MEB sendikalar ile yan yana gelmeli

MEB sendikalar ile yan yana gelmeli

Eğitim-Sen Gebze Şube Başkanı Eylem Bahadır, MEB ve YÖK’ün Coronavirüs sürecini sendikalar ve kitle örgütleri ile birlikte, ortak akılla sürdürmesi çağrısında bulundu

Eğitim-Sen Gebze Şube Başkanı Eylem Bahadır, Coronavirüs önlemlerine dair yaptığı açıklamada MEB ve YÖK’e yönelik, her iki kurumun sendikalar ile yan yana gelme çağrısını tekrarladı. Başkan Bahadır yazılı basın açıklamasında uzaktan eğitimin sebep olacağı eşitsizlikler ile gerek kamuda gerek özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin haklarına da dikkat çekti. Açıklamada şu görüşler yer aldı:

 

“Yaşanmakta olan bu zor günleri dayanışma ve yan yana durarak aşacağımıza olan inancımızla tüm eğitim ve bilim emekçilerini, öğrencilerimizi ve değerli halkımızı saygıyla selamlarız. Olağanüstü bir dönemin içerisinde olmamız ve bundan dolayı da süreci yakından takip ederek, kamu yöneticilerini uyarmak, kamuoyunu bilgilendirmek ve gerektiğinde sorumluluk almak gibi görevlerimiz olduğunun farkındayız. Bu nedenle de görüşlerimizi ve yapılması gerekenleri kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. 

YAN YANA GELMEYE ÇAĞIRIYORUZ

Salgın tehdidinin başladığı ilk günden bu yana Eğitim Sen olarak, MEB ve YÖK’e, süreci sendikalar ve bu alanda bulunan kitle örgütleri ile beraber sürdürme çağrısı yapmamıza rağmen, henüz bu çağrımıza olumlu yanıt alamadığımızı belirtmek isteriz. Unutulmamalıdır ki, bu salgın tehdidine karşı verilecek mücadelenin sonuçlarını ve başarısını belirleyecek en önemli unsur ortak akıl ve dayanışma olacaktır. Bu nedenle MEB’i ve YÖK’ü bugüne kadar sürdürdükleri tutumdan vazgeçerek sendikalarla ve kitle örgütleri ile yan yana gelmeye çağırıyoruz.

 

İDARİ İZİN KAPSAMINA ALINMALILAR

Eğitim ve bilim iş kolunda öğrencilerin okullarda ve üniversitelerde bulunmamasına rağmen idari personelle, üniversitelerde akademik personel iş yerlerine gitmeye devam etmektedir. Bu durumda olan çalışanlar, yaşanan süreçten olumsuz etkilenmemeleri ve herhangi bir sağlık sorunu yaşamamaları için idari izin kapsamına alınmalıdır.

 

UZAKTAN EĞİTİMDE EŞİTSİZLİK

YÖK Başkanı, 23 Mart Pazartesi günü üniversitelerin uzaktan eğitime başlayacağını açıkladı. Ancak üniversitelerin eşit koşullara ve olanaklara sahip olmadığı dikkate alındığında, bu kararın farklı eşitsizlikler ve sonuçlar üreteceği açıktır. Bu anlamıyla, YÖK’ün bu alanda oluşabilecek olası sorunları öngörerek, gerekli önlemleri alması gerektiği açıktır.

 

ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERE ACİL ÖDEME YAPILMALI

MEB bünyesinde çalışmakta olan 80 bin civarında ücretli öğretmen bulunmaktadır. Tüm öğretmenlerin kadrolu atanması ısrarımıza rağmen, MEB ücretli öğretmen görevlendirmeyi çeşitli nedenlerle tercih etmektedir. MEB tarafından alınan kararla tüm öğretmenler idari izinli sayılmış ve bu şekilde ekonomik olarak kayıp yaşanmasının önüne geçilmiş ancak ücretli öğretmenler, mevzuat gerekçe gösterilerek, bu kapsamın dışında tutulmuştur. Zaten çoğunlukla çalışırken de asgari ücretin altında gelirleri olan “ücretli öğretmen” arkadaşlarımızın tüm ekonomik gelirleri ortadan kalkmış durumdadır. Açıklanan ekonomik destek paketinin emekçilere dönük değil de, daha çok işletmeler için hazırlanmış olması da sorunun gündemde olmadığı düşüncesinin oluşmasına neden olmaktadır. Konunun acilen gündeme alınarak, arkadaşlarımıza çalışırken aldıkları ücret tutarında ödeme acilen yapılmalıdır.

 

HAK KAYBI YAŞAMAMALILAR



Rehabilitasyon merkezlerinde çalışan eğitim emekçileri, çalıştıkları iş yerlerinin kapalı olmasından dolayı ücretsiz izne çıkmaya ve yarım ücret almaya zorlanmaktadır. Arkadaşlarımızın yaşadıkları sıkıntılar ve hakları yok sayılmakta, adeta açlığa mahkûm edilmektedirler. MEB ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sorunun çözümü için adım atarak, sayıları 60 bine yaklaşan eğitim emekçisinin işverenin insafına bırakıldığı bu durumu değiştirmesi gerekmektedir. Özel okullar başta olmak üzere tüm özel öğretim kurumlarında bu dönemde hak kayıpları yaşandığı veya yaşanacağı açıktır. Özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim emekçilerinin hak kaybı yaşamaması esastır. MEB’in bu konuyla ilgili önlemleri, sorunun muhatapları ile birlikte zaman geçirilmeden alması gerekmektedir.

 

MESLEK LİSELERİNDE ÜRETİMİN RİSKLERİ

MEB son birkaç gündür, meslek liselerinin maske ve temizlik malzemesi ürettiğini ifade etmektedir. MEB’e bağlı tüm okulların kapalı olması, öğrenci ve öğretmenlerin sağlık tedbirleri nedeniyle evlerinde olması gereken bir dönemde, meslek liselerinin açık olması, öğretmen ve öğrencilerin ise okulda olması oldukça düşündürücü ve kaygı vericidir. MEB’in bu uygulaması öğretmen ve öğrenci sağlığı açısından tartışmalıdır. Dönem, gelir elde etme, meslek liselerinin reklamını yapma dönemi değil, insan sağlığını koruma dönemidir. Kuşkusuz, salgın tehdidine karşı bütünlüklü mücadele esastır ve tüm kesimler burada üzerini düşeni yapmalıdır. Ancak, söz konusu gereksinimin bu işin uzmanı olan emekçiler tarafından gerekli önlemlerin alındığı koşullarda üretilmesi esastır. Ayrıca, meslek liseleri ve mesleki eğitim merkezlerinde bulunan öğrencilerin bu dönemde işletmelerde mesleki eğitimlerinin (staj) devamı, öğrencilerin ve öğretmenlerin sağlığı açısından ciddi sorunlar oluşturacaktır. Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü gecikmeden bu konuyla ilgili gerekli önlemleri almalıdır.

 

EBA UYGULAMASINDA EŞİTSİZLİK

 


Öte yandan, 23 Mart Pazartesi günü MEB tarafından başlatılacak olan uzaktan eğitim uygulaması, örgün eğitimin yerini alması mümkün olmayan, tamamlayıcı eğitim olarak kabul edilmelidir. Ancak, uzaktan eğitim ve EBA kullanımının bizleri kaygılandıran ve MEB tarafından dikkate alınması gerektiğini düşündüğümüz yanları bulunmaktadır. Bunlardan ilki, özellikle EBA uygulamasının öğrenciler arasında eşitsizlik yaratma olasılığıdır. EBA’nın tamamen teknoloji temelli, çevrimiçi bir sosyal eğitim paylaşım platformu olması ve pek çok ailenin ekonomik sorunlar yaşıyor olması, kaygılarımızın haklılığını ortaya koymaktadır.

Kamusal eğitim tüm öğrencilerin bu hizmetten eşit, ücretsiz yararlanması ve yine bu hizmetin tüm öğrenciler için ulaşılabilir olması önkoşulları üzerine inşa edilmiştir. Bu haliyle kimi öğrenciler için bu dönemde olumlu bir olanak olacak olan uzaktan eğitim uygulamaları, pek çok öğrenci açısından da eşitsizlik yaratacaktır. Bu nedenle MEB, olanağı olmayan öğrencilerin EBA’yı kullanacak donanıma sahip olmaları için adım atmalıdır. MEB hem kendi olanakları ile hem de depolarında, stoklarında öğrencilerin kullanabileceği donanımı olan firmalara çağrı yaparak, bu donanımın öğrencilere ücretsiz ulaştırılmasını sağlamalıdır.

 

GERÇEK BİR SOSYAL İZOLASYON

Tüm bunların dışında öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin sosyal izolasyon çağrılarına uymalarina rağmen, devletin,  emekçi kesimler lehine sorumluluk almadığı bir süreç yaşıyoruz.

"Herkes kendi OHAL'ini ilan etsin" sözü ile toplum kendi ile baş başa bırakılmış, geçimi patronların iki dudağı arasında olan, sadece karın tokluğuna çalışan kesimleri ve ailelerini sosyal izolasyondan mahrum bırakmıştır.  Salgının kontrol edilebilmesi için gerçek bir sosyal izolasyona acilen ihtiyaç vardır. İktidarın büyük bir marifet gibi açıkladığı 'ekonomik önlem paketi' ise mevcut rejimin en yaşamsal durumda dahi emekçileri değil, sermayeyi ve patronları gözettiğini gözler önüne sermiştir.

Sağlık Bakanlığı'nın, Türk Tabipler Birliği, sendikalar ve konunun muhatabı kitle örgütleri ile birlikte hareket etmemesini kaygıyla izlemekteyiz. Tabipler Birliği'nin yapmış olduğu, sağlık çalışanları için ekipman ve koruyucu malzeme temini, çalışma sürelerinin insani olması ve herkes için yaygın test uygulanması çağrısının bir an evvel hayata geçirilmesi gerekmektedir. Sağlıkta, temizlikte, markette, fabrikada, inşaatta, sette, kuryede, PTT'de, büroda ve birçok iş kolunda emekçilerin, dolayısıyla tüm toplumun risk altında olduğu açıktır ve daha geniş kesimleri kapsayan tedbirlere ihtiyaç vardır.

 

KAMUSAL SAĞLIK YAŞAMSALDIR

Küresel iklim krizinin, ekonomik krizin son olarak koronavirüs krizinin doğa, insan, hayvan ayırt etmeden yok etmeye çalıştığı günleri bilim ile dayanışma ile aşacağımıza inanıyoruz. 

Koronavirüs salgını ile birlikte yaşadığımız süreç yıllardır yürüttüğümüz mücadelenin haklılığının kanıtıdır. Gerek KESK gerekse Eğitim Sen olarak eğitim ve sağlığın kamusal olması gerektiğinin mücadelesini veriyoruz çünkü, kamusal eğitim ve kamusal sağlık yaşamsaldır.

Mesleğimizin, haklarımızın, öğrencilerimizin eğitim hakkının takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Bilim ile, dayanışma ile..
Bilim yaşatır!
Dayanışma yaşatır!”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum