Her ay 700 lira içerdeyiz Canlara mama alamadım

Baldur grevinde Kod 29’dan çıkartılan Soner Aygül’ün eşi Semiha Aygül kışın doğalgaz kullanmadıklarını, aileden kira ve mutfak desteğine rağmen bütçenin her ay 700 lira açık verdiğini, en çok beslediği kedi köpeklere mama alamadığına üzüldüğünü söyledi

Ekonominin temel yapı taşları olarak kabul edilen mal, hizmet, üretim, döviz fiyatları üzerinde kabul edilebilir seviyelerin ötesinde yaşanan şiddetli dalgalanmalara ekonomik kriz adı verilmektedir. Kaynak: Vikipedi

Genelde ülkeler ile ilişkilendirilen ekonomik kriz dönemlerinde, ulusal veya küresel krizin yaşandığı ülkenin yönetimlerinin başvurduğu temel seçenekler arasında tasarruf ve kimi giderlerden kısma ilk sıralarda yer alır.

Ekonomik krizi en mikro düzeye indirgediğimizde ise ülkemizde de toplumun iskeletini, omurgasını oluşturan aile esastır. Her tür ekonomik kriz ailenin yaşantısını alt üst eder. Bu anlamda sendikal örgütlülük sonrası grevde olan, işten çıkartılan veya pandemi sürecinin getirisi ücretsiz izinde olan işçinin ailesi ekonomik krizdedir. Aileler de bu süreçte tasarruf politikaları üretip kimi giderlerinden kısar.

“SUÇLARI” SENDİKALI OLMAK!

Günümüzde Gebze Bölgesi’ndeki fabrikalarda çalışanların yer aldığı 250 civarı aile, Anayasa’da ve yasada yeri olmasına karşın sendikal örgütlenme sonrası gerek işten atmalar, gerekse ücretsiz izinlerden ötürü ekonomik krizdedir. Ülkenin de bir ekonomik krizde olduğu göz önünde tutulduğunda, ekonomik kriz içinde ekonomik kriz yaşamaktadır.

EŞİ, GREVE ÇIKTIĞI GÜN İŞTEN ATILDI

Semiha Aygül; 2020 yılının ekim ayından 25 Aralık 2020’ye kadar direnişte, 25 Aralık 2020’den bugüne de grevde olan Baldur Süspansiyon çalışanı, daha doğrusu “eski” çalışanı Soner Aygül’ün eşi. Eşi; grevin başladığı gün Kod 29’dan işten çıkartıldı.

O BİR HAYVANSEVER…

Pendik’te bir işyerinde ön muhasebe elemanı olarak çalışan kışın doğalgaz kullanmadıklarını, aileden kira ve mutfak desteğine rağmen bütçenin her ay 700 lira açık verdiğini, en çok beslediği kedi köpeklere mama alamadığına üzüldüğünü söyledi. Şu sonucu çıkartmak mümkün: İnsan aynı zamanda sosyal bir canlı ve tek ihtiyacı yemek içmekten ibaret değil..

5 SENEDE YÜZDE 300 ARTIŞ

Pendik’te bir firmada ön muhasebeye bakan Semiha Aygül açıktan üniversite okuyorum ama şu sıralar dondurmuş. Hayatın pahalılığı ve gıda fiyatlarındaki yükselişe dair verdiği şu örnek ilginç: “Hayat gerçekten çok pahalı. 5 sene önce buzdolabımızı 600 liraya doldurmuştuk. Bir süre önce aynı gıda ürünlerini aynı miktarda aldık. Bu sefer bin 900 lira tuttu.”

BİZİM KREDİ ÖDEMELERİMİZ VAR

Eşinin greve çıkması ve aynı gün işten çıkmasıyla birlikte evin gelirin “inanılmaz” derecede düştüğünü kaydeden Semiha Aygül şöyle devam etti: “Çünkü bizim kredi ödemelerimiz, borçlarımız var.Eşimin ailesi, annesi destek olmasa, kiramızı ödemese ki kira desteğine rağmen bütçemiz açıkta kalıyor ve ben her ay avans alarak devam ettirmeye çalışıyorum.

BORÇLANARAK BORÇ ÖDÜYORLAR

İlk evlendiğimizde her şeyi kendimiz yaptık ve doğal olarak borçlarla başladık. Yine belli bir dönem sıkıntıya girdik, kredi çektik. Bu onların borcu. Kredi borcumuzu bitirmek istiyorduk. Aslında çok iyi gidiyordu, Soner işten çıkartılana kadar. Yine ödüyoruz ama açıktan gidiyoruz. Avans almak zorunda kalıyorum. Her ay 700 lira tutarında eksiğim kalıyor.

Mutfak gideri içinde eşimin annesinden destek istiyoruz çünkü olmuyor, yetmiyor, yapamıyoruz.

Memleketten gelen tarımsal destekte yok. Biz şu ana kadar, hiç birinden destek görmedik. Sendikadan gelirse, gıda kolisi desteği geliyor.

Bir kış boyunca doğalgaz yakamadık. Hiçbir şeyle ısınmadık. Çok soğuk olduğunda, annemden elektrik sobası aldım. İsyan boyutlarındaydım. Elektrik sobasını da fatura çok gelmesin diye bir iki gün, korkarak yaktık.

Mutfakta birçok şeyden kıstık ki Soner yemek yemeyi çok sever. Kıymamızdan, etten kıstık.

Kıyafet alamıyoruz. Özel, sosyal hayat olarak hiçbir şey yapamıyoruz şu anda.

Sinemaya çok gidiyorduk. Gezmeyi çok seviyoruz. Sinema pandemiden ötürü kapandı ama gezmelere de son verdik. Buralarda değil, çevremiz daha çok İstanbul’da olduğu için o taraflarda geziyorduk. Hiçbir şey yapamaz olduk.

Ben diyete başladım, yemekten kısınca.”

Bu esnada Soner Aygül de sohbet arasına girip, “Ben de makarna ekmeğe başladım. Pilavı çok sevenim. Önceden pilavla ekmeği bir arada yemezdim ama şimdi yanyana, seviyorum. Kahvaltıda zeytinimiz var biraz” derken yine eşi Semiha Aygül tamamladı: “Zeytin peynir biraz da yumurta. Gerçi yumurta da çok pahalı şu anda.

MADDİ MANEVİ YIPRANDIK

25 Aralık 2020’de başlayan grevin çok uzadığını ve kendisini psikolojik olarak çok yıprattığını kaydeden Semiha Aygül, “Sadece maddi değil, psikolojik olarak da kriz geçirme noktalarına geldim. Sağlıktan bile kısıyoruz. Devlet hastanesinden, randevu alamıyorsun. Özel hastaneye gitmek imkânsız, para yok zaten” dedi.

Benim için en önemli şey:

Hayvanlara mama alamamak

Aynı zamanda bir hayvansever olan, sokakta beslediği köpek ve kedileri olan Semiha Aygül mağduriyetinin onlara da yansıdığını kaydetti: “Maaşımın belli bir bölümüyle birkaç çuval mama alıyordum. Annem de besleme yapıyor, bölüşüyoruz. Onu alamadım. Hiç mama alamadım. Allah razı olsun, kumbaramız var. Bazı insanlar destek oluyor. Onların yerine alıp besleme yapıyoruz. Bu benim için en önemli şey, mama alamamak. Hayvanlara destek olamamak.”

Albüm çıkardı. Baldur

Grevi için de besteledi

29 yaşındaki Semiha Aygül amatör bir müzisyen, hayvansever, sinemasever ve gezisever. DİSK’in Baldur Süspansiyon önünde gerçekleşen 54’ncü yıldönümü kutlamasında da Baldur Grevi için yazıp bestelediği şarkıyı seslendirdi. Geçmişte, farklı denemeleri de olmuş:

ALBÜM ÇALIŞMASI DA VAR

“Profesyonelce, albüm çalışmam da oldu. “Saltanat” adlı bir albümü Dido Müzik firması üzerinden Aliye Işıldak arkadaşımla çıkarttık. Ama ondan sonra klip çekimimiz ve bazı şeyler istediğimiz gibi olmadı. Maddiyat gerektirdiği için çok fazla ilerleyemedik. Albümdeki şarkıların söz ve müzikleri bize aitti. Müziği üzerine almak için noterde mukavele yapıp paralar ödemen gerekiyor. Çok masraf yaptık. Bazı müzikleri üzerimize alamadan, aranjörün üzerine verdik ama söz müzik genelde bize ait.”