Başkan o fırsatı vermemeliydi

28 Şubat sürecini bir senaryo olarak tanımlayan Ferit Taşdemir, Gebze Belediye Meclisi’ndeki İstiklal Marşı vakasında DSP Grubu’nun teypten marş çalması konusuna da açıklık getirdi: “Mahkemede de söyledim, burada da söylememde bir beis yok. Ben o meclis toplantısında kalktım söz aldım. Başkandan şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşı okunmasını istedim.

OTUR OTURDUĞUN YERDE

Bana amiyane tabirle, biz yeni gitmişiz oraya ya, ‘Otur oturduğun yerde. Kafanıza göre, istediğiniz gibi konuşamazsınız. Benden izin alacaksınız. Parmak kaldıracaksınız. İzin almadan konuşmayacaksınız’ gibi, sanki orada aba altından sopa gösterirmişçesine bize hiç yakışmayacak bir şekilde bana da hitap etti. Ben de bu konuda ona tepki gösterdim.

İLK BEŞ YILLIK DÖNEMDE DE UYGULAMAMIŞ

Sonrasında, geriye dönük beş yıllık belediye başkanlığa döneminde toplantılarda bunu yapmadığından bir eksik olarak görülmüş ki, -biz o dönemi bilmiyoruz belediyede değiliz- Demokratik Sol Parti veya CHP’li ne derseniz deyin. Arkadaşlar Başkan Penbegüllü’nün böyle bir hata yaptığını görmüşler ki bundan istifade etmek, karşı tarafa bir gol atmak için, ‘Bu yine hata yapacak, yine ketum davranacak. Biz de hazırlık yapalım, hazır dursun. Böyle bir hata yaparsa basın ve medya önünde biz de bunu siyasi gole çeviririz. Siyaseten kullanırız’ noktasında tabi ki düşünmüş olabilir.

BAŞKAN BU FIRSATI VERMEMELİYDİ

Şimdi arkadaşlar böyle düşünmüş olabilir ama sayın belediye başkanlarımızın da bu arkadaşlara, bize veya basına bu fırsatı vermemesi gerekirdi. Çünkü İstiklal Marşı da, şehitler de bizim. Hepimizin. Onun bunun değil. Yani burada böyle bir hata yapması tecrübeli bir belediye başkanının bu konuda bilgisizlikten değil art niyetten yapmış olduğu kanaatine soktu beni.

MAHKEMEDE TARTIŞMA

Ben mahkemede de aynı ifadeyi verdim. Ve hâkim bana sordu. Savcılıkta da verdiğim ifadede de söyledim. İstiklal Marşı okunmaya başladıktan sonra ayağa kalktığımızı söyledik. Hâkim, ‘Oradaki belediye başkanı ve hazirun kalktı mı?’ diye sordu. ‘Kalkmadı’ dedim. ‘Kalktı’ diyebilirdik ama kalkmadı. Hatta Sayın Penbegüllü mahkemede, ‘Muhalefet meclis üyesi bana laf atarak kasıtlı ve maksatlı söylüyor. Ayağa kalktık’ dedi. Ben de, ‘Sus’ dedim, ‘Konuşma’

BABANIN UŞAĞI DEĞİLİZ

Yani, ‘Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar’ gibi yapma. Orada bize, ‘Buranın reisi benim. Sus, otur yerine. Benden izinsiz söz alamazsınız. İster yaptırırım ister yaptırmam’ gibi dediği için, mahkemede de aynı bu ifadeyi verdim. Böyle bir şey söylemeye de, böyle bir şey yapmaya da hakkı yoktu. Biz senin babanın uşağı değiliz. Biz senin meclis üyende değiliz.”