Öğreniyorlar. Uygulamıyorlar. Çünkü tatbikatını yapmıyorlar

Öğreniyorlar. Uygulamıyorlar. Çünkü tatbikatını yapmıyorlar

İMO Gebze Temsilciliği Başkanı Ahmet Kadı ile Gebze’yi de sallayan Düzce depremini sıcağı sıcağına konuştuk. Kadı, “İnsanlar öğreniyor ama uygulamıyor. Yaralanmaların Çünkü tatbikatını yapmıyorlar" dedi

Aktan USLU

Afet “Geldim” Der

kunye-005.jpg

11 – Bugün iki bölüm birden

 

22 Kasım’daki Düzce depremi, Afet “Geldim” Der başlıklı süregiden dizimizin 10’ncu bölümü yayınına denk gelmişti aslında ancak dün teknik bir aksaklıktan ötürü mecburi bir ara vermiş olduk. Bugün o açığı kapatıyoruz. Dizimizin 10’ncu bölümü, bugün 5’nci sayfada.  Deprem günü öğlen saatlerinde ise soluğu İnşaat Mühendisleri Odası Gebze Temsilciliği Başkanı Ahmet Kadı’nın yanında aldık. 15 Kasım’da Güzeller OSB’deki, “Yapısal olmayan risklerin yönetimi” konulu panelin de takipçileri arasında yer alan Kadı ile Düzce depremini hem o riskler, hem de öğrenmek ile uygulamak arasındaki farklar gibi etkenler üzerinden değerlendirdik:

 

-         Düzceliler, 1999’da iki depremi de yaşadı, deneyim edindi. 94 yaralının neredeyse tamamı yapısal olmayan risk ve panik kaynaklı. Sizce sorun vatandaşta mı, kamuda mı?

-         Vatandaşın, kamunun, siyasetin, bürokrasinin eksikleri olduğu kanaatindeyim.

1999 depremi gerek İstanbul gerek Düzce açısından bakılınca bir milat olabilirdi, olmadı, olamadı. Aslında bir refleks gösterildi ama zaman içerisinde aynı acılar gibi bütün unsurlar da şiddetini kaybediyor ve o reflekste refleks olmaktan öteye geçemiyor. Birçok şey sahaya yansımadı. ‘Hiçbir şey yapılmadı’ demiyoruz tabi. Hiçbir yapılmadıysa; deprem yönetmeliği mühendislik anlamında değişti. Yapı denetim yasası geldi.

Özetle;

Hiçbir şey yapılmadı diyemeyecek kadar bir şeyler yapıldı, ama bir şeyler yapıldı diyecek kadar da hiçbir şey yapılmadı.

 

ALIŞKANLIĞINIZ YOKSA

ÖĞRETİLSE BİLE FAYDASIZ

 

-         Depreme dair eğitim alanların dahi yaralandığını gördük?

-         Biz şunu gördük. 6-7 yıldır işte bunu insanlara empoze etmeye çalışıyoruz. Rutinde bir alışkanlığınız yoksa, bu öğretilse bile kriz esnasında bunu yapamıyorsunuz. Biz yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz Gebze’de.

Bir kriz anı geldiğinde hangi hareket tarzını belirlemeli, ne yapmalıyız?

Geçen hafta televizyonlarda izledik. Çök kapan tutun tatbikatı, ulusal bazda gerçekleştirildi. Başarılı olamadı ama bir yerden başlamak lazım. Bu yüzden negatif eleştirmiyorum.

Düzce’de ve Gebze’de eminim kimse çök kapan tutun yapmadı. İstanbul’da yapmadı. Mikdat Kadıoğlu hocanın kulakları çınlasın. Herhalde bütün İstanbul’da çök kapan tutun yapan odur diye tahmin ediyorum. Bir de Japonya’dan Türkiye’ye herhangi bir iş için gelen varsa onlar yapmıştır.

İnsanımızda afetlerle ilgili öncesi, afet anı ve sonrası pek yok.

Afet öncesi için kamuyu, siyaseti, bürokrasiyi eleştiriyorum. Afet öncesi için hazırlık yapmadık, yapamamışız, hala daha yapmıyoruz. Hala havanda su dövüyoruz.

Afet esnası için eksi puanımı bireylere, vatandaşa yazıyorum.

-         Ya afet sonrası. Örneğin bizim Büyükşehir dahil Düzce’ye ne kadar destek gönderen belediye varsa bunu övünç kaynağı olarak gösteriyor…

-         Afet sonrasında, afete müdahalede fena değiliz. Geleneksel bir dayanışma yapımız var ya. Mahallede kavga çıktığında tanıyalım tanımayalım hepimiz koşarız. Bu genlerimizde var, kriz anında birleşebiliyoruz. Belki de ulusal bazda birleşebildiğimiz tek an kriz anı.

Ama afet esnasını vatandaşa yazıyorum. Biz bunu 6-7 yıl süren çalışmalarımızda halka kadar inerek uyguladık. Deprem anında ne yapacaklarını anlattık.

Bugün sosyal medyada paylaştım. Çok basit, sembolik bir şey.

Gebzeliler’e afet anında neler yapacağını anlattık. Ama hala şu hikayeleri duyuyoruz, Düzce’de de duyduk: ‘Deprem oldu. Yataktan fırladım. Çoluğu çocuğu alıp dışarı kaçtım.

Halbuki biz bunu anlattık, ‘Bunu yapmayın’ dedik.

Depremi hissetmedim. Hissetseydim belki ben de yapacaktım. Kendimi toplumdan ayırt etmiyorum.

 

YAPMAYACAKLAR ÇÜNKÜ

TATBİKATINI YAPMIYORLAR

 

-         Halkın eğitimine yönelik bilinen çalışmalarınız üzerinden, Gebzeliler’i değerlendirir misiniz?

-         Gebze Halkını’nı deprem ilgisi konusunda başka bölgelerin insanlarından bir tık önde tutuyorum. Çok uğraştık ve halkımızda depreme dair bilgi düzeyi oluştu ama bilinçlendiremiyoruz. Ve gerçekten o depremin, krizin sıcaklığı ve heyecanı geçince insanlarda taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başlıyor. ‘Biz yanlış yaptık. Çöp kapan tutun yapacaktık. Bir daha olursa kesin yaparız’ diyor ama hayır, yapamayacaklar. Çünkü tatbikatını yapmıyorsun.

YARIN

 

En büyük risk, deprem esnasında içinde bulunulan binadan dışarıya kaçmaya çalışmak. Deprem farkındalık yılında gidip bunu okullarda anlattık. Gene söylüyorum, anlatıyoruz.

 

 

Depremin bir sürü bileşeni var. Nispi olarak Gebze’deki zemin Darıca’ya göre lokasyon lokasyon daha iyi. Gebze’de de zeminin iyi olmadığı mahalleler var. Ama salt buna bağlarsak doğru olmaz.

 

img-3399.jpg

seminer-002.jpg

7 YIL ÖNDE: Halka yönelik afet eğitimlerine bu dönem ayrı bir önem veren İnşaat Mühendisleri Odası Gebze Temsilciliği, çök kapan tutunu 7 sene önce Prof.Dr.Mikdat Kadıoğlu’nun ağırladığı etkinlikle konu edinmişti.

 

**

 

Gebze Teknik Üniversitesi’ne

simülasyon merkezi kuruluyor

 

 

 

“Biz yıllar önce bağıra bağıra, ‘Bu şehirde deprem simülasyon merkezi yok’ dedik. Depremi özellikle çocuklara anlatacak değil yaşatacak bir mekanizma yok. O saikle çıktığımız yolda bugün Gebze Teknik Üniversitesi içinde Türkiye’nin en büyük test merkezi açılacak. Bu merkez ticari olarak Gebze’ye çok şey katacak ama test ve simülasyon merkezi kurulacak. Biz simülasyon merkezi üzerine işte bundan çok ısrarcıydık. Tatbikat, tatbikat, tatbikat.

MART AYINDA TEMELİ ATILACAK

Simülasyon merkezi fikri İMO Gebze Temsilciliği yöneticilerinden çıktı. İstanbul’da simülasyon merkezlerini inceledim. Mali boyutuna baktık. Sonra Gebze Ticaret Odası Başkanı Nail Çiler’e gittik. ‘Biz buna ortak olmak istiyoruz’ dedi. İşlevsellik ve öğrencilerin orada bilimsel çalışmalarına dayanak olması adına savunduk. Çıkış notası burası ve 2023 yılının mart ayında sanırım temeli atılacak.

 

simulasyon.jpg

İnşaat Mühendisliği Bölümü ile fakülte bazında görüştük. O zaman Prof.Dr.Bülent Akbaş dekandı yanılmıyorsam. Haluk Görgün’ün rektörlüğü döneminde de başlamış olabiliriz. Üniversitede rektör değiştikçe konu gündemden düşmedi. Açıkçası yakasından da düşmedik konunun.

‘Devlette devamlılık esastır’ anlayışının bir yansımasını GTÜ’de gördük. Onlar da projeyi benimsedi. O test merkezi özel imalatların testini yapacak. Dünyada birkaç tane merkez var. Asma köprülerdeki çelik halat, gergiler, bunların testleri Türkiye’ye ve Gebze’ye çok ciddi anlamda maddi getiri sağlayacak.

Bildiğim kadarıyla; üniversiteye ait bir tesis olduğu için geliri üniversiteye ait olacak. Yatırım gideri içinde, milyon dolarlardan söz ediliyor. Türkiye’de olmayan bir tesis.

Üniversite bütçesi ile yapılacak bir şey değil. Zaten dışarıdan proje ortağı olarak Japonlar var.

Beni ilgilendiren kısmı, simülasyon. Bu test merkezi ile çok ciddi oranda yapısal elemanın testi burada yapılacak. Biz bu köprüleri yaparken, birçoğunun yapısal testini burada yapamadık. İtalya ve Kore gibi bu tesise sahip ülkelerde yaptırdık. Çokta ciddi bedeller ödedik. O testler artık bu tesiste yapılacak. Sadece bizimkiler değil, başkaları da bize getirecek. Ülkemizi merkeze aldığımızda paramız cepte kalacak, ciddi anlamda da dışarıdan içeriye para girdisi olacak. Ama ben yine şuradayım. Yola çıkarken de öyle çıkmıştık. Amacımız simülasyon merkeziydi, onlar projeyi gerçekleştirdi. Hocalarımız vizyon sahibi.

Prof.Dr.Bülent Akbaş ve arkadaşları projeye çok sahip çıktılar. Çünkü onlar böyle bir merkezi görmüştü. Büyükşehir Belediyesi’nin bir simülasyon merkezi var. Ama onlar iki üç doğrultulu, çok basit.

 

img-3407.jpg

İLK AĞIZDAN ÇIKAN: N’OLUYA LAN: Ahmet Kadı; “GTÜ’de kurulacak simülasyon merkezinde ana sınıfı öğrencilerine bile eğitim verilebilecek. Afeti sadece deprem diye düşünmemeli. Yangın, sel gibi afetlerin de simülasyonu orada yapılabilecek. Zaten amacımız bu. Ana okulu döneminden itibaren çocuklara bu alışkanlığı kazandırmak. ‘Yapamaz, yapmaz, aklına gelmez’; kişinin böyle bir alışkanlığı yoksa bunu yapmak aklına bile gelmez. Mikdat Kadıoğlu Hoca, ‘Depremde insanların ilk anda ağzından çıkan kelime ne?’ diye sordu. ‘Euzu besmele çeker, şahadet getiririm’ dedi insanlar. Getir. Hiç itirazım yok. Yapamazsın. Normalde ne kadar yapıyorsun ki o esnada yapasın. İnsanların ilk ağzından çıkan, ‘N’oluyo lan’ dedi.

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.