Darbede görev… iyi ki yazmadılar!

Darbede görev… iyi ki yazmadılar!

DP'nin halka baskısını arttırdığı yıllarda halkın ayaklanması üzerine gerçekleşen 1960 darbesine de muhalif olan CHP Tavşancıl son Başkanı Erkal Vardar, 12 Eylül darbesinde askermiş. Görev yazılımından Foça'daki bir başka görevden ötürü kurtulmuş

askerler.jpg

 

Ülkemizde ikisi hayli sert biri post modern tarzda gerçekleşen diğeri girişim aşamasında kalan askeri darbelerin çok fazla sözü edilmeyen aktörleri, asker olmasına karşın darbe karşıtları olsa gerek ki, cidden onlar için bir eziyettir. Üstelik bunun en vahim ve acı sonuçlarından birini 15 Temmuz gecesi de yaşadık. Neyin ne olduğunu tam anlamıyla kavramadan komutan emri gereği sokakta soluğu olan yurtsever, belki de darbe karşıtı askerler, linç girişimine ve sorgusuz sualsiz linçe maruz kaldı, vakadır.  

 

İYİ Kİ GÖREV YAZMAMIŞLAR!

 

Demokrat Parti’nin halka baskısını arttırdığı yıllarda halkın ayaklanması üzerine gerçekleşen 1960 askeri darbesine de kayıtsız şartsız muhalif olan CHP Tavşancıl Belde son Başkanı Erkal Vardar, 12 Eylül darbesinde profesyonel askermiş. “Bana görev yazmadılar… İyi ki de yazmadılar” diyen Vardar’ın darbe değerlendirmeleri şöyle:

KURTARIN BİZİ BUNDAN!

“12 Eylül 1980 askeri darbesinde Meclis’in hemen karşısındaki binada, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli idim. Askerliğimin 20’nci yılı idi.

İnanmadığımız bir şeydi. Halk geliyordu: ‘Ne zaman darbe, ihtilal yapacaksınız. Kurtarın bizi bundan’ diyordu. Deniz Kuvvetleri’ne geldiği gibi Genelkurmay’a da gidiyordu. Milli Savunma’ya, Kara Kuvvetleri’ne de gidiyordu. Böyle bir durum var.

KİM HAK ETTİRDİ

ONA BAKACAKSIN

İhtilale karşıyım. İhtilal olmaması lazım. Çalışacaksın, edeceksin, bunu düşüneceksin. Niye ihtilaller yapıyor, bir sürü insan öldürüyorsun. 12 Eylül’de ihtilal yapılırken kimse ölmedi. İhtilalden sonraki yönetim işin hepten dibini çıkarttı. Hiç elle tutulacak bir tarafı yoktu.

Mesela konuştuğumuz birçok adam şöyle söyler: ‘1980 ihtilali, hak etti de oldu.’

Hayır! Hak etti de oldu ama hak ettiğine bakmayacaksın, kim hak ettirdi?

O duruma hazırlayan, onu olgunlaştıran kim. Onu bulacaksın. Onu bulmak için esasında, zamanında bulamadın.

İhtilalden sonra; Demirel’i, Ecevit’i, Demirel’i hepsini toplayıp bir mahkeme edeceksin. Şunu soracaksın: ‘Ceza meza yok. Ne oldu, nasıl fark etmediniz?

BİZ SÖYLERSEK BAŞIMIZA İŞ ALIRIZ

Ne oldu da buraya geldik. Niye bir konuda anlaşamadınız. Anlaştıkları konu vardı. Devletin idamesinde anlaşıyorlardı. Yani bir iş başladığı zaman Adalet Partisi’nde, iktidarı CHP aldığında devam ettiriyordu. CHP bir işe başlamışsa, Adalet Partisi devam ettiriyordu. Orada anlaşıyorlardı. Devletin işi çünkü. Ama, ‘Siyaset yapacağız. Çok oy alacağız’ deyip anlaşamadılar. Neden anlaşamadınız? Amerika’nın veya Avrupa’nın, kim yaptıysa, şimdi onu biz söylersek başımıza iş alırız. Kim yaptıysa onu açıklayacak, araştıracak, onu deşecek bir sistem getiremediler.

5-6 VEKİL. BİR DE ÖZDAĞLAR

Zaten kimseye hesap sormadılar. Ömür boyu herkesi hırsız yaptılar ama kimseye hesap sormadılar. Ecevit zamanında beş altı milletvekili vardı, bir tek onlara hesap sordular. Onun haricinde de İsmail Özdağlar’a hesap sordular. Başka kimseye hesap sormadılar.

Darbede ben görev yapmadım. Şube müdürüm görev yaptı.

Darbeden bir gün önce Foça’da görevde idim. Albay vardı. Onun da akrabası idi belediye başkanı.

MESELEYE UYANAMADIK

Biraz gezdik. Geldik. Benimle birlikte Foça’da olan Albay, ‘Yarın gidiyoruz’ dedi. Ne olduğunu sordum.  Çağırdıklarını söyledi. Öyle deyince meseleye ne ben uyandım, ne de Albay. ‘Demek ki başka bir görev var, ona gidilecek’ diye düşündük. Gittik, vardık. Sabahleyin 10.00’da kalktım. Deniz Kuvvetlerine’ne gideceğim. Çıt yok. İndim aşağı. Bir asker, silahlı. Binip arabaya bahçeden çıktım: ‘Dur!’

Nereye gittiğimi sordu. Deniz Kuvvetleri’ne gideceğimi söyleyip kimliğimi gösterdim. ‘Komutanım, kusura bakmayın’ dedi. Ne olduğunu sordum, ‘İhtilal oldu efendim’ dedi. ‘Hayırlı olsun’ dedim. ‘Ne diyim yaa.’

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.