“Taşeron” öğretmenlerle  fırsat eşitliği sağlanamaz

“Taşeron” öğretmenlerle fırsat eşitliği sağlanamaz

Eğitim sisteminde 90 bin civarında öğretmenin MEB tarafından “taşeron” işçi mantığıyla çalıştırıldığını belirten Türk Eğitim-Sen Kocaeli 2 No’lu Şube Başkanı Orhan Kütük, “Bu sorun çözülmediği takdirde eğitimde fırsat eşitliğinden bahsedemeyiz” dedi

“İşçi sendikaları tarihsel derinlik olarak bizden 200 yıl kadar ilerideler…”

 

Türk Eğitim-Sen Kocaeli 2 No’lu Şube Başkanı Orhan Kütük ile bugün ikinci bölümünü yayınladığımız röportajda şubenin Gebze Sendikalar Birliği ile hukukunu ve GSB’ye bakış açılarını sorduk. Detaylı yanıtı orada yer alacak ama soruya yanıtta kurduğu ilk cümle, girizgahta yer verdiğimiz cümle oldu. Kütük’ün tespiti doğrudur ancak gidişat odur ki işçiler üzerinde uygulanan sömürü biçimleri memurlara da aktarılarak, makas sömürü ekseninde kapandı kapanacak olmak üzeredir!

 

OKUL FABRİKA İLİŞKİSİ…

 

12 Eylül askeri darbesi en büyük hasarlardan birini şüphesiz emeğe, emek hareketine verirken “taşeron” işçilik kavramı yine o dönemin “hukuku”nun bir ürünü. Belki 12 Eylül öncesinde de hiç yok değildi ama hiç bu kadar yaygınlaşmamış, memurluğa ve eğitim iş koluna kadar sıçramamış idi. Okulları bir fabrika, öğretmenleri fabrikanın işçisi olarak düşünüp ücretli öğretmenlerin çalışma biçimini adlandırdığınızda uygulama, işçilikteki taşeron tanımlaması ile birebir örtüşüyor…

 

MEB İŞİNİ TAŞERON İŞÇİ

MANTIĞIYLA YÜRÜTÜYOR

 

 

 

 

 

-        Atanamayan öğretmenler konusuna dair ne düşünüyorsunuz? Çözüm nedir?

 

-        Bu konu bizim hep gündemde tuttuğumuz ve yetkililere çağrıda bulunduğumuz bir konudur. Her yıl valiliklerden ücretli öğretmen sayılarını talep etmekteyiz. 90 bin civarında sistemde ücretli öğretmen çalıştırılmakta ve maalesef MEB eğitim işini üzülerek bu ifadeyi kullanıyorum ‘taşeron’ işçi mantığıyla yürütmektedir.

 

ANCAK EMEKLİ OLANLARIN

YERİ DOLDURULUYOR

 

 

 

-        Genel başkanımız Talip Geylanöğretmen açığı kadar atama yapılmasını her yıl ifade etmesine rağmen, 20 bin gibi çok kısıtlı sayıda atama yapılarak ancak emekli olanların yeri doldurulmaya çalışılmaktadırBu sorun çözülmediği takdirde eğitimde fırsat eşitliğinden bahsedemeyiz. Kaliteli ve sürekli bir eğitim sürecinden bahsedemeyiz. İş güvencesi olmadan her an okul müdürünün ‘görevinize son verildi’ haberini verebileceği korkusu yaşayan genç öğretmenlerimiz, kendi gelecek kaygısı yaşarken öğrencilerine nasıl konsantre olacaktır.

 

BAZI BÖLÜMLERİN FAKÜLTELERİ KAPATILMALI

 

-        Sözün özüne gelecek olursak Türk Eğitim-Sen 90 bin öğretmen ataması yapılmasını, sistemde ki açığın kapatılması gerektiğini savunuyor. Ama bunun yanında bazı bölümlerin fakültelerinin kapatılması ve MEB ile YÖK arasında koordinasyon sağlanması da önemli. Bu sayede genç iş gücü hatalı planlama sebebiyle meslek sahibi olamayacağı bölümlere yönlendirilmemiş olur.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.