Sağlık çalışanlarından tepki

Sağlık çalışanlarından tepki

Sağlık çalışanların talepleri ve geçtiğimiz gün nöbet çıkışı geçirdiği trafik kazası sonrası hayatını kaybeden Rümeysa Berin Şen anarak, yaşadıkları zor süreçle ilgili tepkilerini dile getirdi.

Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum Kliniği Asistanı Doktor Rümeysa Berin Şen'in (25) nöbet sonrası araba kullanırken kaza geçirip hayatını kaybetmesinin ardından Kocaeli Tabip Odası Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Düzenlene basın açıklamasında konuşan Tabip Odası Başkanı Ömer Ardaman, yıllardır uyardıkları asistan hekim çalıştırma şartlarının düzeltilmemesinin sonucunu çok ağır ödendiğin belirtti. “Göz göre göre ölüme sürüklendi” diyen Ardamar, “Ankara Şehir Hastanesinde asistan olan hekim arkadaşımız nöbet çıkışımda trafik kazasından dolayı hayatını kaybetti. Kaza görüntüleri çok şey anlatıyor. Rümeysayı kaybettiğimiz için çok üzgünüz. Bir arkadaşımızı daha Tükenmişliğe, intihara ve kaza görünümlü cinayetlere vermemek için nöbet ertesi iznimin verilmesi ve çalışma şartlarının düzeltilmesini talep ediyoruz” dedi.

 

“BİLİMSEL BİR SALGIN YÖNETİMİ TALEP ETTİK”

Açıklamasının devamında Ardamar şunları belirtti; “Mart 2020 den itibaren meslek örgütlerini, bilim insanlarının önerilerini dinlemeyenlerin Pandemi yükünün bizlerin üzerine bırakacağı anlaşılmıştır. Bizler mesleğimizin gerekliliklerini elbette yapacaktık ve yaptık ancak sürerim tüm yükünün üzerimize yıkılmaması için şeffaf, akılcı ve bilimsel bir salgın yönetimi talep ettik. Buna rağmen salgın değil algı yönetimidir. Bu algı yönetiminde de biz sağlık çalışanlarına yalnızca kahramanlık güzellemeleri, balkonlardan alkışlar, hakkınızı ödeyemeyiz tesellileri düştü. Uzunca bir süre oh bile diyemedik. Kahramanlar yorulmaz gibi büyük bir yüke maruz bırakıldık. Kahramanları iş yerlerinde bulaşmam koruyacak düzenlemeler yapılmadı.

 

 “HAKLARIMIZ HUKUKSUZCA ENGELLENDİ”

Kış aylarına gireceğimiz bu günlerde ise iş yerlerimizin havalandırma sistemlerine dair en ufak bir bilgiye sahip değiliz. Bu bulaş yüküyle ağır çalışma şartları altında çalışmak istemeyen tükenen sağlık çalışanlarına gösterdikleri yol uzun bir süre çalıştırılmak oldu. İzin, istifa emeklilik ve rapor haklarımız hukuksuzca engellendi. Sonra birer birer hastalanmaya ve arkadaşlarımızı kaybetmeye başladık. Bizler mesleğimizden dolayı ölürken, ekranlarda 'hastaneden aldığını nerden biliyoruz, evde hastalananlar var' sözleri Çalışma Bakanı’nın ağzından döküldü. İyi de biz zaten evde kalamıyorduk ki! İzin alamıyor, istifa edemiyorduk. Çıkarılan tüm genelgelerin ‘sağlık çalışanları hariç’ diye çıkarıldığını Sayın Bakan’ın bildiğinden elbette şüphemiz yok. Buna rağmen iktidar, Bakan’ın sözlerine hak veriyor olacak ki hâlâ ne bir özür diledi ne de meslek hastalığı yasası için adım attı.

 

“SÖZLER UNUTULDU”

Bugüne kadar 484 sağlık çalışanını kaybettik. Mesleki maruziyetimizi Sağlık Bakanının dilinden dökülen itiraflar ile de duyduk ancak konu yasal bir hak olarak meslek hastalığı yasası talebimize geldiğinde bu sözler unutuldu. Meslektaşlarımızdan başvuru şartı ve illiyet bağı istendi. Yani bizlere pandemide ‘hekimlik yaptığınız için riskli olduğunuzu, hekimlik yaptığınız için hastalandığınızı, mesleğinizden kaynaklı öldüğünüzü’ kanıtlayın dendi. Bir kere daha soruyoruz madem işyerlerimiz riskli değil neden tedavi olmaya gittiğiniz hastane katlarını boşalttırıyorsunuz, bu bir illiyet bağı değil mi? Evde kal çağrıları yaptığınızda evde kalamayanlar olmamız illiyet bağı değil mi? En önemli korunma yöntemi maske ve mesafeyken mesleğimiz gereği koyamadığımız mesafe, yaptığımız riskli işlemler illiyet bağı değil mi? Kaybettiğimiz meslektaşımız illiyet bağı değil mi?” diye sordu.

 

Haber: Barış AYAR

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.