Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

RASPUTİN 4

RASPUTİN 4

BİR SORUYLA BAŞLAYALIM YAZIYA İSTİYORUM.
İnsanları kandırmak mı kolaydır yoksa  kandırıldıklarına inandırmak mı?
Bilgili insanları kandıldıklarına inandırmak kolaydır, zor olan cahilleri inandırmaktır. Bunu ben kendi tercübelerimden biliyorum. Kırka yakın seçim gördüm, politika yapanlar her seçimde  güzel şeyler yapacaklarını vaat ettiler. Seçimden sonra hiç birini de yapmadılar. Malif olanlar bunu insan olduğunu yalanlarıyla kanıtlıyor. Kısa sürede saraydaki insanların mutsuz olduklarını görü lara asla inandıramadılar. Şimdi bunun Rasputin'le ne ilgisi var diyeceksiniz.  Çok ilgisi var. Rasputin de milyonca Rus'u kandırarak geliyor çarların sarayına. Bu yolda GÖRDÜGÜ KONUŞTUĞU HERKESİ DİNİ DUYGULARI KULLANARAK saraya çıkmayı başarıyor.  Dini duyguları çok zayıf olduğu halde insanlara kendinin bir ermiş olduğuna inandırıyor. Dini kullanmakta da çok yetenekli... Çarın sarayındaki insanların da mutsuz olduklarını kısa zamanda kavrıyor. Sarayda her şeyin en iyisi yiyip içiyorlar. Lüks ve debdebe içinde yaşıyorlar.
Ama iş yapmadıkları için mutsuzdurlar, aralarında sevgi ve saygı da yoktur. Birbirlerine de güvenmiyorlardır, kısa sürede Rasputin bu zafiyeti kendi lehine dönüştürüyor ve hepsini birbirine karşı kullanıyor. Tabi en çokta çarı kulanıyor. Rasputin tek başına değildir, içinde birbirinden farklı birkaç tane Rasputin daha vardır. Bu cahil yıkılmalarına yol açmışlardır. Papaz aynı anda hem gülüyor hem ağlıyor durumunu anlayanları çariçe sayesinde  etrafından uzaklaştırıyor. Bu tür nahoş olaylar tarihteki bütün imparatorluklarda yaşanmıştır ve imparatorlukların yıkılmasına sebep olmuşturlar. Hitler'in Nero'nun ve Mussolini'in yıkılması da bundandır. İnsanları kötülüklere inandırmak zordur diyorum ya. Rasputin'in gazabına uğramış bir kadın papazın ölümünden sonra iyi bir hristiyandı. Onun yanında tüm dertlerimden kurtuluyordum, konuşmaları huzur veriyordu, onu görünce vücudum gevşiyordu, kafam karışıyor, duygularım çeşitleniyordu ve kendime sahip olamıyordum. Böyle güzel bir insanı niye öldürdüler ki şimdi? Böyle bir insanı Rasputin'in kötülügüne kim nasıl inandırabilir ki? Dünyada yapılan tüm kötülüklerin sebebi de bu tür insanlar değil mi  ki? Her ülke tiyatroya ve sinamaya gidenler de  böyle insanlar var. Rasputin bu kişiliğiyle 19 yy. edebiyatçıların önemli bir roman kahramanıdır. Ha... Edebiyat dedim aklıma geldi.  İngiltere'de yapılan bir araştırmada edebiyatın insan ömrünü uzattığı ortaya çıktı. Ayda bir kitap okuyan sinemaya ve tiyatroya gidenler, kaliteli müzik dinleyenler mutlu oluyorlar ve ömürleri uzuyor. Ebebiyat zevklerin en tutkulusudur. Damak tadının verdiği haz gibidir. Bir toplumun kültür düzeyi edebiyata göre şekillenir. Sanırım Paris'te bir lokantada bir dörtlük şiir yada bir paragraf yazıyı okuyanlara bedava yemek veriliyormuş. Tarih boyunca dünyada insanlığın faydası için, barış için, kardeşlik için mücadale vermiş güzel insanlar olduğu gibi  insanlığın köleleşmesine imza atmış insanlar var. Her çağın Rasputin, Hitler ve Neron gibi faşistleri olduğu gibi, Deniz gibi Nazım ve Mehmet Akif gibi güzel insanları da var. İnsanlık  en fazla orta çağda karanlığa, zulme ve cahalete maaruz kalmıştır. Cinler, hortlaklar, periler en çok bu çağda topluma hakim olmuştur. Ortaçağ çağların yüz karasıdır. Buruno, Galile ve bütün bilim sanat ve edabiyat insanları bu çağda işkenceye maruz kalmıştır. Rasputin bu çağın küflü ve kokuşmuş bittezehuridir. Rönasansa ve reforum hareketlerine kadar bu çağ hükmünü sürdürmüştür. Ne yazıkki Avrupa'nın böyle bir yüzü de vardır. Nefsinin peşine  düşmüş, ardamarı çatlamış, utanma duygusunu yitirmiş bir insandır. İslam dini ve tüm dinler adalet, kardeşlik barış ve eşitlik üzerine kurulmuştur ve  bütün peygamberler de insanlığı hurafeden, yoksulluktan ve cahillikten kurtarmak için uğraşmıştırlar ama yine de yer yer  Rasputin gibi insanların inançlarını kullanan insanlar çıkmıştır.
Bu yazıyı böyle uzatmamın nedeni halkımın ortaya çıkan bu tür insanlara inanmaması içindir. Tabi bu tür hastalıklardan korunmanın yolu özgürlükçü ve bilime sanata ve edebiyata dayalı bir eğitimden geçiyor...

Bu yazı toplam 3456 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Tuncer Altunbulak Arşivi