Sergül Tarhan işe iadesini ve 25/2’nin iptalini istedi

Sergül Tarhan işe iadesini ve 25/2’nin iptalini istedi

10 yıl boyunca çalıştığı MTM Matbaa’da bölüm şefiyle yaşadığı bir tartışma sonrası 25/2’den tazminatsız çıkartılan Sergül Tarhan fabrika önündeki açıklamasına hem işe iadesini hem de kod 49 olarak da bilinen 25/2’nin iptalini istedi

Gebze OSB’de faaliyet gösteren MTM Holografi Güvenlikli Basım ve Bilişim Teknolojileri A.Ş (MTM Matbaa) firmasında kod 49 ile işten atılan Sergül Tarhan fabrika önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya DGD-Sen, Umut-Sen ve Halk-Der destek verirken Koç Üniversitesi Hastanesi’ndeki direniş sonrası işine geri dönen işçilerden Kenan Güngördü de katılarak destek verdi.

Fabrikada 2022’nin başında zam talebiyle dört saat süreli iş bırakma sonrasında sendika arayışlarının olduğunu bilen MTM Matbaa yönetiminin kendisini işten atarak içerideki diğer işçilere gözdağı verdiğini kaydeden Tarhan fabrika önündeki açıklamada özetle şunları kaydetti:

 

BÖLÜM ŞEFİYLE TARTIŞMA SONRASI

 

“Ben Sergül Tarhan. Asgari ücretin bir parça üstünde bir kuru maaşa, sürekli üretim baskısının olduğu, tuvalet molalarının dahi sorun olduğu MTM Matbaa’da yoğun mobbing altında 10 yıl 3 ay boyunca çalıştığım işimden atıldım.

MTM Matbaa; Kültür Bakanlığı, Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü gibi kamu kurumlarına ve pek çok bankaya bilet, resmi evrak gibi pek çok basım işi yapan bir firma.

Bölüm şefi ile yaşadığım bir tartışma nedeniyle 10 yıldır çalıştığım işimden atıldım. Kısacık bir süre içinde iş yapmıyormuşum gibi bir tavra maruz kalıp bölüm şefinin “verdiği direktife uymadığım” gerekçesiyle yaklaşık bir hafta sonra benden savunma istendi. Yazılı veya sözlü bana hiçbir açıklama yapılmadığı gibi, savunma vermem üzerinden aylar geçmişken işten çıkışım verildi.

BİR DAMGALAMA BİÇİMİ

Üstelik çıkışım yasanın 25/2 maddesi ve 49 kodu ile yapıldı. Kod 49 “İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması” şeklinde geçiyor. Zaten işyerindeki iş tanımım dâhilinde olan çıktı alma işi esnasında 50 adet A5 kâğıdın çıkması kadar bir sürede üst üste ikinci bir iş istendiği için bu suçlama ile damgalandım. Kod 49 hem kıdem ve ihbar tazminatınızı gasp eden hem de işsizlik maaşı almamı engelleyen bir kod. Üstelik başka bir yerde iş başvurusu yaptığımda önüme çıkan bir damgalama biçimi.

Oysa fabrika sahibinin oğlu ile savunmadan 3 ay sonra görüştüğümüzde benim haklı olduğumu ama işin içinden çıkarmadıklarını ifade etmişti. Bana, “haklarını verelim istifa et” dediler. Ben hakkımı savunup hiçbir suçum yokken istifa etmeyi kabul etmeyince de bir daha haklı olmanın cezası olarak kod 49 ile işten atıldım.

DÖRT SAATLİK EYLEMDE

ZAM TALEP ETMİŞTİK

Bu gülünç bahanenin arkasında işten atılmama yol açan asıl sebep düşük maaşları, mobbingi ve fabrika içerisindeki keyfiliği kabul etmememdir. Sene başında ücretlere yapılan düşük zamlara itiraz ettiğimiz için yaklaşık 4 saat bir iş bırakma eylemi yaparak yönetim ile görüşme yapmak ve zam oranlarının yükseltilmesini talep ettik. O günden sonra mobbing sistematik hale geldi uzun yıllardır çalışan işçiler bezdirilmeye ve istifa etmeye zorlandı. 

Patron içeride hem 100 işçiyi metal, ticaret büro ve basın olmak üzere üç ayrı iş koluna bölüphem tazminatı keyfi gasp ediyor. Hakkını arayan işçiyi 25 / 2 maddesinin herhangi bir kodundan atarak dışarıda da cezalandırılmaya devam ediyor.

25/2 TÜM İŞÇİLER İÇİN TEHDİTTİR

25 / 2 maddesinin sadece benim sorunum olmadığını milyonlarca işçinin tepesinde sallanan bir tehdit unsuru olduğunu anlatmak için bu açıklamayı yapıyorum.  Buradan tüm sendika ve meslek örgütlerine sesleniyorum 25 / 2 maddesi ve tüm kodları acilen kaldırılmalıdır. 25 / 2 maddesi tüm işçilerin hayatında tehdittir. Tüm bu kodlar kuralsız, yasasız ve patron çıkarına çalışmanın, esnek çalışmanın dayatmasıdır. İşçiler en ufak itirazda dahi bu madde ile damgalanıp iş bulamayacağı korkusu ile başlarını kaldırmaktan korkar hale gelmiştir.

BAKANLIK DENETLEMİYOR

10 yıldır çalışan bir işçiyi bu kadar keyfi işten çıkaramazsınız demek için geldim. Çalışma Bakanlığı 25 / 2 maddesinden atılmaların hiçbirini denetlenmiyor. Denetlemek istemiyor. Bizlere yıllar sürecek davaların yolları gösteriliyor. Zaten yasaya aykırı bir süreçle işten atılan işçi yasalara güvensin, senelerce dava peşinde koşsun isteniyor. Bu esnada işsizlik maaşını gasp etmiş oluyor, damgaladığı için uzun süreli işsizliğe mahkûm etmiş oluyor. Hem patron hem Bakanlık hakkını arayan, biraz sesi çıkan işçiyi açlığa mahkûm ediyor.

KABUL ETMİYORUZ

Ama bizim için yılmak pes etmek bir seçenek değil. Nereye gitsek aynı şeyleri yaşıyoruz, bir tek benim değil herkesin başına aynı şeyler geliyor. Bu uygulamalara topyekûn karşı olmadıkça bunlardan kaçış yok. Bu kadar kanunsuz, keyfi, denetimsiz çalışma koşullarını kabul etmiyoruz. Taleplerim çok açıktır: Patronlara sınırsız suç işleme özgürlüğü veren 25/2 maddesi derhal kaldırılsın ve haksız yere atıldığım işime iade talebim kabul edilsin. Her yerde, her koşulda, çalışırken de işten atıldığımızda da direneceğiz ve kazanacağız.

BOSTANCI: 6356 SAYILI

YASA GÜNCELLENMELİDİR

DGD-SEN Başkanı Murat Bostancı da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na çağrıda bulunarak “6356 sayılı sendikalar yasasının fiili olarak işlemediği, birçok yerdeki demeçlerinizde sendikalı işçilerle öğündüğünüzü söylüyorsunuz. Türkiye’de sendikalı oranının büyüdüğünü söylüyorsunuz. Ama gerçek burada. Gerçek MTM Matbaa’nın önünde.  Sergül Tarhan gibi, Türkiye’de 100 binlerce işçi işten atılıyor. Basına yansıyan var, yansımayan var. 6356 sayılı yasanın tamamen kaldırılması, sendikalarla ilgili yasanın değiştirilmesi gerekiyor” dedi.

SERGÜL SON OLMAYACAK

Sergül arkadaşımız bu işyerinde baskı gördü. Bu işyerindeki yöneticiler, müdürler, amirler sadece Sergül’e değil işyerindeki birçok işçi arkadaşımıza baskı yapmaya devam ediyorlar. Bugün yılbaşını bahane ederek işçileri evine erken gönderen patron daha önceden buradaki sömürüye dair, buradaki emek hırsızlığına ve işçi düşmanlığına dair bir dakikada olsa düşünse Sergül arkadaşımız işten atılmayacaktı. Ama bu son olmayacak. Burada Sergül arkadaşımız 10 yıldır çalıştığı işinden atılsa bile bundan sonra birçok fabrikada birçok işyerinde mücadele devam edecek. Direnişimiz mücadelemiz devam edecek. Şu anda buradayız. Açıklamamız ve direnişimiz devam edecek.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.