Temiz suya ulaşmak insanlık hakkıdır

Temiz suya ulaşmak insanlık hakkıdır

Gıda Mühendisleri Odası Kocaeli Temsilciliği, 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle açıklama yaptı: “Temiz ve erişilebilir suya ulaşmak bir insanlık hakkıdır.”

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Kocaeli Temsilciliği, 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle yazılı açıklamada bulundu. “Sağlıklı, yeterli ve güvenli su yoksa, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam ve gelecekten söz edilemez!” başlığıyla yapılan açıklamada, “Devlet insanın temel su gereksinimini karşılayacak miktarda suyu halkına ücretsiz ulaştırmalıdır. Tatlı su kaynaklarının ticarileşmesine son
verecek politikalar kısa sürede hayata geçirilmelidir. Temiz ve erişilebilir suya ulaşmak bir insanlık hakkıdır” denildi. Açıklamada şu görüşler yer aldı:

SU KAMUSAL BİR MİRASTIR

“Ülkemiz sanıldığının aksine su zengini bir ülke değildir. Türkiye, yılda
kişi başına ortalama 1400 metreküp ile su azlığı yaşayan bir ülkedir.
2030 yılında nüfusun 100 milyona ulaşacağı, kişi başına düşen su
miktarının 1100 metreküpe gerileyeceği ve su temininde sorunlu ülkeler
arasına gireceği öngörülmektedir.
Su kaynaklarının bulunduğu havzaların kirlenmesi, yeraltı sularının
kontrolsüz kullanımı ve yüzey suyunun kirlenmesi ciddi sorunlara yol
açmaktadır.
Su tüm canlıların olduğu gibi insanın da en temel ve vazgeçilmez temel
gereksinimidir. Su kaynakları ticarileştirilecek bir meta değil, gelecek
kuşaklara korunarak bırakılması gereken, yaşamsal öneme sahip, kamusal
bir mirastır.

KAMUNUN TEMEL GÖREVİ
Su kaynaklarının korunması, suyun sürdürülebilir yönetimi kamunun temel
görevi olmalıdır. Kamu bu görevini yerine getirirken yerel yönetimler,
demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ile ortak hareket etmelidir.
İnsanın doğaya yaptığı yanlış müdahaleler sonucu ekolojik denge
bozulmakta ve insanlığı tehdit eden sorunlar ortaya çıkmaktadır. Çin’ de
ortaya çıkan ve dünyaya salgın halinde yayılan koronavirüs ile
mücadelede bilim insanlarının temel önerisi, ellerin suyla etkili
şekilde yıkanmasıdır.
Yeni koronavirüs hastalığı olarak bilinen hastalığa neden olan COVID-19
virüsüne karşı alınabilecek önlemlerden biri de güvenli su teminidir. Bu
konuda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile yerel yönetimlere büyük
sorumluluk düşmektedir.

ÖNLEMLER ALINMALI
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, COVID-19 virüsünün içme
sularında bulunduğuna dair bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak içme ve
kullanma suyu kaynaklarının korunmasından başlayarak; suyun dağıtım,
toplama ve tüketim noktasında önlemler alınmalı,  suların dezenfeksiyonu
belirli sıklıkla yapılmalıdır. Tüketime sunulan suların sürekli ve
etkili şekilde dezenfekte edilmesi ve şebeke sistemleri boyunca serbest
klor düzeyinin en az  0.3- 0.5 mg /L olması sağlanmalıdır.

İNSANLIK HAKKIDIR
Son COVİD-19 salgınında olduğu gibi, su kaynaklı salgınların da ciddi
hastalık ve ölümlere neden olduğu gerçeğinden hareketle, tüm insanlığı
tehdit eden hastalıklardan korunulabilmesi için temel hijyen kurallarına
uymamızın gerekliliği, suyun bilinçli kullanımını zorunlu kılmaktadır.
Yaşadıklarımız bir kez daha göstermiştir ki; her bireye yeterli,
sağlıklı ve güvenli su temininin sağlanması en temel insan hakkıdır.
Devlet insanın temel su gereksinimini karşılayacak miktarda suyu halkına
ücretsiz ulaştırmalıdır. Tatlı su kaynaklarının ticarileşmesine son
verecek politikalar kısa sürede hayata geçirilmelidir.
Temiz ve erişilebilir suya ulaşmak bir insanlık hakkıdır.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.