AKP’yi, neoliberal politikaların yılmaz savunucusu ve uygulayıcısı bir siyasal oluşum diye nitelendirip, bu oluşum için elinden geleni ardına koymamakta ısrarcı olduğunu söylemiştim.

Devam ediyorum…

Seçim bildirgelerinde ‘’Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını getirdik’’ diyorlar.

Bunun anlamı şudur: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki mahkumiyet kararlarından kurtulmak istiyoruz…

YAŞ ve HSYK kararlarını kısmen yargısal denetime açtık, yıllarca vesayet altında kalmış siyaset kurumuna, itibarının iadesi ve özgüveninin yeniden kazandırılmasını sağladık.

Bunun anlamı şudur: Bizim uygun bulduğumuz kararları yargıya taşırız ve siyaset kurumu vesayet altına alınacaksa, biz alırız.

BM Çocuk Hakları Sözleşmesini göz önüne alarak, mevzuatta esaslı değişiklikler yaptık. Anayasada, çocuklar konusunda pozitif ayrımcılık esasını benimsedik.

Bunun anlamı şudur: Çok geç kaldık, ancak sıra geldi.

Kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu anayasal hükme dönüştürdük.

Bunun anlamı şudur: (insanını küçümser bir anlayış) Hüküm haline getirmeseydik, kimsenin anlamaya niyeti yoktu.

BM nezdinde, “İnsan Ticaretinin Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına İlişkin Protokol”ü onaylandık.

Bunun anlamı şudur: Ancak sırası geldi, çok gecikmeli de olsa yaptık.

Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunu kurduk. Ceza kanunlarında kadın haklarını güçlendirici değişiklikler yaptık.

Bunun anlamı şudur: Fırsat eşitliğini kullanabileceğinizi pek sanmıyoruz ama yok demesinler diye var ettik.

Kız öğrenciler, kadın kamu çalışanları ile milletvekillerinin kıyafetlerine ilişkin kısıtlamaları kaldırdık. Bu çerçevede, başörtüsü ile sair kısıtlayıcı düzenlemeler artık tarihe karışmıştır. Böylece, yıllardır süregelen ve toplumumuzda gereksiz yere gerilim oluşturan bir sorunu, temel haklar ve milletimizin beklentileri doğrultusunda köklü bir çözüme kavuşturduk.

Bunun anlamı şudur: Devleti ele geçirmek için verilen onlarca yıllık mücadele simgesini, hakim ideoloji dayatması olarak yasalaştırdık.

Kişi güvenliği konusunda, orantısız güç kullanımının cezasını arttırdık. Gözaltı koşullarını iyileştirdik. BM ve Avrupa Konseyi standartlarını karşılayamayan cezaevlerini kapattık.

Bunun anlamı şudur: Yaptık ama İç Güvenlik Yasası ile işlevsiz hale getirdik.

Tutuklu ve hükümlülere yakınlarının cenazesine katılma ve ağır hastalık durumlarında ziyaret imkânını getirdik, anadilde savunma yapma imkânını tanıdık.

Bunun anlamı şudur: Dinsel vazifeler için boynumuz kıldan ince.

Kişisel kaygılara son vermek için vatandaşlarımızın kişisel verilerinin korunmasını anayasal bir hak olarak ilk defa düzenledik.

Bunun anlamı şudur: Herkes, koşullarını yerine getirdiğinde kişisel verilerinize ulaşabiliyor, ama Avrupa Birliği müktesebatı işte ne yaparsınız…

Daha fazla siyasi partinin devlet yardımı alması için, siyasi partilere devlet yardımının kapsamını genişlettik.

Bunun anlamı şudur: Halkın sırtından oluşturulan bütçenin siyasi partiler tarafından kullanılması konusundaki eleştirilerin sesini kısmak için rüşvet dağıtacağız.

İktidarlarımız döneminde Türkiye’de aktif bir sivil toplumun gelişmesine özel önem verdik.

Bunun anlamı şudur: Toplumu iyice gericileştirmek için gereken özeni gösteriyoruz.

Sivil Toplum Kuruluşlarına (STK) yönelik önemli idari ve yasal düzenlemeler yaparak, örgütlenme hak ve özgürlüğüne daha fazla imkân sağlayan bir ortam oluşturduk.

Bunun anlamı şudur: Her türlü gerici örgütlenmenin önünü açtık.

Dernek ve vakıfları ilgilendiren mevzuatı iyileştirdik.

Bunun anlamı şudur: Ne istediler de vermedik ki ?

Önemli reformların hazırlanması aşamasında, sivil toplum aktörleri ile istişarelerde bulunduk.

Bunun anlamı şudur: Toplumu yeniden dizayn için en gerici ideolojiye bile prim yaptırdık.

STK’lara; kamu yararı ve vergi muafiyeti çerçevesinde, vergisel ayrıcalıklar tanıdık ve kamu kaynağı aktarılmasını sağladık. Kamu-STK işbirliklerinin kurulmasının önünü açtık.

Bunun anlamı şudur: Devleti, sivilleşme adı altında gericileştirme politikasının vazgeçilmez yapılarının emrine açtık.

(Sürecek)