Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

HALKLA İLETİŞİMDE KİTAPLAR

HALKLA İLETİŞİMDE KİTAPLAR

Türkiye’de yaşanan geri kalmışlığın, cahilliğin, yoksulluğun önemli nedenlerinden biri de yazar, çizer takımının yazmayı basite almalarından ve halkı iyi tanıyamadıklarındandır… Rusya’da ekim devrimi yapılmadan çok önce sosyalizm fikrinin yazdığı kitaplarla halka tanıtmıştı Maksim Gorki… yine nasıl yapmalı? eseriyle yazar Çernişevski Rus halkına sosyalizmin nasıl işleyeceğini devrimden çok önce anlatmıştı. Lenin  biz Rus halkını Tolstoy’un eserlerinden tanıdık der. Dünya Rusya’yı Rus insanının o ince zekasını duygusal ruhunu ve vicdanını Dostoyevski’nin eserleriyle tanımıştır. Dünyada büyük değişimlere neden olmuş pek çok roman vardır. Halka ulaşmanın yolu halk gibi yaşamaktan geçer. Bunu becerebilen onlardan biri olur.

Canlılar içinde en zor, en çetin, en gizemli ve en karmaşık olan insandır. Öyle bir iki kez konuşmakla, birkaç kez yolculuk, yapmakla yiyip içmekle birini tam olarak tanıyamayız. Siz, o ben insan sarrafıyım diyenlere bakmayın en az kırk yılını bu işe veren Freud’a Adaler Jong ve Yalam gibi dahi psikiyatrlar tam olarak anlayamadılar. İnsan ruhu ve egosu hiçbir zaman tam olarak anlaşılmayacaktır. Her insan kendini dünyanın en zeki en basiret sahibi olduğuna inanır. Her konuda başkalarına ders verir, ve karşısındakini cahillikle suçlar… bunun bir ilacı da henüz bulunamadı.

Benim yazılarımda öykülerini anlattığım insanların çoğu farklı hastalıklardan dolayı psikolojik tedavi görmüş insanlardır. Gördüğüm psikolojik tedaviden dolayı bu insanları az buçuk anlayabiliyorum. Bizler normal sıradan insandan farklıyız, bizler hayatın kıyısına çekilmiş yaşanan her şeyin yarısını izleyebilen sıkıntı stresten dolsyı başı eğik dolaşan insanlarız. Yüksek sesle bağırarak  konuşan iğneleyici laflar eden bir adam tanımıştım. Dinlemesini bilmeyen çok insan gördüm ama bu adam gibi kendisini dinletmesini bilen birini görmedim. Ses çıkarmadan itiraz etmeden  kırk kişi onu üç ay dinledik. Onda ki bu yaratıcılığı hala çözebilmiş değilim.

Bir gün ona senin hastalığın ne diye sormuştum:  bana alaylı alaylı ben hasta değilim ben Rus imparatoru Deli Petro’yum  buraya bu hastaneyi kartal etmeye geldim baş hekim nasıl biri dedim delinin biri dedi az sonra yanımıza gelen iki kişi yerlere eğilip buyurun ekselansları bizi emretmişsiniz.  Parmağıyla beni göstererek alın bu deliyi götürün dedi. Şimdi çok sevdiğim bir hanım  efendiden çok değer verdiğim dostum olarak bildiğim Meral Aydoğan’dan söz edeceğim çok zor bir kızdır. Yüzünün güzelliği bir başka öteki yüzünün gölgesinde kalır yani görünen meral içindeki öteki Meral’in gölgesidir. Psikolojiden anlamayan psikolojiden sorunları olmayan biri Meral’i bu halleriyle tanıyabilir mi? Bir insanı ve halkı anlamak da böyledir halktan olmayan halk gibi yaşamayan biri halkı anlatabilir mi? Biz insanlar aslında semboller karmaşası içinde yaşıyoruz. Yaşadığımız olayları birbirimize semboller kullanarak anlatıyoruz… tarif edemediklerimizi sembollerle tarif ediyoruz. Bizce kötü olan insanları baykuşlara, yılanlara benzeterek anlatırız. Kızıl derili kültüründe baykuş bilgelerin sembolüdür. Çünkü baykuş diğer kuşların göremediklerini görür, bilemediklerini bilir. Kızıl derililerin başlarında bulunan o kanat baykuş kanadıdır. Görüyor musunuz? insan ne kadar karmakarışık gizemli, anlaşılmaz bir mahluk… bazı kültürler kediyi zekiliğinden biraz da kurnazlığından dolayı kadına benzetmişler. Kadınla ilgili anlattıkları çoğu şeyi kedi üzerinden anlatmışlar. Son kez ünlü sanatçı Müzeyyen Senar’ı sahnede izlediğimde doksan yaşındaydı ve ayakta zor duruyordu, ama insanlar onu ayakta izliyorlardı. Dikkat ederseniz parti liderlerinin çoğu da böyledir… araştırma yapsalar seksen yaşında olmalarına rağmen tutkulu bir aşk yaşamak isteyenler çıkar, egosu yüzünden seksen yaşında evini terk edip bir trene binerek ölüme gitti Tolstoy. Çoğumuz bilmediğimiz şeyleri ezanlarımızın yüzünden başkalarından öğrenmeyiz…

Bu yazı toplam 783 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi