Turizm Türkiye’de küçülürken Kars’ta büyüdü

“Şehri ayağa kaldırmak için planlı çalışma yaptık. Türkiye turizmi yüzde 40 küçüldüğünde Kars’ın turizmi yüzde 15 büyüdü. Herkes buz tutan Çıldır Gölü’nde, Doğu Ekspresi’nde fotoğraf çektirmeye başladı.

-         Kitabınız beş ayda iki baskıyla satış rekoru kırdı. Kitabı yazmaktaki muradınız neydi?

-         (Öncelikle) Genellikle parti etkinliklerine hiç katılmadım. Siyasi görüşüm var ama partilerle mesafeli olmak lazım. Aleyhimize çok kullanırlar normalde. Gökhan  (CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan ve KBB ve Gebze Belediyeleri Meclis Üyesi Gökkan Yamen) ve çocukluk arkadaşlarım, akrabalarım, yakınlarım var Gebze’de. Davet Gebze’den olduğu için tereddütsüz geldim.

-         (Kitaba dair) Köşe yazılarımda ayda bir iki gere geçmişte yaşadığınız ortamı anlatıp, bugünkü bir olaya bağlayıp oradan mesaj veriyorum. Kimi zaman eğitim, tarım, geçmişteki yaşamla ilgili oluyor konular. Yayınevi fark etmiş: Kars ile ilgili yazılar diğerlerinden daha fazla okunuyor ve paylaşılıyor. Yayınevi müdürü, ‘kitap olarak basalım mı?’ dedi. ‘Önsöz, sonsöz hariç yazılarını gazeteden toplarız.’

-         Kızım Z kuşağı:  ‘İnternette olan yazıya kim para verir alır’ diye karşı çıktı. Müdür, ‘Yok yok biz yapalım, kızın pişman olacak’ diye ısrar etti. Kitap şimdi sözcü.com.tr’de en çok satanlarda birinci. Bu benim için gurur verici çünkü bu hemşerilerimin; Kars ve Ardahanlılar’ın sahip çıkmasından kaynaklı.”

CHP Gebze İlçe Örgütü’nün önceki cumartesi günü gerçekleştirdiği, son zamanların Gebze’deki en nitelikli ve keyifli söyleşilerinden birinde…

Her ikisi de Kars eşrafından, her ikisi de bir yanıyla Gebzeli konukları…

Gazeteci Yazar Deniz Zeyrek’i “Masumiyet İstasyonu” adlı Kars’ı konu eden kitabı..

Yapımcı Yönetmen Çağatay Taşkın Yamen’i Cilavuz Köy Enstitüsü temelinde Köy Enstitüleri’ni konu ettiği “Son Enstitülüler” adlı belgeseli…

… ile konuk ederek ağırladığı söyleşi CHP Çayırova İlçe Örgütü eski yöneticilerinden Sema Aktemur Akçay’ın yukarıda ilkini Gazeteci Yazar Deniz Gezmiş’e yönelttiği soruyla başladı. Sonra akışında devam etti. Gezmiş, “Masumiyet İstasyonu” adlı kitabın yayını sonrası Kars’taki etkisini anlatırken;

-         Bir kenti, üstelik Deniz Gezmiş ustalığında bir yazarın kalemi alması halinde nasıl ihya ettiğinin –

İpuçlarını vermiş oldu:

“Şehri ayağa kaldırmak için planlı çalışma yaptık. Türkiye turizmi yüzde 40 küçüldüğünde Kars’ın turizmi yüzde 15 büyüdü. Herkes buz tutan Çıldır Gölü’nde, Doğu Ekspresi’nde fotoğraf çektirmeye başladı.

Kitabın yayını sonrası bir gün Kars’ta bir şapkacıya gidip babama iki şapka aldım. Tezgahtaki yaşlı amca, ‘Senden para almam. Dedene de, babana da şapka veriyorum. Eskiden yaşlılara sattığımız kürk şapkayı, kalpağı şimdi kadınlara satıyoruz.

Sadece Kars’ta değil yurdun diğer yerlerinde de öyle. Antalya’dan Edirne’ye farklı illerden arayıp, kitapta yer alanların kendilerinin çocuklukları ve kentleri için geçerli olduğunu söylediler. 30 sene önce yaşadığımız çocukluk günlerimizi orada hala bulabiliyorlar. O masumiyeti, samimiyeti orada bulabiliyorlar. Türkiye’de maalesef o samimiyeti kaybettik.

-         Yayınlanmış köşe yazılarından oluşan kitap kısa sürede 20 bin adet satış rakamına ulaştı. Bu kadarını bekliyor muydunuz?

-         O tür yazılar gazete, sosyal medya çok ilgi görüyordu. 2/3 bin yorum yapılan yazılar oluyordu. Edirne’den, Adana, Hakkâri’den yazan, ‘Böyle yaşıyor yapıyorduk’ diyenler oldu. Geçmişte bu ülkede fırsat eşitliği yaşanmış. Kars ile Edirne arasında bugünkü kadar uçurum yokmuş. Okullarda, eğitim imkanlarında eşitlik varmış. ‘Don lastik’ diyorsun mesela. Birçok kişi konuya giriyor. Bu ülkede hepimiz aynı şeyi farklı coğrafyalarda yaşadık.

Bir gün bir arkadaş hediye olarak gofret kutusu getirdi. Kitabı çok dikkatli okumuş. Kapağını açtım: Susuz hayvan barınağı, Bahtiyar en yaşlısı… Barınağa yardımın makbuzu.. Poşet içinde çekirdek, gazete kağıdından… Bir kutu beyaz gofret, kokusunu bile bayılırdık. İki tüp şokomel, bir kutuda pötibör arası lokum.

Nasıl etkilendim. 50 yaşındayım, bugüne kadar aldığım en güzel doğum günü hediyesi oldu. Antalya’dan göndermişler. Çocukluğu öyle geçen bunu hissetmiş. Demek ki kitap herkese dokunmuş. Kitap insanların gençlikte yaşadıkları neşeli günlerinden kesitmiş. Herkes neşeli günlere sahip çıkıyor.

Yarın:

Son Enstitülüler

Gazeteci Yazar Deniz Zeyrek ve Yapımcı Yönetmen Çağatay Taşkın Yamen, Gebze’de gördükleri ilgiden çok memnun kaldı.

CHP Çayırova İlçe önceki dönem yönetim kurulu üyelerinden Sema A.Akçay arı Türkçe’si, akıcı dili ve konu hakimiyeti ile profesyonel program sunucularına parmak ısırttı.

CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan, Çayırova İlçe Başkanı Binali Eniş, ÇYDD Gebze Şube Başkanı Nurcan Çınar ve yönetimleri de etkinliği ilgiyle takip etti.

Etkinliğe Gebze’deki Kars ve Ardahanlılar’ın ilgisi çok yoğun olurken neredeyse tamamen dolan salonda yoğunlukları gözle görülür ölçekteydi. Hemşerileri Zeyrek ve Taşkın’ı keyifle dinlediler.

CHP Gebze İlçe eski yöneticilerinden Serdar Tüze de etkinliği ilgiyle takip etti.

CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan etkinliğin ardından Deniz Zeyrek’e günün anısına onurluk vererek kutladı.

CHP Gebze Kadın Kolları Başkanı Yaşa Erdoğan, Gençlik Kolları Başkanı Mert Doğan’ın da aralarında bulunduğu katılımcılar keyifli bir söyleşiye eşlik etti.

Kavruk çocuklardık hepimiz. Türkçeyi şiveli konuşurduk.
Oyuncağımızı topraktan, ağaçtan, taştan yapar; oyunumuzu toprakta, taşta, buzda oynardık.

“Kuyunun dibindeki kurbağa için gökyüzü, kuyunun ağzı kadardır” demiş ya ozan, bizim hayallerimiz de yaşadığımız yer kadardı. Dünyayı
kendi köyümüz, kendi şehrimiz kadar bilirdik.

Biraz büyüdük, üzerimizden geçen gürültülü uçakları fark ettik.
Biraz daha büyüdük, devasa tanklarla tanıştık.
TRT radyosundan arkası yarınları, kısa dalgadan uzaktaki türküleri dinledik.

Okumayı öğrendik, okulla tanıştık; başka köyler, başka şehirler olduğunu, o şehirlerde bize benzeyen başka çocukların yaşadığını anladık. Elimizdeki birkaç yumurtayı, bir file patatesi, nefes nefese kalarak koşup yakaladığımız seyyar kitapçıyla takas ettik.
Günün birinde takasla aldığımız plastik bir oyuncak arabanın biz uyurken gerçeğe dönüşebileceğini düşünebilecek kadar sınır tanımaz hale geldi hayallerimiz.

Her yeni kitap, görmediğimiz, duymadığımız yeni yerlerin, yeni insanların varlığını gösterdi.
Öğrendiğimiz her yeni yer, her yeni bilgi hayallerimizi biraz daha büyüttü. Büyük kentlere gitmek; doktor, mühendis, bilim insanı olmak istedik.

Doğu Ekspresi o hayaller için çıkılan uzun yolculuğun adıydı bizim için.
Çünkü biz Doğu Ekspresi çocuklarıyız.

Türü: Anı – Mektup – Günlük

Sayfa sayısı: 128

Yayın: Sözcü Kitabevi

Kaynak: kitapsepeti.com

https://l24.im/TPrwQKZ