Yüreğinden Tutun da Sarmalayın

Kübra Tanrıverdi

 Bir sonbaharın dalından düşürdüğü kaç yaprakta hisseder ruhunu insan.  Taşı saran sarmaşıkta mı, bir yanı rengarenk yapraklarda mı yahut başı kelkabak gövdesi koca dağ olan bir ağaçmıdır bendim benliğim diye suallerimizde kaldı kimlikler ki bilemedik ahu yolları.. Midesi tok pilesi ütülü olsun eli yüzü de düzgün olsun denilip büyütülen fakat ruhu beslenmemiş kalbine dokunulmayan bir parçadan sevgi bekliyor olmanın cabasını görecek gözleri arıyor imiş zira bu çağın yoncası. Neden bilinmez sözüm ona çokta ağır gelmeyen bir fevaranın uğultusun da çınlayan kulaklar duymaz, gören gözler görmez duyan kalpler duymaz. Anlatmaktan yorulan anlamamaktan  usanmayan bir fasıladan kaç dize çıkarsa o kadar eder ki hayrola.          
       Okşanılmayan saçın yerini bir ağrı göz bir de  rencide aşı içiriliyse dolu kaptan kacaktan, aman dokunmayın şevkat hanesinin kibri masasındaki doyum mu oluyordu sahi öylece beklenilen yollardan. Bir de samimiyettindir silsile-i atıldımı bin lezzet ki dermanı kuru bir şifa sözüdür kıymeti bilene denk ola. Defaatle atılan naraların vaktinde duyulmadığı, sonraların sonrasına bırakılan ve treni çoktan yola çıkmış güneşi çoktandır batan günün sonunda beklenilen fakat soğuyan ekmeyin tadını beklemek pekâlâ güldürmüyor mu beklenileni? Sual üzerine sualin kınından geçmeyince geçilmeyen vukunun da tadı ayrı değil mi. Hücrece nüksettirilen hezeyanların yeri hemen gül gonca eder diye sus payında kandırılan ruhun küçümenliği tutunca yakasından, bırakmıyor parçalara bahara açılan günün kamçısından. Payidar denilen bir avuçta narh olsaydı ki o vakit döner durur mecburi vakitlice sürülürdü bir parça bal söz hanından. Bir umuttur küçük çocuk yarınları yaşatacak bugünün kırık diyarından. Umut yola var iken dikenli güller, koparıldığı dalın şavkın da saklı ebedi diller. Küçük görüp basmayın üzerine çocuğun, bugünün anası yarının yurdu olur gözleri bir bahar ki gelip saçar ışığını. Işığının gücü nedir anlatın ona yakmayın, yeşil ağaçtan ateşi çıkaran mevladan sakın ola ümitsiz olmayın.
       Kızılı maviden ayıranı göremeyecek kadar kör olamaz hiçbir kalp, kibrin denizinde yüzen insanın tenine yapışıp kalmışmıdır ki mihrap ?