Yine işsizlik

 

 

 

Ekonomide yaşanan durgunluk işsiz sayısını da artırıyor. Bu sayı, hiç düşmediği gibi yıllara yayılan artışı da neredeyse periyodik bir hal kazandı.

Bu durumu, kimileri, özelleştirmeler sonrası istihdam daralmasına bağlıyor. Kimileri ise kontrolsüz biçimde yaşanan nüfus artışına.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Haziran 2015 İşgücü İstatistikleri de her iki duruma işaret eder gibi.

Haziran’da, mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı Mayıs ayına göre 0,2 puan artışla yüzde 10,4 oldu. İşsiz sayısı ise bir önceki döneme göre 83 bin kişi arttı.

İşgücüne katılma oranı ise 0,8 puan artıp yüzde 52,1 olarak gerçekleşiyor.

Haziran 2015 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,8 puan azalarak yüzde 34,6 oluyor.

Bunlar, TÜİK’in verileri…

Ama, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR) ise farklı bir tablo ortaya koyuyor.

Enstitü, Haziran 2015 döneminde resmi işsizlere, umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 4 haftadır iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olduğu halde bu nedenle işsiz sayılmayanlar da (umutsuzlar ve diğer) dahil edildiğinde işsizlik oranının yüzde 16,3, işsiz sayısı da 5 milyon 296 bin kişi olarak gerçekleştiğine işaret ediyor.

İşinden memnun olmayan ya da daha fazla çalışmak istediği halde düzgün işler bulamadığı için çaresiz kısa süreli işler yapanlar ilave edildiğinde ise toplam sayının yüzde 19,3’ü bulduğu bilgisi de yer alıyor DİSK-AR raporunda.

Raporda, ayrıca genç işsizlere de ayrı bir yer veriliyor.

Gençler için geniş tanımlı işsizlik oranının yüzde 27,2 seviyesinde olduğu ifade edilirken, genç kadınların, işsizlik sorununu en ağır bir biçimde yaşayan kesimi oluşturduğu görülüyor.

Genç işsiz oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 3,9 puan artışla yüzde 21,8’e ulaşmış. Genç kadınlar için geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 34,1 düzeyinde. Genç kadınlar için tarım dışı resmi işsizlik oranı ise yüzde 28,5 ile çok yüksek düzeylerde seyrediyor.

Peki, işsizlikle mücadele için ne yapmalı ya da yapılıyor ?

İşsizlikle gerçek mücadele için;

-Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 37,5 saate düşürülmeli.

-Herkes için iş güvencesi, ayrımsız bir biçimde uygulanmalı.

-Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı.

-Taşeronlaşma ve kayıtdışı istihdam engellenmeli.

-Kamuda personel açığı derhal kapatılmalı.

-Kadın istihdamı artırılmalı ve işsizliğin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli.

Bu önermeler dikkate alınıp, söz konusu alanlardaki açıklar kapatılırsa istihdam alanları genişletilebilir ve işsizlik azaltılabilir.

Böylece, tam olmasa bile önemli oranda sorunun kökenine inip çözüm üretmek için adım atılmış olur. Bu gelişme, belki de toplumsal barışın da yolunu açar.

Ama, önce niyet ve kararlılık gerekli…