1 Mayıs Asalakların Değil Emekçilerin Bayramı

1 Mayıs Asalakların Değil Emekçilerin Bayramı

Türkiye Komünist Partisi Gebze İlçe Örgütü’nden 1 Mayıs’a net tanım: “1 Mayıs asalakların değil emekçilerin bayramı.”

Türkiye Komünist Partisi Gebze İlçe Örgütü, 1 Mayıs İşçi Bayramı’na dair yazılı açıklamada bulundu. “1 Mayıs asalakların değil emekçilerin bayramı” başlığıyla yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:

 

 

 

 

BU DÜZENİN OLAĞAN GERÇEĞİ

“İki sınıf var, ya birindensin ya öbüründen. İki sınıf var, mesele sadece hangisinden olduğun da değil. Hangisinden yanasın? Hangisinin yanındasın? Hangisinin hizmetindesin? İki sınıf var. Yaşamak için kendi emeğinden başka serveti olmayan, kendi varlığını sürdürmek için emeğini ortaya koymak zorunda olan, çalışmadığında aç kalanların sınıfı…

Bir de varlığını başkalarının emeğine borçlu olan, başkalarının emeğine el koyarak zenginliğini büyüten, kendi kaderini başkalarının emeğini sömürerek çizenlerin sınıfı… İki sınıf var. Bu düzenin “olağan” gerçeği bu. “Olağanüstü” zamanlarda durum değişiyor mu?”

 

ORTAK KADERİ Mİ PAYLAŞIYORUZ?

 

Ülke kendini büyük bir savaşın içinde bulduğunda ya da bir salgın tüm dünyayı kasıp kavurduğunda bir anda tek bir bütün haline geliyor muyuz? Savaş ya da salgın gibi bir olağanüstü durumda, bu iki sınıf birbirine sarılıp, işbirliği yaparak ortak kaderi paylaşıyor diyebiliyor muyuz?

Savaşlarda cephenin en önüne sürülen askerlere sorun bunu! Bakalım içlerinde sömürücü sınıftan tek kişi var mı?

Salgın günlerinde yarım metre aralıkla dikiş makinelerinin başına oturtulmuş işçilere sorun bunu! Kendileri alçak tavanlı havalandırmasız atölyelerde dip dibe çalışırken; ya da her biri ayrı bir atölyede, fabrikada çalışan aile fertleriyle iki göz evde nefeslerini paylaşırken…

Sorun bakalım, patronları nerede?

 

GERÇEK DEĞİŞMİYOR

 

İki sınıf var. Bir de 1 Mayıs var. 1 Mayıs emeğin, çalışmanın, alın terinin bayramı değil. 1 Mayıs, emekçilerin, çalışmadığında aç olanların, bütün zenginliğini kendi alın terine borçlu olanların bayramı. Sömürücüler, patronlar, her şeye el koydukları, tüm zenginliklere ortak oluverdikleri gibi 1 Mayıs bayramına da ortak olmaya kalksalar da, hatta utanmadan 3 vardiya 24 saat sömürdükleri işçilerinin bayramı için kutlama mesajları yayınlasalar da, gerçek değişmiyor. 1 Mayıs, işçilerin, emeğinden başka varlığı olmayanların birlik, mücadele ve dayanışma günü.

1 MAYIS BİZİM BAYRAMIMIZ

 

Böyle bir günü bayram olarak kutluyorsak, bunun da nedeni belli: Birlik olan, dayanışan, mücadele eden işçilerin bir gün sömürüye de son vereceklerini biliyor olmamız. Asalakları sırtımızdan atacağız. Sömürüye son vereceğiz. Emeğinden başka hiçbir serveti olmayanların, kendi yarattıkları zenginlikleri hep birlikte paylaşacakları bir dünyayı kuracağız. 

Deniz kıyısındaki yalılarında fotoğraflar çektirip, bu fotoğrafları evinde kalamayanların, salgın gününde bile çalışmazsa aç kalacak olanların gözüne sokanların egemenliğine son vereceğiz.

Bunun için 1 Mayıs bizim bayramımız.

Yaşasın 1 Mayıs!

Yaşasın sömürüye son vereceğimiz, aydınlık bir ülke, sınırsız bir dünya kuracağımız gelecek güzel günlerimiz!”

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum