Eğitim-İş TÜİK hakkında suç duyurusunda bulundu

Eğitim-İş TÜİK hakkında suç duyurusunda bulundu

Eğitim-İş Sendikası sahte enflasyon oranıyla vatandaşların aşına ekmeğine el koyulmasına alet olduğu gerekçesiyle TÜİK hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu

Eğitim-İş Sendikası; tarafsızlığını korumayarak, siyasi iktidardan emir alarak rakamlar üzerinde oynayan ve sahte enflasyon oranıyla vatandaşların aşına ekmeğine el koyulmasına alet olduğu gerekçesiyle TÜİK hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Ankara Adliyesi’nde yapılan suç duyurusunun ardından Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Genel Mali Sekreteri Hüseyin Selçuk, Genel Merkez Hukuk Bürosu Avukatı Burak Sabuncu, Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Derya Uğur, Büro-İş Genel Başkanı Alay Hamzaçebi ve Ankara 3 No’lu Şube Başkanı Doğan Dağdelen’in katılımıyla basın açıklaması gerçekleşti. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:

SINIR ÖTESİ HAYAT PAHALILIĞI

“Türkiye’de iktidar eliyle kurulan, yoksulun daha yoksul zenginin ise daha zengin olduğu ekonomik kaos düzeni, artık emekçiyi nefes alamaz hale getirmiştir.

Fabrikaları satan, çiftçiye sırtını dönerek tarımı bitirme noktasına getiren, kıymetli ne varsa yandaşa ya da Ortadoğu şeyhlerine veren iktidar, ülkeyi üretmeden tüketen ve dışa bağımlı hale getirmiş; bu ilkel tablo sonucunda döviz kurlarındaki çalkantılar biz emekçilere olağan sınırların ötesinde bir hayat pahalılığı olarak dönmüştür.

Etiketlerdeki, kiralardaki, vergilerdeki korkunç ve sonu gelmeyen artışlar, ülkemizin parasını pul, bizim aldığımız ücretleri de hiç etmiştir.

BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA

Sırf ücret artışları kararlaştırılırken hesaba dâhil edilmesin diye 2021’in son gününün de bitmesi beklenerek yapılan fahiş zamlar, bardağı taşıran son damla olmuştur.

Bu ülkede elektrik kesilince ısınmak için soba yakılan evde bebekler ölmemiş gibi elektriğe yüzde 127, iktidar her sıkıştığında “Doğalgaz rezervi bulduk” diye sayıklamıyormuşçasına doğalgaza yüzde 50, zaten vatandaşın vergisiyle yapılmıyormuş gibi yandaş müteahhitleri zengin eden köprü ve otoyollara yüzde 25 zam yapılması, işçi sınıfı için ay sonunu getirmeyi imkânsızlaştırmıştır.

TÜİK tarafından 03.01.2022 tarihinde 2021 yılına ilişkin TÜFE oranı Aralık ayı için yüzde 13.58 ve yıllık oran da yüzde 36,08 olarak açıklanmıştır.

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in daha bu son zamlar yapılmadan hazırladığı Aralık ayı araştırmasına göre; dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 13 bin 598 liraya yükselmiştir. 1 yılda tüketilmesi zorunlu olan tüm gıda maddelerine ortalama yüzde 55 zam gelmiştir. Yoksulluk sınırındaki gıda kalemleri aylık 2 bin 6 lira artmıştır. Bunun yanı sıra 2021 yıllık TÜFE oranını ise Aralık ayı için %22 olarak ve yıllık yüzde 78.4 olarak tespit etmiştir.

Bir başka enflasyon araştırma kuruluşu ENAG ise 2021 yılının TÜFE endeksinin Aralık ayı yüzde 19.35 ve yıllık oranın ise yüzde 82.81 olduğunu duyurmuştur.

Görüleceği üzere TÜİK’in açıkladığı rakamlar ile arada kamu emekçileri aleyhine uçurum söz konusudur.

Bu hızlı yoksullaşmadan eğitim emekçisi de payını ağır biçimde almaktadır. Sendikamızın 24 Kasım’da kamuoyuna duyurduğu kapsamlı araştırmamızda, eğitim emekçilerinin yüzde 65’i belli aralıklarla borç almakta, yüzde 90.2’sinin kredi kartı borcunu ödeyememekte, yüzde 84’ü ise belli aralıklarla ek iş aramak zorunda kalmaktadır.

İNSANCA BİR YAŞAM İÇİN

Buradan hareketle Eğitim-İş olarak bir süredir “Zam, kriz, yoksulluk; Tükeniyoruz” dedik, sesimizi alanlarda duyurmaya çalıştık, üretimden gelen gücümüzü kullanarak ülke genelinde bir günlük iş bırakma eylemi düzenledik ve bu sefaleti kabul etmediğimizi, insanca bir yaşam için mücadele edeceğimizi vurguladık.

Bugün de bu sözümüzün gereğini yaparak, bu ekonomik tablonun önemli araçlarından; bu kötü ekonomik düzenin pinokyosu olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hakkında suç duyurusunda bulunduk.

PARTİ PROPAGANDA KURUMU

Kuruluş amaç ve ilkeleri bakımından ülkeyi ilgilendiren hemen her konuda şeffaf, tarafsız, tutarlı, güncel ve güvenilir biçimde istatistikler oluşturmakla yükümlü TÜİK, açıkladığı hayal ürünü rakamlarla bu ilkelerin artık hiçbirini taşımadığını ortaya koymuştur. Bağımsız kuruluşların yapmış olduğu fiyat ve belirlediği endeksler ile TÜİK tarafından ilan edilen endeksler arasında bulunan uçurum, TÜİK’in artık bir istatistik değil parti propaganda kurumu olduğunun resmidir. Kanun hükümlerine göre şeffaf olması gereken bu devlet kurumu, fiyat belirlemelerine ortalama fiyatların nereden alındığına dair bile ayrıntı verilmemektedir.

Oysa “TÜİK hangi marketten alışveriş yapıyorsa biz de ona gidelim” dedirten, cebimizi yakan enflasyonla alakası olmayan TÜİK verileri, maddi geleceğimizi belirlemektedir.

Çünkü emekli ya da çalışan kamu emekçilerinin tamamı, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranlarından doğrudan etkilenmekte, emeklerinin karşılığı olan ücret artışları bu veriler üzerinden hesaplanmaktadır.

Emeğin onuru, emekçinin hakkı için mücadele eden Eğitim-İş olarak, TÜİK hakkında;  

Yayınladığı gerçek dışı verilerle milyonlarca kamu emekçisinin Anayasanın 55. Maddesinde güvence altına alınan “adil ücret hakkı”nın gaspına yol açtığı,

Kanun hükümlerine aykırı davranarak kişilerin mağduriyetine ve kamunun zararına yol açtığı,

RESMİ EVRAKTA SAHTECİLİK

Bu bakımdan da görevlerinin gereğini yerine getirmeyen kurum yöneticilerinin “görevi kötüye kullanma” ve “resmi evrakta sahtecilik” suçlarını işledikleri gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğumuzu duyuruyor; hukuki sürecin ve konunun takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz!

TÜİK, Titanik batarken müziğe devam eden korodur. Her sıkıştığında “hepimiz aynı gemideyiz” tekerlemesini söyleyenler bilsin ki bu koronun nameleri, makine dairesinden yükselen sesimizi bastıramaz!" 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.