Madem kadro yoktu Bu okulu niye açtın

Şu çok net ki Türkiye’de Cumhur İttifakı bileşenleri AKP ile MHP’nin genel başkanından il ve ilçe başkanlarına, milletvekillerini, belediye başkanlarına ve belediye meclislerine kadar olan; kısaca “Toz Pembe Türkiye” anlatıcısı halkla haricindeki halk, aynı ülke sınırları içinde olsa dahi adeta “farklı” ülkelerde yaşıyor. “Toz Pembe Türkiye” anlatıcılarının anlattıkları Türkiye ile yurttaşın yaşadığı Türkiye arasında benzerlik neredeyse hiç yok.

YAŞADIĞINI DEĞİL ANLATILANI YAŞIYOR!

Halka özellikle basın kanalıyla ulaşıp anlatmakta da ezici bir üstünlüğe sahip “Toz pembe Türkiye”nin temsilcilerinin anlattıklarına ikna olup yaşadığına değil anlatılana kanaat getiren ekseri vatandaş da kendisine biri sorununu aktardığında, “Öyle mi. Bilmiyordum. Bakan Bey/Hanım öyle demiyor ama” diyor konumunda oluyor.  

“BAKANLIK MAĞDUR

EDİLMEDİĞİNİZİ SÖYLEDİ!”

Gebze Halk Eğitim Merkezi’nde çini üzerine usta öğreticilik yapan, aylık geliri tamamen girdiği ders sayısına endeksli olan usta öğreticilerden Emine Karagöz, Bakanlık tarafından yapılan açıklamaların vatandaş üzerindeki etkisine atfen meramlarını dile getirmekte zorlandıklarını söyledi. Karagöz, “Vatandaş bize, Bakanlığın bizi mağdur etmeyeceğini söylediğini söylüyor. Halbuki yaşadığımız sorunlardan haberi yok ve ancak anlatınca, ‘Haberimiz yoktu’ diyor” dedi. Karagöz şöyle devam etti:

BİR YERE KAYITLIYIM

BAŞKA YERE BAŞVURAMIYORUZ

“Ben bir çini öğretmeni, onu da geçtim makam sanatçısıyım. Milletvekili, dernek, vakıf eser vermediğim yer yok. Siyasi partilerin hepsi beni ismen biliyor. Okulumuz kapalı. Ben bir yere kayıtlıyım ve başka bir yere de başvuramıyoruz. Kursum bitmedi, açık! 11 ay kurs açabilen bir insanım. Ama kaç lira maaş alıyorum, sigortam nedir? Bindiğim arabayı görünce şaşırıyorlar. Akılları duruyorlar. Ders ücreti olarak 16.5 lira alıyorum. Dışarıya bir eser çizdim mi saatte 200 lira kazanıyorum.”

AYDA 2500 LİRAYI BİR ARADA GÖRMEDİM

Alanında sanatçı olduğunu belirten Karagöz, “Asla küçümsediğimden değil kendime elimde mesleğim varken hastanede sekreterliği yakıştıramıyorum. Sanatçıyım ama ben Halk Eğitim Merkezi’nde usta öğreticilik yaparken bir aylık emeğimin karşılığı olarak 2 bin 500 lirayı hiçbir arada görmedim” dedi.

ÖYLE DE BATTIK BÖYLE DE, MİSALİ

Çocuklarının hastalık ve anne ilgisine ihtiyaç duyduğu, bu sebepten ötürü HEM’deki kurslarını aksattığında, izin ve rapor almaları durumunda dahi gelirlerinden kesintiye gidildiğine dikkat çeken Karagöz, Hükümet ve politikalarına atfen şunları kaydetti:

YURTDIŞINDAN GELENE

BAKARKEN BANA BAKAMADIN

“Örnek insan dediğin öğretmenin elektrik su faturası ödeyemez hale gelmesini sağlıyorsun ama yurtdışından gelen bir adama maaş bağlıyorsun. Ama bana 10 aydır bakamadın. Konuşmuyor, usturuplu durmaya çalışıyoruz. Futbolcuları, market sahiplerini tınlamıyorlar. Bizi mi tınmayacaklar.”

MADEM PERSONEL OLAMIYORUM

BU OKULU NİYE AÇTIN O ZAMAN

23 yıllık öğretmen olduğunu, üç yıl önce 80 öğrenciyle dersler verdiğini belirten Karagöz kadrosuzluğa isyanını da şöyle ifade etti: “Kamu personeli olamıyorsam niye böyle bir okul açtın. Beni yok sayıyor. Evlerde sıkılan hanımlarınızı eğlendiriyorum. Canlı yayında ücretsiz ders veriyorum.

Pandemi sürecinde eğitimin verilebildiği az sayıda derse katılan 30 öğrencimin hiçbiri Korona olmadı. O kadar tedbirliydiler.

FATURALARIMI NASIL ÖDEYECEĞİM

Çocuklarımdan biri öğrenci, uzaktan eğitim alıyor. İnternet ücretini nasıl ödeyeceğim. Diğeri parka çıkamıyor. Televizyon açacak, elektrik sarfa edecek. O interneti, elektriği, suyu nasıl ödeyeceğim?

Birkaç ay maaşım gelmeyecek belki ama ben kadro istiyorum. Bizi adam yerine koymayanı inşallah…”