Arzuhalciler ve hasar şirketleri  hak arayan için büyük tehlike

Arzuhalciler ve hasar şirketleri hak arayan için büyük tehlike

Kocaeli Barosu Başkanı ve Başkan Adayı Avukat Bahar Gültekin Candemir iki yıl aradan sonra aynı yaraya parmak bastı: “Hak arayışındaki vatandaş için arzuhalciler ve hasar şirketleri büyük tehlike.”

Kocaeli Barosu’nun ilk kadın başkanı Avukat Bahar Gültekin Candemir kongre sonrası ilk röportajını Bigman Çakman dönemi Kocaeli Zirve’ye, verdi. - Çakman ile birlikte Aktan Uslu’nun sorularını yanıtlayan Candemir -  Hukuka dair hemen her konuyu konuştuğumuz Candemir vatandaşı çok net uyardı: “Asla dilekçecilerle dava açmasınlar. Çok ciddi hak kaybına uğruyor ve sonunda yine bir avukata geliyorlar.”

DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEY YOK

21 Aralık 2018’de yayınlanan röportajın üzerinden neredeyse iki sene geçti. Aktan Uslu’nun sorularını bu sefer Yeni Haber Gazetesi için yanıtlayan Candemir ile görüşmemizden anlaşıldı ki meselenin arzuhalciler boyutunda, konu üstelik Adalet Bakanlığı’na kadar taşınmasına rağmen değişen hiçbir şey yok.

HASAR ŞİRKETLERİNDE

TEHLİKE SIFIRLANMADI

Bu ülkede hak arayışlarında vatandaş için en büyük tehlike, bir: Arzuhalciler… İki: Hasar şirketleri… Hasar şirketleriyle alakalı geçte olsa bir düzenleme getirildi ama tehlike tamamen ortadan kaldırmış değil” diyen Candemir sorularımızı yanıtladı:

HER YIL ASGARİ ÜCRET

TARİFESİ YAYINLANIR

-       Siz arzuhalciye gitmeyin diyorsunuz ama vatandaş da, ‘Avukatlar çok pahalı’ diyor?

 

-       Bizde her yıl yasal asgari ücret tarifesi yayınlanır. Bu taban ücretidir. Yani devlet yayınlanan bu asgari ücret tarifesinde avukatlara şunu söyler: ‘Bunun altında dava almayın’ der. Barolar Birliği’nin de paydaş olduğu bir tarifedir bu ve tarifedeki rakamlar en alt rakamlardır.

 

-        Avukatlar ile mükellefler arasında sözleşme serbestisi sınırsız değildir. Bu tarifenin üzerinde rakam alınabilir ama altında alınamaz. Avukatlık Kanunu buna bir sınırlama getirmiştir.

 

-       Mesela bir gayrimenkul davası bakıyorsanız bir parseli için vekalet ücreti alamazsınız, anlaşamazsınız. Ama devletin yayınladığı tarifenin, bedelin üzerinden bir vekâlet ücreti alabilirsiniz. Nereye kadar, yasada yüzde 25 ile sınırlıdır bu, geçemezler.

 

-       Sorunuza gelince; ‘Avukatlar çok yüksek ücret alıyor’ diye bir algı yaratılıyor Türkiye’de.  Bizim sunduğumuz hizmet elle tutulur, gözle görülür olmuyor çoğu zaman. Hak dediğiniz kavramı elle tutabiliyor musunuz? Bir gayrimenkule ilişkin bir dava olduğu zaman belki de somutlaştırabiliyorsunuz.

 

ÜÇ YILLIK HİZMETE KARŞI

ASGARİDEN DÜŞÜK ÜCRET

 

 

-       Çalışma hayatına ilişkin, manevi ızrara ilişkin, tazminat davaları ya da işçilik alacaklarına ilişkin Türkiye’de yargılama süreçleri çok uzun. Ortalama bir dava 2-3 sene sürüyor. Çoğu zaman bir meslektaşımın aldığı vekalet ücreti üç yıllık hizmeti karşılığında aya böldüğünüzde, asgari ücretin altına düşüyor. Ve siz 24 saat boyunca müvekkilinizle irtibat halindesiniz.

 

-       Avukatın görevi davayı ilk aldığında hukuki konsültasyonu (görüş alışverişi) ile başlıyor. Dava sonucu, dava konusu yaptığı hakkı elde edene kadar da devam ediyor. Bu para olabilir, aile hukukuna ilişkin bir dava olabilir… Hüküm tesis edilip kesinleşene kadar avukatın görevi devam ediyor. Dolayısıyla baktığınız zaman avukatların emek karşılığı aldıkları ücret yüksek değil. Bu konuda basında çıkan haberler ya da bizim yaptığımız açıklamaların altına yorumlar görüyorum. Yasaya aykırı bir uygulama.

 

HİÇBİR HUKUK EĞİTİMLERİ YOK

Bizim çok nadir karşılaştığımız bir şey. Ya da emeğin üzerinde bir kazanç; toplum emin olsun ki, yok. Avukatlık hizmetinde biz kimi zaman müvekkilimizin psikoloğu, dostu oluyoruz. Avukatlık hizmeti üzerine bazen ev, aile gibi oluyorsunuz. Ama nedense hakkı elde edinen vatandaş avukata para ödemeye geldiği anda bir rahatsızlık duyuyor. Aslında öyle değil. Avukatlık emek çok yoğun bir meslek.

Bu işte yanıltmalar neticesinde vatandaşımız dava açacağı zaman arzuhalcilere gidiyor. Arzuhalciler; hiçbiri hukuk eğitimi almış kişiler değil.

 

 

Arzuhalciler yüzünden

takipsizlik kararı alıyoruz

 

-       Sosyal medyada zaman zaman arzuhalcilerden şikayetlere de rastlıyoruz?

 

-       Şikâyetler vardır. Yazdıkları dava dilekçeleri hukuk literatürüne uygun olmadığı gibi vatandaşın ciddi anlamda hak kaybına sebep veriyor.

 

-       Ne gibi hak kayıpları, açar mısınız?

 

-       Bilindiği üzere arzuhalciler dilekçe başı ücret alıyor. Benim karşıma çıkan vakalardan birini örnekleyeyim: İş kazası dosyasıydı. İş kazasında mağdur olan kişinin, çalışma gücünü kaybeden kişinin tazminat hesaplaması belli bir prosese (süreç) bağlıdır. Maliyetin belli olması, kusurlu olması, gerekli bilgilerin toparlanması lazım. Dolayısıyla çoğunlukla biz manevi tazminat talebini kalkıp da maddi tazminat içinde esas alacak bir rakamla davayı harekete geçiririz. Tüm doneler toparlanıp rapor alındığında yani gerçek maddi tazminat belli olduğunda da manevi tazminat harcı ödeyerek, içtihatlara bakıp, kişinin mağduriyet derecesine bakarak talep ederiz.

Manevi tazminat bölünemez bu arada. 1000 TL değerinde açtığın manevi tazminatı, maliyet artışı dışında ileride arttıramazsın. Maliyet artarsa, istersiniz.

-       Benim önüme gelen dosyada kişinin mağduriyeti yüzde 12 idi. Arzuhalci manevi tazminat olarak 2 bin lira talep etmişti. Maddi zarar arttırılabilir hakkını saklı tutmuş. Ve neticede kişiye dair karar çıkmış. Yüzde 12 mağduriyete karşı 2 bin lira manevi tazminat almıştı. Ve çok çok üstünde bir manevi tazminat hakkı elde edecekken onu talep edemedi ya da hak kazanamadı. Bunun gibi pek çok hatalı dilekçe görüyoruz. Vatandaş ilk önce avukata geliyor. Danışıyor. Danışma uzun sürmediği sürece, yasada olmasına karşın yüzde 90’ı danışma ücreti almazlar bizde.

Doktora gidersiniz sizi. İlgilenir. Tahlillerinize bakar. Bir muayene ücreti öderseniz. Ama bize gelen vatandaştan biz çoğunlukla danışma ücreti almıyoruz.

-       Arzuhalciler dilekçeyi gerçekten daha ucuza mı yazıyor. Ya da ucuz gibi gözüken ileride çok pahalı bir bedel mi oluyor?

-       Dilekçe yazdırmak istediğinde Resmi Gazete’de yayınlanan tarife üzerinden ödenilen bedel, arzuhalciye ödenilen bedelin çok çok üzerinde değil. Ki hukuka uygun, hukuk eğitimi almış kişilerce yazılacak bir dilekçeden bahsediyoruz. Ve hak kaybına baktığımızda, demin verdiğim örnek üzerinden nasıl bir facia yaşama riskiyle karşı karşıya vatandaş.

Sadece arzuhalciye ödediği bedelden ötürü zarara uğramakla kalmıyor.

Şimdi biz davayı aldığımızda vekalet açtığında dava masrafları ki ona da ayrıca değinmek isterim. Dava masraflarını öder. Bazı davalar peşin vekâlet ücretine tabidir. Bir kısmı alınır. Bazı davalar, dava bitiminde, tazminat davalarında alınır. Sözleşme özgürlüğü vardır. Bir kısmı peşin de alınabilir. Biz o masrafı alıp vekâlet ücretimizi ödedikten sonra üç yılsa üç yıl, dört yılsa dört yıl, o dava bitip müvekkilimiz hakkını edinene kadar takip ederiz o davayı.

Bazen öyle oluyor ki aylık hizmet bedeli 300 – 500 TL’ye denk geliyor.  Ve 24 saat müvekkilinizle yaşıyorsunuz.

Arzuhalciye gider 100 – 150, neyse 200 TL para ödüyor. Hak kaybına uğruyor, sonra geliyor avukata. Yardımcı olup olamayacağını soruyor. Biz bunlarla çok mücadele ettik. Bütün barolarımız da mücadele ediyor. Hasar şirketleriyle alakalı bir yasa değişikliği oldu, geçte olsa. Ama arzuhalciler ile alakalı maalesef bir çare bulamadık. Takipsizlik kararları alıyoruz.

 

bahar-2-(1).jpg

Bahar Gültekin Candemir arkadaşımız Aktan Uslu’nun sorularını yanıtladı.

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.