Son Yaz oyuncuları kimler? Son Yaz'da kim hangi karakter?

Son Yaz oyuncuları kimler? Son Yaz'da kim hangi karakter?

26 bölümle tek sezon olarak televizyonda yayınlanan Son Yaz dizisi kısa sürede büyük ilgi görerek geniş kitlelere ulaşmıştı. Final vererek son sahnelerinde heyecanla biten Son Yaz dizisinin oyuncularını merak konusu oldu. Bizde haberimizde sizler için derledik.

Son Yaz dizinin baş rol oyuncularından;
Akgün Gökalp Taşkın: Alperen Duymaz

Duygusal ve çocuksu ruhu ile bildiğimiz Akgün, artık bambaşka biridir. O artık, abisinin kanını elinde taşıyan bir adamdır. Üstelik çok sevdiği Canan’ın da ölümünü yaşamıştır. Akgün’ün ruhundaki yaramaz çocuk gitmiş yerine daha olgun, kararlı ve içten içe acı çeken bir adam almıştır. Babası için ayakta kalan Akgün, hayatını bir kaçak olarak yaşar. Akgün içinde taşıdığı sırlar, acılar ve Yağmur’a duyduğu büyük aşkı bastırarak kendinden de kaçmaktadır.

Selim Kara: Ali Altay
Selim, karısının ölümüyle acıların en büyüğünü yaşamıştır. Hayatının en mutlu günü en acı güne dönmüştür. O günden sonra kendine mutluluğu, normal bir yaşamı ve hatta çocuklarını bile layık görmez. Karısının ölümüyle derin bir depresyona giren Selim Kara, acılarından bir duvar örüp, kendini onun içine hapsetmiştir. Selim’i oradan çıkaracak tek şey ise yine içindeki acı olacaktır.

Sare Akay: Birce Akalay
Milli istihbarat teşkilatında, istihbarat uzmanıdır. Çerkez kökenli bir ailenin kızıdır. Ankara Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi mezunudur. Üniversiteden sonra iç güvenlik ve suç analizi üzerine eğitim almıştır. Babası istihbaratçı olan Sare, eğitimini tamamladıktan sonra teşkilata katılmıştır.Yönetme ve yönlendirme becerisi yüksektir. Analitik zekaya sahiptir ve yaratıcıdır. Detaylara önem verir. Stres altında son derece soğukkanlıdır. Kendine güvenli, alaycı, acımasız, sabit fikirli, esprili ve inatçı bir kadındır.Yurt dışında, savaş bölgelerinde çalışmıştır. Yurtdışı görevi sona erdikten sonra İstanbul’a gelmiştir. Şu anda bir üniversitede kriminoloji üzerine ders vermektedir. Sare’in tekrar aktif göreve geçmesi ise; organize suçlar için kurulan özel bir ekibin başına geçmesiyle olacaktır.

Yağmur Kara: Hafsanur Sancaktutan
Yağmur üniversitede hukuk okumaktadır. Kendini ailesine ve öğretim üyesi olmaya adamıştır. Annesinin ölümüyle, gençliğini bir kenara bırakmıştır. Gençliğe ait hiçbir heyecan içinde olmayan Yağmur, aslında kendisini annesinin yerine koymuştur. O artık küçük bir Canan Kara’dır. Çünkü buna mecburdur. İlgilenmesi gereken bir kardeşi ve toparlaması gereken bir babası vardır. Tüm bunların içinde, kendisi ne hissediyor, ne düşünüyor bilmeden yaşar. Üstelik Akgün’ü de içine gömmüştür.

Selçuk Taşkın: Arif Pişkin
Selçuk Taşkın aradan geçen üç yılın sonunda, namını ve sokaktaki ismini tamamen kaybetmiştir. Kendini tamamen oğlunun yani Akgün’ün korumasına bırakmıştır. Bu durum Selçuk’un hoşuna gitmese de mecburdur. Çünkü artık savcı Selim Kara tarafından korunan Selçuk Bayraktar değildir ve organize suç örgütleri tarafından her türlü cezaya çarptırılmaya müsaittir.Selçuk geçmiş zamanları ve gücünü özlerken oğlunun himayesi ve koruması altında olmayı kendine yediremese de buna mecburdur.

Emel Yaman:Sezer Koç
Emel kardeşinin ölümüyle kendine Naz, Yağmur ve Altay’a adamıştır. Onlarla birlikte bir hayat kurmuştur. Metin’den de boşanan Emel artık yalnızdır. Metin’den boşandıktan sonra çocuklarla birlikte İstanbul’a yerleşmiştir. Emel’in hayatında şu an sadece iş ve çocuklar vardır. Emel elinden geldiğince gayretli ve normal davranmaya çalışır.

Soner Sancaktar: Halil Babür
Soner İzmir’den döndükten sonra Sancaktar Ailesinin işleriyle ilgilenmeye başlamıştır. Ağabeyi Cihan Sancaktar himayesinde, Sancaktar Ailesi’nin kirli işlerini yürütmeye devam etmiştir. Aradan geçen üç senenin sonunda Akgün ile aralarına soğukluk girmiştir. Ama Naz’a olan aşkı uzaktan da olsa devam etmiştir. Soner şu an Sancaktar Ailesi’nin vazgeçilmez bir üyesidir. Ailenin bütün karanlık işlerini yerine getiren kişidir. Ailesine karşı sorumluluğunu yerine getiren ve bunun için aşkını kalbine gömen biridir.

Cihan Sancaktar: Yılmaz Bayraktar
Halil Sadi’nin halefidir. Hamburg’da İşletme okumuş, ardından Türkiye’ye dönüp ailenin, temiz gözüken işlerinin başına geçmiştir. Halil Sadi’nin ölümü ile birlikte ailenin başına geçer. Başarılı, zeki ve disiplinlidir. Son derece soğukkanlı olan Cihan Sancaktar, rakipleriyle/düşmanlarıyla akıl oyunları oynamayı sever. Kontrollü, iddialı ve kendinden emindir. Dışarıdan bakıldığında hayranlık uyandıran bir iş adamı olan Cihan Sancaktar, yeraltı dünyasına hiçte uzak değildir.

Naz Yaman: Yasemin Yazıcı
Naz da bu büyük kayıptan nasibi almıştır. Soner’den sonsuza dek kopmak zorunda kalmıştır. İstanbul’da Soner’le aynı şehirlerde olduğu halde ona çok uzak olmak zorundadır. Naz hayata karşı heyecanını ve cesaretini ise kaybetmemiştir. Çünkü bunca kayıptan sonra her şeye uzaktan bakabilen tek kişidir. O yüzden sevginin, sevdiğin kişi için cesur davranmanın ne demek olduğunu bilmektedir. Çünkü şunu öğrenmiştir: Sevdiklerimiz bir gün elimizden kayıp gidebilir.

Eray Duraner: Yunus Narin
Eray İstanbul’da mekan işletmeciliği yapmaya başlamıştır. Bu mekanı Emel ile ortak işletmektedirler. Eray artık o ailenin çocuğu gibi olmuştur. Naz, Yağmur ve Emel onun ailesi haline gelmiştir. Emel’in her işi pratik bir şekilde çözen hali sayesinde, sırtını biraz ona dayamıştır. Soner ve Akgün’le olan Çeşme günlerini özlemektedir. Ancak Akgün yoktur, Soner ile de arasına mesafe koymuştur. Eray için önemli olan artık ait olduğu bu ailedir.

Kıymet Sancaktar: Zuhal Gencer
Eray İstanbul’da mekan işletmeciliği yapmaya başlamıştır. Bu mekanı Emel ile ortak işletmektedirler. Eray artık o ailenin çocuğu gibi olmuştur. Naz, Yağmur ve Emel onun ailesi haline gelmiştir. Emel’in her işi pratik bir şekilde çözen hali sayesinde, sırtını biraz ona dayamıştır. Soner ve Akgün’le olan Çeşme günlerini özlemektedir. Ancak Akgün yoktur, Soner ile de arasına mesafe koymuştur. Eray için önemli olan artık ait olduğu bu ailedir.

Burak Sancaktar: Onur Bay
Sancaktar Ailesi’nin problemli çocuğudur. Başına buyruk ve dürtüseldir. Burak, hayata ve ailesine karşı öfkelidir. Hatta bu öfke yer yer kontrolsüz bir seviyeye ulaşır. Alaycı ve uçlarda yaşayan biridir. Her an ne yapacağı belli olmayan, fevri biridir. Adeta yaydan çıkan bir ok gibi olan Burak; geri dönüşü olmayan sözleri, hareketleri ile Sancaktar Ailesi’nin başını belaya sokmak için hazır bekler. Burak abisinden korkar, annesine ise uzaktır. Burak Sancaktar’ın aile içinde gerçekten sevdiği ve önem verdiği tek kişi, ikizi Cemre’dir.

Cemre Sancaktar: Yaprak Medine
Sancaktar Ailesi’nin göz bebeğidir. Ailenin el bebek gül bebek büyütülen kızıdır. Şımarık ve bencil biridir. Modern, dışa dönük ve hayat doludur. Anne Kıymet Sancaktar, kızını geleneksel, oturması kalkmasını bilen bir kız olarak yetiştirilmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır. Cemre annesinin katı kurallarından kaçmak için Burak’ın gölgesine sığınır.

Yiğit Mertoğlu: Tayfun Sav
Eski kabadayı tedrisatından gelme biridir. Sözünün senet olması, kadın ve çocuklara dokunmaması gibi prensipleri hala savunur. Sert, acımasız ve çabuk sinirlenen biridir. Öfkesini kontrol etmekte zorlanır. Çok yoksul bir çocukluk geçirmiştir. O yoksulluğun acısını çıkarmak istercesine gösterişli, görgüsüz bir hayat yaşar. Hayatta en çok değer verdiği şey kızı Şevval’dir. Yiğit kızını gözünden bile sakınır. Yiğit Mertoğlu, Halil Sadi Sancaktar’ın gözden kaybolması ile İstanbul’daki pastadan pay alma savaşına gitmiştir.

Altay Kara: Ata Nedim Arman
Altay büyüme çağında hayatının en büyük travmasını yaşamıştır. Annesinin gözünün önünde öldürülmesi, Altay için geri dönülemez bir yıkımın başlangıcı olmuştur. Bu olaydan sonra psikoloji yerle bir olan Altay, bambaşka biri olmuştur. Altay hayata karşı kin doludur. Agresif ve başına buyruk biri olmuştur. Üstelik yaşadığı her şeyin sorumlusu olarak babasını görmektedir.

Ahmet Tunalı: Cengiz Okuyucu
Soner ve Akgün’den sonra Eray ile yakın olmuştur. Ahmet de eski günlere özlem duyanlardandır. Ahmet hayatta kendine yeni bir amaç edinmiştir. O da Emel, Yağmur, Naz ve Altay’ı korumak. Bu yüzden sürekli yakınlarında ve çevrelerinde olur.

Şevval Mertoğlu: İlda Özgürel
Yiğit Mertoğlu’nun kızıdır. Annesiz büyümüştür. Bu yüzden babası tarafından şımartılmıştır. Hayatta hiçbir hedefi yoktur.Hiçbir zaman kendini geliştirme ihtiyacı hissetmez. Her şey hakkında bir fikir beyan edebilir. Hiç bilmediği konularda bile bilmiş bir tavır takınır. Ağzından çıkanı kulağı duymaz. Görgüsüzdür. Her daim zenginliğini belli etmekten hoşlanır. Abartıyı ve şatafatı sever. İnsanlara karşı dengeli değildir. İnsanları ya çok sever, ya nefret eder. Kendisine göre; o mert, delikanlı bir kadındır.

Canan Kara: Funda Eryiğit
Selim Kara’nın 20 yıllık karısı, Yağmur ve Altay’ın annesi… Güzel, zarif, ince, kibar, sakin, yapıcı, duygusal, anlayışlı, akıllı, kararsız, alçakgönüllü, biraz içe kapanık, kendisine çok güvenmeyen bir kadın. Hayatı boyunca kocası Selim Kara’nın gölgesinde kalmış, fark etmeden yıllarını harcamış. Oysa bir zamanlar kızı Yağmur gibi tuttuğunu koparan, yırtıcı, idealist genç bir kızken, Selim’le tanışınca, hayatının seyri değişmiş. Canan’ın en büyük handikabı; özgüven eksikliği. Kendini fazla hafife alıyor. Asla yeterli hissetmiyor. Oysa hisleri çok kuvvetli ve onları dinlese, haklı olduğunu anlayacak. Bugün Selim’in başarılı bir savcı olması da çocukların dürüst bireyler olarak yetişmiş olmaları da aslında tamamen Canan’ın başarısı... Canan seneler sonra, mesleğine geri dönmeye karar verdiğinde, aslında hayata yeniden dönüyor. Selim’le yüzleşmesi ve boşanmaya karar vermesinden sonra, Canan zincirlerini kırıyor.

Fatih Doğanay: Emre Karayel
Canan ve Selim’in Hukuk Fakültesinden arkadaşı. Selim’in aksine o avukat olmayı seçmiş. İzmir’in en ünlü ceza avukatlarından biri olmuş. Bu işten çok para kazanmayı amaç edinmiş ve yıllar içinde gerçekten dediğini yapmış, çok kazanan ama gittikçe de kirlenen bir avukat olmuş. Hırslı, içten pazarlıklı, bencil bir adam. Ama dışarıya özellikle Canan ve Selim’e bu yüzünü hiç göstermiyor. Gençken Canan’a aşıkmış, ama Canan onu değil Selim’i tercih edince aşkını içine atmış, kimseyle evlenmemiş içten içe Selim’e karşı bir öfkesi var aslında, ama asla bunu göstermemiş. Kirli bir avukat olmanın getirisi olarak çok zengin bir hayat sürmektedir, gösterişli bir evi, birkaç tane son model arabası olan, çok iyi giyinen bir adamdır. Golf ve Tenis oynar, gurmedir. Kaliteli yaşamayı, yemeyi içmeyi sever. Selim’in aksine, adeta “Bay Mükemmel”dir.

Metin Yaman: Sinan Tuzcu
Sakin, rahat, eğlenceli, çok sosyal, keyfine düşkün, meraklı, ailesine düşkün, titiz, gerginlikten hiç hoşlanmayan, entelektüel, hoş sohbet, kibar, şanslı, sevgi dolu bir koca ve baba... Metin, varlıklı bir aileden geliyor. Yokluk çekmeden, hayatının bir günü bile sıkıntı yaşamadan büyümüş. Emel’le tanışıp evlenmek istediğinde, ailesi bu evliliğe karşı çıkmış. Ya Emel’den vazgeçecekmiş ya da ailesinin mirasından... Metin, hiç düşünmeden Emel’i seçmiş ve ailesini reddetmiş. Bir gün bile Emel’i seçtiği için pişman olmamış. Geriye dönüp bakmamış. Emel’e onun uğruna vazgeçtiği hayatını hatırlatıp, başına kakmamış. Metin’in kızı Naz’la çok güzel bir baba kız ilişkisi var. Naz, babasının yakışıklı olması, ince zevk sahibi olmasıyla gurur duyuyor. Metin, nasıl göründüğüne özen gösteriyor.

Serap Gök: Şebnem Dönmez
Kaan’ın annesi... Çok güzel, çekici, kendine güvenen, inatçı, zeki, pasif agresif, stratejik, hırslı, ne istediğini bilen ve elde etmek için her şeyi yapabilecek olan, eğlenceli, cesur bir kadın... Yaşından daha genç gösteriyor. Gençliğinde katıldığı güzellik yarışmasında dereceye bile girmiş, bu yüzden güzelliğinin farkında ve onu ilerleyen yaşına rağmen korumaya son derece kararlı. Lükse düşkün... Şatafattan hoşlanıyor. Para hesabını yapmadan, canı ne isterse alıyor. Özellikle çanta takıntısı var. Pahalı çantalarını, kolunda gururla taşıyor. Kozmetiğe de meraklı... En çok yaşlanma karşıtı kremlere para bayılıyor. Takı takmayı seviyor. Vefat eden eşinden kalan evi ve mal varlığı var. Senelerdir de emlakçılık yapıyor. Serap, bu lüks yaşamını sağlayacak kadar çok para kazanmıyor. Kendisi çok farkında olmasa da parası çoktan suyunu çekti ve büyük bir borç batağının içinde...

Kaan Gök: Erdem Şanlı
Yağmur’un uzatmalı erkek arkadaşı... Annesi Serap ile beraber yaşıyor. Babası, Kaan küçükken ölmüş. Olgun, aklı başında, dürüst, düşünceli, saygılı, sosyal, çevresi tarafından sevilen, başarılı, parlak, özgüvenli, sevgisini göstermekten gocunmayan, çalışkan, sakin görünen ama aslında gerçek duygularını hep içine atan, sportif, idealist, yakışıklı genç bir çocuk... Bu sene liseden mezun olmuş. Üniversiteye gidip, babası gibi hukuk fakültesinde okuyup, hâkim olmak istiyor. Her türlü sporla içli dışlı... Modern bir tarzı var. Annesi Serap, lüks yaşamayı sevdiği için oğlunu pahalı hediyelerle şımartıyor. Çok bakımlı...

Arda Ateş: Sarp İkiler
Adalet Sitesinden Kaan, Naz ve Yağmur’un arkadaşı… Yakışıklı, arkadaş canlısı, eğlence düşkünü ve uçarı bir genç…

Gökhan: Olgun İlter
Diziye Akgün'ün abisi olarak Başlayan Gökhan çocukluğunda babası Selçuk tarafından istenmeyen bir çocuktu. Akgün'ün annesinin ilk evliliğinden olan abisi Gökhan için Akgün büyük mücadele verdi. Gökhan'ın kafasında olan beyin tümörü ona zor bir hayat yaşattı. Gökhan çoğu şeyi not almaktan başka çaresi yoktu. Akgün abisinin peşine düştüğünde Gökhan Akgün'ü biliyordu. Finale yaklaşıldıkça karşı karşıya gelen Gökhan ve Akgün kargaşa sırasında Gökhan'ın aniden hastalığı belirdi. Gökhan'ın bir anda her şeyi unutmasıyla Akgün'e ateş edecekken Akgün kendini savunmak için abisini vurdu. Gökhan son sözleriyle Akgün'ün kafasında soru işaretleri bırakarak hayatını kaybetti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.