil, aynı zamanda uzun vadeli yapısal tehditlere karşı hazırlıklı olması gerekiyor. Artan ithalat baskısı, dalgalı maliyet yapısı ve küresel politika değişimleri gibi çok boyutlu dinamikler, sektörün bugünkü dayanıklılığını bir başarı göstergesi kadar, ileriye dönük bir uyarı sinyali olarak da okunmalı. Özellikle son dönemde sürdürülebilirlik beklentilerindeki artış, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik politikalar ve dijitalleşme adımları, sektörün dönüşüm sürecini hızlandırırken aynı zamanda yepyeni kırılganlık alanları da yaratıyor. Bu dönüşümü tüm boyutlarıyla anlayabilmek için hem Türkiye'nin yapısal gerçeklerini hem de küresel çelik ekonomisinin derinleşen rekabet ortamını bütüncül bir bakışla analiz ettik.” dedi.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.