Cumhuriyet’in kurucu ilkeleri için mücadele bizi bekliyor

Eğitim-Sen Gebze Şube Başkanı Eylem Bahadır; “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü yılı kutlu olsun” başlığıyla önce alternatif kutlamada sözlü sonra yazılı açıklamada, “Cumhuriyet'imizin 100. yılında kurucu ilkelerine yeniden döndüreceğimiz bir cumhuriyet mücadelesi bizleri bekliyor” dedi

KESK Eğitim-Sen Gebze Şube Başkanı Eylem Bahadır, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’ncü yılına dair açıklamasını önce Gebze’de sivil toplum tarafından düzenlenen alternatif programda sözlü, ardından basına yönelik olarak yazılı yaptı. “Cumhuriyet'imizin 100. yılında kurucu ilkelerine yeniden döndüreceğimiz bir cumhuriyet mücadelesi bizleri bekliyor” diyen Bahadır açıklamasında şunları kaydetti:

ATATÜRK VE ARKADAŞLARINI SELAMLIYORUZ

”Tüm yokluğa, yoksulluğa ve umutsuzluğa rağmen bağımsızlığa, bu toprakların gücüne inanarak kendileri az ama yürekleri kocaman insanları, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını selamlıyoruz. İmkansız görüneni var ettiler, yarattılar, yaşatma görevi ve sorumluluğunu da bizlere miras bıraktılar.

KURUCU DEĞERLERDEN ESER KALMADI

Cumhuriyet'imizin 100. yılını kutladığımız bugünlerde siyasal İslam rejiminin Cumhuriyet düşmanlığını görüyoruz. AKP iktidarının piyasacı anlayışı ve gerici uygulamaları ile eğitimden dış politikaya birçok alanda Cumhuriyet değerlerini tasfiye ettiğini görüyoruz. Cumhuriyetin kurucu değerlerinden eser kalmadı. Başta laiklik olmak üzere halk egemenliği, bağımsızlık, kamucu anlayışlar tasfiye edilmiş durumdadır.

Köy Enstitüleri’nin kapatılması, 80 darbesi sonrası kurulan YÖK,

4+4+4 ile bilimsel ve laik eğitimden kopuş, yine 80 darbesi sonrası zorunlu hale getirilen din derslerine, geçtiğimiz ay Anayasa'nın ihlal edilerek seçmeli din derslerinin de eklenmesi ile tüm okullar imam hatipe dönüştürüldü.

Son olarak, ÇEDES ve öncesindeki protokollerle tarikatların cemaatlerin ele geçirdiği okullarımız...

Gazeteciler, aydınlar, siyasetçiler mahkum edilmiş, Cumhuriyetin var ettiği fabrikalar, limanlar, varlıklar satılmış durumda.

Laiklik ve kadınlar-gençler hedefte...

Ancak 1923'teki ruhu taşıyanlar olarak yan yanayız ve aynı umudu taşıyoruz.

Biliyoruz ki, umutsuz durum yoktur, umutsuz insanlar vardır.

Umudun nerede olduğunu tekrar hatırlayalım.

Umut; ‘Bir arkadaşımızın daha ölmesini istemiyoruz’ diyerek barınma hakkı, yaşam hakkına sahip çıkan, iki gündür geceleri gündüz aydınlığına çeviren üniversite gençliğimizdedir.

Umut; her türlü gerici saldırı ve baskıya rağmen kupadan kupaya koşan Filenin Sultanları'nda, teslim olmayan memleketin kadınlarındadır.

Umut; Gezi'den bu yana yeşiline, doğasına, yaşam alanlarına sahip çıkan, 12 Eylül zindanlarına teslim olmayan, kentimizi ve bu memleketi emeği ile var eden Anadolu halklarının ta kendisindedir.

Cumhuriyet'imizin 100. yılında kurucu ilkelerine yeniden döndüreceğimiz bir cumhuriyet mücadelesi bizleri bekliyor...

Selam olsun 1923 ruhuna...

Selam olsun emperyalizme, hilafete, saraya karşı tam bağımsız Türkiye mücadelesi verenlere, boyun eğmeyenlere...

Yaşasın Cumhuriyet!

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz!”