Kendi kendinize yalan söyleyip söylemediğinizi kendinizi aldatıp aldatmadığınızı biliyor musunuz bunu denemediyseniz bir deneyin görün bakın ne ilginç sonuçlarla karşılaşacaksınız çok sıradışı hatta günah içeren hatta ahlak dışı şeylerle karşılaşırsanız hiç şaşırmayın kendinizden de nefret etmeyin çünkü karşılaştığınız şeyler sizsiniz sıkıntılıysanız ruhsal sorunlarınız varsa uykularınız bozuk ve insanlarla iyi ilişkiler kuramıyorsanız nedenini bilmediğiniz korkularınız varsa başkaları dahil kendinizi sakın alaya almayın yalan hiç konuşmayın çünkü korkularımızın nedeni ve kökeni söylediğimiz yalanlardandır sevgili dostlarım sevgiye ulaşamadım beni kimseler sevmiyor diye kendinizi yıpratmayın sevgisiz asla yaşanmaz mutlaka bilmediğiniz birileri sizi seviyordur bu tür duygular ön yargılı duygulardır siz birilerini seviyorsanız mutlaka birileri de sizi seviyordur yüzleşmelerimizin bir bölümü de rüyalarımızdaki gördüğümüz abartılardır bizi en fazla dehşete düşüren rüyalarımızda gördüğümüz ve kurduğumuz hayallerdir rüyalar konusunda gerçeği öğrenmek istiyorsanız ünlü psikoanalist freudun rüyaların yorumu muhteşem kitabını öneririm sıkıntılarımızdan ve ön yargılarımızdan kurtulmanın bir yolu da yazmak ve konuşmaktır eller ne der demeden yaşamaktır elbette ki bütün bu sıkıntıların en önemli ilacı iştir yani çalışmaktır yeryüzünde hayatın kötülüğünden yakınmayan ve gelecek endişesi olmayan bir tane bile insan yoktur toplumsal yapımız karmaşıklaştıkça eğitimden sanattan uzaklaştıkça ve doğadan koptukça dertlerimiz sorunlarımız çoğalacaktır bir hanım şu sözleri söylemişti 3 yıldır dulum kocamdan çok çektim çok dövüyor ve hakaret ediyordu evliliğimizin ikinci yılı hastalandı çok iyi bakıyordum ama içimden de iyi olmasını istemiyordum çünkü dövmesine ve hakaretlerine dayanamıyordum alın size bir sorun işte sevgili okurlar bu tür psikolojik konularda en güvenilir kaynaklardan biri sheakspeare ‘in eserleridir yazarı okurken bir sürü farklılıklardan ve derecelerden geçer kendi kendimizle yüzleşiriz o bir öğretmen gibi imtihan eder bizi freuddan ve Dostoyevski’den sonra tüm kişiliğime nüfus eden insandır sorunlarımızın üstünü örtmemeliyiz toplum olarak özellikle aile anlamında sorunlarının üstünü örten bir toplumuz öyle yaparak sorunların yakıcılığını çok daha köpürtüyoruz çünkü üstünü örttüğümüz o sorunlar uygun ortamı bulup uyanıkları zaman çok daha tahrip edici oluyorlar iyi veya kötü yaşadığımız hiçbir sorunu yok saymamalıyız bizim gibi düşünmüyorlar hareket etmiyorlar diye insanları dışlamamalıyız dilinden dininden kimliğinden dolayı insanları ötekileştirmemeliyiz bizim psikolojimizi bozan nedenlerin başında sözünü ettiğim bu dışlayıcılıklar gelmektedir ne kadar insanı dışlayabilirsiniz ki çünkü dışladığınızda insanların yerine yeni insanlar gelirler insanların hepsi yanlış düşünüyor yalnız siz mi doğruyu görüyor ve düşünüyorsunuzdur bu fikirle bir yüzleşin bir bakın ne çok kötülüklere sebep olduğunuzu göreceksiniz çocukken ailem ve başka insanlar ne dediyse ona inandım ama şimdi inandığım o şeylerin hiçbirine inanmıyorum hatta onları sorguluyorum doğrulukların yanlışlıklarını araştırıyorum çünkü okuyorum ve düşünüyorum edebiyatımızın yaratıcı yazarlarından biri sheakspearedir bir dönem gittiğim psikiyatrin hakkımdaki sözlerini duyunca çok şaşırmıştım doktora Dostoyevskiyi okuyup okumadığını sordum neden soruyorsun dedi ona anlattıklarınızın çoğunu ben Dostoyevskiden ve sheakpeareden okudum diyince doktor çok şaşırmıştı o zaman bana canını sıkma ömür gibi psikolojik hastalıklarımızında bir bitme zamanı var nasıl gelmişseler öyle terk ederler bende bu sözü sheakspeareden öğrendim demişti doktor