Karaciğer Kanserinde Umut Veren Yöntem: TARE

Karaciğer Kanserinde Umut Veren Yöntem: TARE

Çevresel faktörler ve gelişmiş tanı olanaklarının artmasıyla birlikte karaciğer kanseri vakaları dünya genelinde ve Türkiye'de de yükselişte. Cerrahi müdahale bu kanser türünde kritik bir rol oynasa da, hastalık genellikle ileri evreye kadar belirti vermediği için birçok hasta tanı aldığında ameliyat şansını kaybetmiş oluyor. İşte tam bu noktada, ameliyat olamayan hastalar için umut ışığı olan TARE (Transarteriyel Radyoembolizasyon) yöntemi devreye giriyor ve ülkemizde kullanımı giderek yaygınla

TARE NEDİR VE NASIL UYGULANIR?
TARE, anjiyografi eşliğinde lokal anestezi altında iki aşamada gerçekleştirilen bir tedavi yöntemidir. İlk aşamada, kasıktan ince bir kateter yardımıyla karaciğere ulaşılır ve karaciğeri besleyen damarların haritası çıkarılarak uygulanacak radyoaktif mikrokürelerin dozu hesaplanır. Ayrıca, radyoaktif maddelerin diğer organlara kaçıp kaçmadığı özel bir ilaç enjekte edilerek test edilir. Bu prova aşaması, tedavinin başarısı için kritik öneme sahiptir.
Yaklaşık 10 gün sonraki ikinci aşamada ise, provada belirlenen kişiye özel dozda radyoaktif mikroküreler yine aynı anjiyo yöntemiyle doğrudan tümör bölgesine iletilir. Bu sayede tümör hücreleri yüksek dozda radyasyonla yok edilirken, tümörü besleyen kan akışı da kısıtlanarak radyasyonun etkisi artırılır ve sağlıklı çevre dokular korunur.

TARE'NİN AVANTAJLARI NELERDİR?
• Ameliyat Şansını Artırır: Tümörü küçülterek daha önce ameliyat olamayan hastaların cerrahi müdahaleye uygun hale gelmesini sağlar.
• Diğer Tedavilere Hazırlık: Ameliyat imkanını tamamen kaybetmiş ileri evre hastalarda tümörü küçülterek diğer tedavi seçeneklerinin uygulanabilirliğini artırır.
• Yaşam Süresi ve Kalitesini Yükseltir: Hastaların yaşam sürelerini uzatır ve yaşam kalitelerini önemli ölçüde artırır.
• Yüksek Doz, Maksimum Etki: Standart radyoterapide verilen dozun 20-30 katı daha fazla radyasyon doğrudan tümöre uygulanabilir.
• Çevre Dokuyu Korur: Anjiyo yoluyla doğrudan tümörü hedef aldığı için sağlıklı karaciğer dokusu zarar görmez.
• Yan Etkileri Hafiftir: Kemoterapi ve radyoterapi gibi ciddi yan etkilere neden olmaz. Karın ağrısı, bulantı gibi hafif yan etkiler kısa sürede geçer ve hastalar günlük yaşamlarına hızla dönebilir.
• Kısa Sürede Taburculuk: Hastalar genellikle aynı gün veya bir gün sonra taburcu olabilirler.

TARE KİMLERE UYGULANIR?
TARE yöntemi günümüzde karaciğer kanseri ve karaciğere metastaz yapmış birçok kanser türünde uygulanabilmektedir. Özellikle tümörün büyüklüğü, konumu veya yayılımı nedeniyle ameliyat olamayan hastalarda umut verici bir seçenektir.

BAŞARI HİKAYESİ: MELTEM GÜRSOY
Safra yolları kanseri teşhisi konulan ve karaciğerinde 17 santimlik tümör nedeniyle ameliyat şansı olmayan 55 yaşındaki Meltem Gürsoy, arkadaşının önerisiyle Prof. Dr. Koray Güven'e başvurmuş ve TARE yöntemiyle tedaviye başlamıştır. Kemoterapi ve immünoterapi ile paralel uygulanan TARE sayesinde tümörü 17 santimden 6 santime düşmüş ve ameliyat olabilme şansını yakalamıştır. Ameliyat sonrası nükseden tümörüne tekrar TARE uygulanmış ve şu anda sağlığına kavuşmuş durumdadır. Prof. Dr. Güven, Meltem Hanım'ın durumunda olduğu gibi, TARE'nin tekrar uygulanabilmesinin de önemli bir avantaj olduğunu vurgulamaktadır. Büyük ve riskli bölgedeki tümörüne rağmen TARE sayesinde ameliyat olabilir hale gelen Meltem Hanım, bu yöntemin hayatına sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağladığını belirtiyor.

Kaynak:Ahmet Zeki Ayar

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.