Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

BİR DELİNİN NOT DEFTERİ

BİR DELİNİN NOT DEFTERİ

Benim üstadım Dostoyevski’dir yani deliler soyundanım hayallerle düşlerle beslenenlerdenim 40 yaşında onun kitaplarıyla tanıştım suçun suçluyu nasıl içten içe kemirdiğini ondan öğrendim insanın kan dökmeye meyilli olduğunu da ondan öğrendim okuyanlar bilirler suç ve ceza romanının erkek kahramanı bir katil kadın kahramanı ise yoksul gariban bir fahişedir işte kimi kadınların neden fahişelik yaptığını da ondan öğrendim Dostoyevskiyle tanışmamış olsaydım kesinlikle bilgisiz görgüsüz kaba itaatkar uzlaşmacı dönek topluma yaramayan biri olurdum onu tanımasaydım kimselerin altından kalkamayacağı hastalıkların yoksullukların altından kesinlikle kalkamazdım onun bana verdiği ilhamla beni çevreleyen fırtınalara kasırgalara dayanabildim o Rus ben Türk o iyi bir hristiyan bende iyi bir müslüman sayılırım aramızdaki tek fark onun benden 150 yıl önce yaşamış olmasıdır nereli olduğumuzun hiç önemi yok ne yaptığımız ve ne düşündüğümüz önemlidir tipiye sormuşlar nerelisin o da erzurumluyum ama Sivas’ta yaşıyorum demiş şu birkaç satırla Dostoyevskiyi anlatmamın asıl nedeni yıllardan beri yazmayı hayal ettiğim bir kitabı neden şimdiye kadar çıkaramamamdır 300-400 sayfa oluşturabilecek bu kitabın müsveddesini hazırlamış durumdayım tam 20 yılımı verdim bu işe ismi bile hazırdır (Bir delinin not defteri) elbetteki Dostoyevski ayarında bir kitap değil ama kesinlikle üstadın ruhunu taşımaktadır 200 yıldır Dostoyevski ayarında bir eser yazılamadı tüm dünya klasiklerini özellikle de Dostoyevski ve Tolstoy’u okumuş biri olarak yazmış olduğum bu eser okunmaz olursa buna kesinlikle çok üzülürüm bugüne kadar bu kitabı çıkaramadığımın önemli sebebi budur okurlarımın ve tanıdığım selamım sabahım olan dostlarım hemen hemen her gün gördükleri zaman yazmadığım konusunda beni sıkıştırıyorlar sevgili dostlarım önümüzdeki yıl içinde inşallah hazırlamaya çalışacağım bugüne kadar bu kitabı çıkaramadığımın başka nedenleri de var ne yazık ki söyleyeceğim şeyler ülkemizin önemli gerçekleri okuyucudan fazla yazarın olduğu bir ülkede yaşıyoruz kitap fuarlarında stant açan yazarların büyük bir çoğunluğu tek kitap imzalamadan evlerine gidiyorlar çünkü Türk halkı okumuyor isviçreden Norveç’ten ya da Fransa’dan birileri gelip okuyacak değil ya ayrıca çok fazla kötü yazar var bunların çoğu da yazmış olayım diye yazıyorlar yazarlık atölyelerinden çıkan yazarlar onlar da biliyorlar hiçbirinin kitabı okunmuyor yazarlık kesinlikle öğrenilen bir iş değildir büyük yazarlar anadan doğma yazarlardır bakın yaşar Kemal yazarlık atölyelerinden çıkan bir adam değildir ince Memet dünyanın en önemli romanlarından biri ayrıca yaşar Kemal ilkokul mezunu bir adam ayrıca ticari kaygıyla falan da yazmamış Sait faik de öyle demek ki yazarlar yazarlık atölyelerinden çıkmış adamlar değillerdir ben bu yazımı bu gazetenin kurucusu ve sahibi sevgili dostum İsmail kadıya ithaf ediyorum o olmasaydı ben bugün bu yazıyı yazıyor olmayacaktım gerçi bugün aramızda yok çünkü o hakkın rahmetine erdi İsmail abi olmasaydı bugün kesinlikle psikolojik bakımından sağlıklı biri olmayacaktım benim yazmamın gerçek amacı psikolojimin sağlıklı olması içindi yazma işini tedavimi yapan bir psikiyatr söylemişti Gebze’de yazacağım tek gazete de bu gazeteydi bu fikrimi İsmail abiye açtığımda senin sağlığına yaracaksa hemen yaz ve yarın ilk yazını bekliyorum demişti sevgili dostlar bu tür hastalıklarda sosyal ve kültürel etkinliklere girmek çok önemlidir doktorlar en iyi ilacın bu tür etkinlikler olduklarını söylerler bu açıdan işi biraz karıştırırsanız dünyanın en büyük edebiyatçılarının ressamlarının müzisyenlerinin deli olduğunu fark edersiniz onlar da rahatlamak için yazmışlardır don kişotu okuyanlar bilirler romanın bir sahnesinde düşmanları onu atından indirir iyice bir döver hakaret ederler o da adamlara ne yaparsanız yapın beni üzemezsiniz sizden korkmuyorum çünkü ben kim olduğumu sizin beni neden dövdüğünüzü biliyorum ama sizler kim olduğunuzu asla bilmiyorsunuz ve kimi dövdüğünüzü de bilmiyorsunuz diyor herkes bir iş tutuyor kimileri bugün İsrail’in Filistin halkını öldürdüğü gibi ölüm makinesi oluyorlar işte kimileri de bu tür kahpeliklere sömürüye zulme karşı çıkmak için mücadele veriyor kimileri kumarbaz kimileri dilenci işte kimileri de yazar tiyatrocu bestekar ressam oluyorlar

Bu yazı toplam 11406 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi