Bir arkadaşım vardı. 

“Hocam” derdim ben O’na. Hocalık niteliklerini taşıyan bir adamdı. 

Şimdi ağız alışkanlığı olmuş, herkes birbirine “Hocam” diyor.

Hoca, bilen, öğreten, yol gösteren kimselere denir.

Diyojen, bir bilge hocaydı.

Sokrates hocaydı, Tolsoy okurlarının hem yazarıydı hem de hocasıydı.

Hocalar az ve öz konuşurlar.

Bilge kimselerdi.

İnsanlığa yararlı işler yaparlar, paylaşırlar.

Bir örnek istiyorsanız; Aziz Sancar diyebiliriz.

Çünkü bu sevgili hocam hocalık niteliklerinin hepsini üzerinde taşıyor.

Duygulu, duyarlı bir insan.

Dostum dediğim hoca öldü.

Onunla birgün bu günki hükümet, milletvekillerinin kadınlar hakkında söyledikleri............. sözlerini tartışmıştık.

Çok üzülmüştü.

Bu yüzden hastanede yatmıştı.

Kadınları hiçe sayan, aşağılayan o sözlerin bir kaç tanesi işte...

Hamile kadınlar sokağa çıkmasınlar!

Kadınlar gülmesinler!

Kadınların gülmesini istemiyorlar!

Mini etek giymesinler!

Kızlarla erkekler aynı odada kalmasınlar!

Bu da yetmiyor el ele tutuşmalarını da istemiyorlar.

Bu sözleri hiç bir kadının kabul edebileceğini sanmıyorum.

Bu sözleri kabul eden kadınlar hakkında da hiç bir yorum yapmıyorum.

Çünkü kadınlar hakkında ileri geri konuşma hakkını kendimde görmüyorum.

Böyle bir hak yok.

Ben bilime, insanlığa, insan haklarına inanan hoş görülü bir aileden geliyorum.

Bizim kültürümüzde kadınları aşağılama, dövme, nasihat çekme, yönlendirme yoktur.

Bir sorun olduğunda sorunu kadınlı erkekli tartışırız.

Birbirimizi aşağılamadan eleştiririz.

Fikri doğru olan kimse kabul edilir.

Bizde hiç bir fikre, insana biat edilmez.

Kapitalizmi bundan dolayı bu ülkeden çıkartmak  istiyoruz.

Biat etmek kapitalist mantığın ürünüdür.

Bu mantıkta kadınların, çocukların güzelliklerin yeri yoktur.

Dostum dediğim, hocam dediğim insan bir gün bana “tarihi oku incele tarihte devletin ceberutluğuna erkeklerin ahmaklığına, karşı çıkan çok değerli kadınlar var”dedi.

Bana Firevun’un adaletsizliğine karşı direnenlerde kadındı.

Hz. Meryem’de öyle hayatı boyunca dönemin iktidarına kendisi hakkında dedikodu yapanlara karşı kahramanca mücadele etmiştir.

Hayranlıkla izledim ne iyi  ki bu Dünya’da varmış dediğim kişiliğiyle onur duyduğum bir kadın var.

Arjantinli Eve Peron ideolojik olarak sağcı ama  insan olarak güzel adaletli bir kadın.

Kısacık ömrünü hemcinsleri için vermiş.

Eşi bir diktatör ama o eşinin bütün zorbalıklarına karşı ezilen, sömürülen, horlanan kadınları savunmuş.

Çocukluğu gençliği koyu bir yoksulluk içinde geçmiş.

Benim ülkemde böyle yüzlerce Eve Peron var.

Bir gün bu ülkedeki yozluğa, yobazlığa, açlığı ve tüm eşitsizlikleri bu kadınlar yerle bir edeceklerdir.

Dünya’da yaşanan tüm yeniliklerin, devrimlerin arkasında kadınlar vardır.

Yaşadığımız bu zor günlerde geçecek.

İnsanlık bu zulmü de yenecektir.

Doğru olan bizim fikrimizdir.

Zorbalığın ömrü kısa olur.

Hiç kimse insanlığın dönderdiği tekeri geri çeviremez!

Ülkemin tüm kadınları BİRLEŞİNİZ...!

Söz kadınlardan açıldı, ünlü ingiliz kadın yazar Virginia Woolf “her kadının bir çalışma masası olması gerekir “der.

Türkiyenin Woolf’ları da var.

Bu ülke ne kadar doğurmuştur.

Dünya’nın en anlı şanlı kadınlarından biride bizim kurtuluş savaşımızın saygıdeğer kahramanı Kara Fatma’dır.

Bu insanlık düşmanı kapitalist sistemi Rusya’da, Küba’da, Viyatnam’da, Çin’de olduğu gibi kadınlar yıkacaktır.

Mülkiye hanım bu kadınlardan biri.

O bir inşaat ustası, sıva yapıyor, harç karıyor, beton atıyor.

Bilindik cinsiyet rollerini altüst etmiş bir kadın!

Toplumun ve iktidarın önüne koyduğu tüm tabuları yıkmış.

Kadınlarla başladık söze kadınlarla bitirelim...

Oprah Winfrey dünyanın en çok okunan kadın yazarı bir yazısında “küçük yaşta tecavüze uğradığım bu travma beni kadınları insan yerine koymayan her devlete, insana, kuruma isyana zorladı”

Kadınlar ....

Kadınlar ....

Kadınlar ....

Taciz etmeye yeltenen gerizekalılar, o kadınlar öyle zekilerdi düşünün evlenmeden önce bizleri imhitan ederler.

Tutkularımızı, benliğimizi, kimliğimizi kontrol ederler en duyarlı tellerimiz dokunur çıkarttığımız seslere göre değerlendirirler bizi.

Bütün bunları niye mi anlatıyorum ....?