Râz: Ana felsefemiz folk müzik yapmak

Râz: Ana felsefemiz folk müzik yapmak

“Râz” isimli müzik grubuyla ilk albümleri “Gülizar”ı konuştuk. Fırat Nar, Deniz Arslan ve S. Uğur Özcan grubun hikayesini anlattı.


İsmi Farsça “Sır” anlamına gelen “Râz” isimli müzik grubuyla ilk albümleri “Gülizar”ı konuştuk. Kocaeli’de yaşayan ve çocuk yaşlarından bu yana müzik ile uğraşan Fırat Nar, Deniz Arslan ve S. Uğur Özcan kendilerini, nasıl yan yana geldiklerini ve bundan sonrası için neleri yapmak istediklerini gazetemize anlattı.

İzmit Yahya Kaptan’da Ferahnâk Türk Müziği Derneğinin Ferahnâk Sahnesinde buluştuğumuz grup üyeleri, Anadolu’nun sesine ses katmak için çıkmış yola. Grubun amacını “Fırat Vanlı, Deniz Dersimli, ben Diyarbakırlıyım. Bildiğimiz toprakların müziğini yansıtmak istiyoruz. Hedefimiz sonrasında biraz daha batıya doğru yaklaşmak ama Anadolu’yu geçmemek kaydıyla” diye açıklayan S. Uğur Özcan, bu albümün şimdilik bir girizgah olduğunu söyledi.

"UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ DİLLERİ ÇALIŞMAK İSTİYORUZ"
Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarını bitirmiş Fırat Nar, her üniversite mezunu gibi o da hemen iş bulamamış. Şimdi özel okullarda müzik öğretmenliği yapıyor. Müzikle haşır neşir büyüdüğünü söyleyen Nar, “Müzik anlamında ilk ninniler ile tanışıyoruz biz coğrafyamızda. Ayrıca 4 yaşındayken ‘Kıyma Felek’ türküsünü öğrenmiştim. Nenem ‘balam’ diye seslenir, dizinin dibinde bana bu türküyü söyletir, duygulanır, ağlardı” diye konuştu. Deniz ile ilk defa lise yıllarında bir araya geldiklerini belirten Nar, “Bir arkadaşımız bizi buluşturdu. Deniz Alevi geleneğinde önemli bir yer edinen Kerbela Ağıtı’nı çalıyordu. Öyle içli çaldı ki, ben gözyaşlarımı tutamadım. Sonra bana bir giriş verdi, ben söylemeye başladım. Bu sefer Deniz ağlıyordu. Karşılıklı ağlaştık, sarıldık birbirimize. Dostluğumuz o gün bugündür sürüyor” dedi. İleriye dönük çalışmalarına da değinen Nar, “Unutulmaya yüz tutmuş Keldanice, Berberice dilleri gibi… Bunların üzerinde de çalışma yapmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

BATI MÜZİĞİ İLE ANADOLU MÜZİĞİNİ HARMANLAMAK…
Baba ve annesinin de evde bağlama çaldığını söyleyen Deniz Arslan, “Her Dersimli aile gibi ben de bağlama ile büyüdüm. Kocaeli’de Belediye Konservatuvarında yaşımdan ötürü piyanoya yönlendirdiler. 8 sene eğitim aldıktan sonra Güzel Sanatlar Lisesi ile devam ettim yoluma. Ailem her zaman destekçim oldu. Sonrasında Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarında bestecilik ve orkestra şefliği alanında yoğunlaştım” dedi. Kafasındaki müziğe doğru ilerlediğini söyleyen Arslan, “Bağlama düzenleri üzerinde durdum. Müzik arayışım hep oldu. Batı müziği ile Anadolu müziğini harmanlama fikri vardı hep aklımda. Akort yapıları ile uğraştım, yanaşık akortlar ilgimi çekiyordu. Kafamdaki müziğe adım adım ilerliyorum” ifadelerini kullandı.

"ANADOLU’NUN BÜTÜNLEŞTİRİCİ OLDUĞUNA İNANIYORUM"
Bağlama ile ortaokul yıllarında tanıştığını söyleyen S. Uğur Özcan, “Lise yıllarında klasik kemençe ile tanıştım. Yeni Türkü’nün müziğini çok seviyordum. Marmara Üniversitesinde Yüksek Lisans yaptıktan sonra şimdilerde Okan Üniversitesinde Türk müziği üzerine doktora yapıyorum. Ayrıca Yeni Türkü’de Furkan Bilgi’nin yokluğunda, Derya Türkan’ın yokluğunda da Dilek Türkan’a eşlik ediyorum” şeklinde konuştu. “Albüm lansmanını Ferahnâk Sahnede yapmak istiyorduk ama yasaklar geldi” diyen Özcan sonrasında şunları söyledi: “Burası kendi yuvamız, Fırat burada gitar hocası, Deniz burada piyano, bağlama ve armoni hocası. Ben burada klasik kemençe hocasıyım ve aynı zamanda Ferahnâk Türk Müziği Derneğinin naçizane başkanlığını yürütüyorum. Yasakların ardından ilk işimiz kendi dostlarımıza program yapmak olacak.”

“Albümde 3 parça varsa, 13 tane de yedekte duruyor” diyen Özcan, “Grubun ana felsefesini folk müzik yapma isteği oluşturuyor. Anadolu’yu anlatabilmek istiyoruz. Bu topraklarda yetişen eserleri seslendirdik. Yaptığımız müziğe ‘Anadolu müziği’ demek istiyoruz. Ben kimseyi ayıramıyorum, sistem bizi ayrıştırmaya çalışsa da ben aslında Anadolu’nun bütünleştirici olduğuna inanıyorum. Anadolu’da yaşamış Rumları, Ermenileri, Azerileri, Çerkesleri, Lazları bir bütün olarak görüyorum. O yüzden biz biraz etnik müzik de yapıyoruz. Kürtçe parça da yapacağız, Gürcüce de okuyacağız, Azerice de söyleyeceğiz. Bu albüm sadece bir girizgah olsun istedik” ifadelerini kullandı.

GRUBUN VE ALBÜMÜN ADI NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Grubun adı için Fırat Nar ve Deniz Arslan’dan öneriler istemiş S. Uğur Özcan. Herhangi bir öneri gelemeyince Özcan, “Ben de 3 harfli ve tek heceli bir şey olsun istedim. ‘Râz’ geldi aklıma. ‘Râz’ sır demek. Türkçeye Farsçadan gelmiş. Aslında Anadolu müziğinin sırrından bahsediyoruz, kapımız hep Anadolu’ya açılıyor. O sırları bulup bulup çıkarmak istiyoruz. Bir de 3 kişiyiz, albümün kapağı da grubu temsil ediyor” dedi.

Albümün adı ‘Gülizar’ ise ilk parça olan Ermeni halk müziğinden geliyor. Rivayet o dur ki ‘Gülizar’, yani isminin kısaltılmış haliyle ‘Gulo’, 19. yüzyıl sonralarında Muş’ta bir Kürt beyi tarafından kaçırılan hem fiziksel hem de manevi şiddete maruz kalan Ermeni kadınının hikayesidir. ‘Gulo’nun dramı yıllardır hem Ermeniler hem de Kürtler tarafından yıllardır söylenegelir. Albüm de adını buradan alıyor…

Kaynak: Evrensel 

 Video link: https://www.youtube.com/watch?v=5sRXTF9iH5Y&feature=emb_title

 

album-(2).jpeg

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.