Eğitimciler tüm sendikaların söz sahibi olmasını istiyor

Eğitimciler tüm sendikaların söz sahibi olmasını istiyor

Eğitim-İş Sendikası Kocaeli 2 No’lu Şube’nin ağustostaki toplu sözleşme öncesi anket sonucu açıklandı. Eğitimciler tüm sendikaların TİS’te söz sahibi, imza yetkisi olmasını istiyor

egitim-is-3.jpg

 

Bülent Metin başkanlığındaki Eğitim-İş Sendikası Kocaeli 2 No’lu Şube yeni dönem toplu sözleşme dönemi öncesi eğitim emekçilerinin nabzını tuttu. “Toplu sözleşme beklenti anketi”ne çeşitli sendikalardan veya sendika üyesi olmayan 554 eğitim emekçisi katıldı. Eğitimcilerin öncelikli talepleri arasında insanca yaşama yetecek derecede maaş, eşit işe eşit ücret, 3600 ek gösterge yer aldı. Ayrıca emekçiler sadece üye sayısı yüksek sendikanın değil kendi iradeleri ile üye oldukları sendikanın da toplu sözleşme masasında yer almasını, her sendikanın ayrı sözleşmeye imza atmasını savundu. Anketin sonuçları Eğitim-İş Kocaeli 2 No’lu Şube’de düzenlenen basın toplantısında Şube Başkanı Bülent Metin tarafından açıklandı. Metin’e bu esnada şube yöneticileri eşlik etti. 

YASA DEĞİŞİKLİĞİ GEREKİYOR

 

egitim-is-1.jpg

Başkan Metin, 500 katılımcı hedefledikleri anketi 554 katılımcı ile gerçekleştirdiklerini, çalışmanın objektif olabilmesi için diğer sendikaların üyelerine ve hiç sendika üyesi olmayan eğitim emekçilerine ulaştıklarını söyledi. Ankette yetkili sendikanın masaya tek başına oturmasının doğru olup olmadığını sorduklarını kaydeden Metin, “Yüzde 97.3 oranında katılımcı, bunu yanlış bulduğunu ortaya koydu. Eğitim emekçileri, üye oldukları sendikanın da masaya oturup pazarlıkta söz sahibi olmak istiyor” dedi. Metin sendika olarak bu konuda yasada değişiklik olmasını talep etmelerinin gerekeceğini söyledi.

HER SENDİKA AYRI İMZALAMALI

 

egitim-is-5.jpg

Metin, “Toplu sözleşme masasında her sendika ayrı sözleşme imzalamalı mı?” sorusuna da yüzde 78 oranında evet, yüzde 19.1 oranında hayır yanıtı aldıklarını kaydetti. Metin, “Eğitim emekçileri irade koyarak üye oldukları sendikaların kendi adına sözleşmesi yapmasını istiyor. Yetkili sendika, milyonlarca kamu emekçisi adına imza atıyor ya da atmayıp hakem heyetine gönderiyor. Orada olanları da biliyorsunuz” dedi.

Ankete katılan emekçilerin yüzde 95.3’ünün sosyal hakları, yüzde 68’inin özlük haklarını, yüzde 58’inin hukuki haklarını yetersiz bulduğunu kaydeden Başkan Metin, “Demek ki sendikal mücadelemizi özlük ve hukuki haklar üzerine de yoğunlaştırmamız gerek” diye konuştu.

VERGİ DİLİMİNDE ADALET

Ekonomik hakların iyileştirilmesinde; yüzde 91 oranında katılımcının maaşların yetersiz olduğuna dair yanıt verdiğini kaydeden Metin fazla mesai ücretlerinin arttırılması, 3600 ek göstergenin verilmesi, eğitim öğretim tazminatının bir maaş olarak belirlenip tüm eğitim emekçilerine verilmesi, eşit işe eşit ücret taleplerinin, vergi dilimlerinin adil belirlenmesi taleplerinin de öne çıktığını kaydetti.

SEBEPLERİ DÜŞÜNÜLMELİ

Yeni toplu sözleşme döneminde emekçilerin ekonomik, özlük ve sosyal haklara öncelik vermesinin sebeplerinin düşünülmesi gerektiğini kaydeden Metin şöyle devam etti: “Toplu sözleşme masasında yetkili sendika Memur-Sen yüzde 3-4’ler ile sözleşme imzaladı. Kitleyi harekete geçirmedi. 10 yıldır çok küçük artışlar ve enflasyon farkıyla idare ediliyoruz. TÜİK’in enflasyon tespitleri de gerçeği yansıtmıyor ve hak kaybı orada başlıyor.

TÜİK ENFLASYON SEPETİNİ GÜNCELLEMELİ

Konfederasyonumuza göre yüzde 30’un üzerinde, TÜİK’e göre yüzde 14 enflasyon var. TÜİK, enflasyon sepetini güncellemeli. Hayatın gerçekleriyle örtüşmeli. İnsanların senede bir kez bile kullanmadığı ürünlerin bu sepette işi yok. İnsanların sık kullandığı ürünler üzerinden yapılmalı enflasyon hesabı.”

YÜZDE 92.8’İ DOĞRU BULMUYOR

 

egitim-is-2.jpg

Toplu sözleşme sürecinin doğru yönetilip yönetilmediğini de sordukları anketlerinde yüzde 92.8 oranında, “Doğru bulmuyoruz” yanıtı çıktığına dikkat çeken Metin, “Diğer sendikaların masada yer almaması, imza yetkisinin olmaması kabul edilir durum değil. Yetkili sendikanın üyeleri de, okulları gezerken bu yanlışları net belirtiyor” dedi.

SENDİKALARIN YÖNETİM ŞEKİLLERİNİ TARTIŞIYORLAR

Ankete katılanların yüzde 92.8’inin sendikalı olduğunu, sendika üyesi olmayan 91 kişinin yüzde 63.6’sının daha önceden bir sendikaya üyeliği bulunduğunu kaydeden Metin, “Kamu çalışanları sendikaların olması gerektiğini söylüyor ama masadaki yöntemi, sendikaların yönetim şeklini tartışıyorlar. Sendikaların önceliği tabanın istekleri olmalı diye düşünüyoruz” dedi.

NİÇİN SENDİKASIZLAR?

“Sendika üyesi olmama sebebi nedir” sorusuna yüzde 58 oranında, “Sendikaların siyasi partilerle ilişkisi” yanıtı aldıklarını kaydeden Metin, “Sendikaların daha çok bir partiyle adlandırılıyor olması, kamu emekçilerini rahatsız ediyor. Kendisinin de parti üyesiymiş gibi görüleceğini düşünüyor. Bu durum elbette değişir. Sendikalar siyaset değil emekçi kazanımları için kuruldu. Sendikalar bu ülkenin yönetimi adına hiç söz sahibi olmayacak diye bir durum da yok. Bizim de yurttaşlar olarak söz hakkımız olacak.

 

Sizler ülke yöneticileri olarak bu sözleri dikkate almazsanız kamu yöneticilerinin ifade alanı azalır. Bu sefer de doğal olmayan yollara yöneltir. Bu da siyaset seçeneğini ortaya koyar. Kişilerin ve kurumların ifade özgürlüğünün güvence olduğu ülkelerde, siyaset sendika ilişkisi böyle olmaz” dedi. Başkan Metin, Eğitim-İş’in 2006’da tüm bu kaygıları görerek tam bağımsız sendika sloganıyla yola çıktığını kaydedip, “Siyasetten bağımsız sendikacılığın yapılabileceğini de göstermeye çalışıyoruz” diye konuştu. Başkan Metin anket sonuçlarına dair genel değerlendirmesinde ise şunları kaydetti:

KAMUOYU OLUŞTURACAĞIZ

“Bu dönem toplu sözleşme masasında kamu emekçilerinin ortak talepleri olmak zorunda. Yetkili sendika tabandan aldığı verileri masaya getirmek zorunda. Ve tek başına olmayı bu ülke emekçilerine dayatmamalı. Şube olarak bu anketle toplu sözleşmeye katkı sunmaya çabaladık. Ama bu katkının yerini bulması da önemli. Kamuoyu oluşturmaya başlayacağız.

EYÜP ŞEKER’İ GÖREVLENDİRDİK

Genel merkezdeki toplu sözleşme komisyonuna da şubemizden Eyüp Şeker arkadaşımızı önerdik. Çalışmalarını genel merkez adına yürütüyor. Genel merkez ve konfederasyonumuza iletilecek. Umarız kamu emekçileri hak ettiği kazanımla kalkar.

Öğretmenlere umutlarının olup olmadığını sorduk. Tirajikomik olan, yetkili sendika üyeleri, temsilci ve yönetici arkadaşlardan bile toplu sözleşmeden umudumuz var diye duymadık.

Umudu olmadığını söylüyorlar veya sessizlik. Ama bu sessizlikte düşünceyi ifade özgürlüğü sorunlarından kaynaklı. İfade özgürlüğünün bir an önce eski düzeylere çıkmasını talep ediyoruz. Umarım masadan sonuç alabiliriz ama kamu emekçisinin çok umudu, yetkili sendikanın da böyle bir iradesi yok. İmzalamayabilirler ama 2010’daki referandumla hakem heyeti zaten işveren lehine yapılanmış durumda.

SÖZLEŞME ÖNCESİ BİR ARAYA GELİNMELİ

 

egitim-is-4.jpg

Yetkili sendika veya diğer sendikalara çağrımızdır: Kitleyi harekete geçirelim. Milyonlarca insanı sendikalı yapmanın anlamı olmalı. Biz çok daha sıkıntılı, sorunlu dönemlerde eylemsellikle aşmayı bildik. Bu işin siyaseti yok. İnsanların sofrası, ekmeği bu. Hangi görüşe sahip olursa olsun kamu emekçisi destek olacaktır. Yeter ki toplu sözleşme öncesi bir araya gelinmeli. Kamu emekçileri çok net ifade etmiş. İnsanca yaşayacak düzeyde maaş, sosyal haklar, 3500 ek gösterge, eşit işe eşit ücret… Bunlar sendikaların kararlı duruşuyla edinebilir. Yetkili sendikaya böyle bir görev düşüyor.”

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.