Erken Tanı ve Özel Eğitimle Otizme Dikkat Çekiliyor

Erken Tanı ve Özel Eğitimle Otizme Dikkat Çekiliyor

2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü vesilesiyle Kocaeli Şehir Hastanesi'nden Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilara Bingöl Karagöz, otizmin erken tanısının önemi ve özel eğitimin rolü üzerine değerli bilgiler paylaştı. Otizmin, sosyal etkileşim ve iletişimdeki zorluklarla tanımlanan bir nörogelişimsel bozukluk olduğunu vurgulayan Dr. Bingöl Karagöz, bu durumun tedavisinde erken tanı ve müdahalenin kritik önem taşıdığını belirtti.

Kocaeli Şehir Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları hekimi Uzm. Dr. Dilara Bingöl Karagöz, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü kapsamında önemli bilgilendirmelerde bulundu.Dr. Bingöl Karagöz “Otizm, sözel ve sözel olmayan iletişimde yetersizlik, sosyal karşılıklılığın olmaması, ilişki kurma ve sürdürmede yetersizlik, tekrarlayıcı motor hareketler, aynılıkta ısrar ve rutinlere bağlılık kısıtlı ilgi alanı duyusal uyaranlara karşı olağan dışı tepkilerle karakterize nörogelişimsel bir bozukluktur. Yapılan son çalışmalarda erkek çocuklarda sıklık %4, kız çocuklarda %1 civarı belirtilmiştir. Otizm tanısı klinik olarak konulmaktadır. Erken tanı otizm tedavisindeki en önemli basamaktır. Otizm tanısı konulan çocukların bize en sık başvuru sebebi “konuşmuyor”, “ismine bakmıyor” şeklinde olmaktadır. Tabi ki konuşma gecikmesi tek başına tanı koydurmamakta ancak hem otizmin en önemli belirtilerinden birisi olduğu hem de olası başka nedenlerin de incelenmesi için mutlaka bir çocuk psikiyatri hekimi tarafından değerlendirme yapılmasını gerektirmektedir.“ dedi.

Otizm Tedavisinde En Önemli Basamak Özel Eğitimdir

Otizm belirtileri sıralayan Dr. Bingöl Karagöz “12-24 aylar arasında fark edilmekle birlikte hekime başvurular genellikle 3 yaş civarında olmaktadır. Otizm tedavisinde en önemli basamak özel eğitimdir. Diğer önemli basamaklar ise uyaranların artırılması ve etkileşim rehberliğidir. Otizmli çocukların %75’inde ek bir psikiyatrik durum veya bozukluk eşlik etmektedir. Özellikle aşırı hareketlilik, uyku bozuklukları, kendine veya çevreye zarar verme, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, kaygı bozuklukları gibi durumlar otizme eşlik ettiği zaman mutlaka bir çocuk psikiyatri uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Bunlara yönelik ilaç tedavileri başlanmalı ve düzenli olarak takip edilmelidir. Otizm bir spektrum olup her çocuk birbirinden farklı özellikler göstermektedir. Ancak ailelerin bize en sık geliş şikayetleri: konuşmama, geç konuşma, seslenince adına bakmama, akranlarıyla iletişim-oyun başlatma ve sürdürmede zorluklar, oyuncaklarla amacına ve yaşına uygun oynamada zorluklar, çevresindeki çocuk ve yetişkinlerin yeterince farkında olmama daha çok kendi kendine kalma, tekrarlayıcı hareketler ve davranışlar şeklinde olmaktadır. Eğer çocuğunuzda bu belirtilerden bir veya birkaçı varsa bir çocuk psikiyatri hekimine başvurmanızı önerir sağlıklı günler dilerim” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Kaynak:Abbas Çakar

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.