YILDÖNÜMÜNDE ECEVİT...

    İsmet İnönü: “Politika ciddi bir iştir. Politikacı da devlet yönetme sanatına talip kişidir. Onun için de özü ve sözü bir olmalıdır” der. Bülent Ecevit, bu tanıma uyan nadir devlet damlarındandır.

 

  Şair-yazar ve devlet adamı Bülent Ecevit'i anıyoruz. Türkiye'nin siyasal yaşamında iz bırakmış kişilerden Ecevit'i, son kez Çankaya köşkünde görmüş ve konuşmuştum."ADD Genel Başkanı" sıfatıyla Cumhurbaşkanı Sezer'i ziyaret etmiştim. Sayın Sezer'in yanından ayrıldıktan sonra koridorda karşılaştık. Yanına giderek: "Ziyarete geleceğimi "söyledim. O her zamanki nezaketiyle tebessüm ederek; "Bekleyeceğini" söyledi.

   Kıbrıs konusunda Ankara Dil-Tarih -Coğrafya Fakültesindeki bir etkinliğe konuşmacı olarak çağırmak istemiştim. Haber geldi, Oran'daki evine gittim. Rahşan Ecevit de salondaydı. Önerimi sundum: "İlk kez bir Dernek toplantısında konuşacağını" söyleyerek kabul etti. Prof. Mümtaz Soysal ve KKTC Büyükelçisi Buluç'ın da katılımlarıyla ilgi çekici bir etkinlik oldu.

  Kardeşimin "Başbakanlık Başdanışmanlarından" olduğu Ecevit'e çok ziyaretlerim gerçekleşti.Hintçe'nin "Sanskritçe-Bengalce"" dilini öğrenerek ünlü şair-filozof Tagore'nin şiirlerini Türkçeye çeviren Ecevit'e bir ziyaretimde: "En kültürlü devlet adamlarındansınız,hele ; 'Takalar" adlı şiirinizi çok severim" dedim.Memnun oldu.İşe o şiirinden bazı mısralar: "Takalar geçiyor allı,yeşilli/Takalar geçiyor dümenleri Lazlı/Takalar geçiyor en nazlı/Yelkenlilerden de güzel/Takalar geçiyor yük'e,yürekle/Takalar geçiyor emekle dolu/Emek;güneşlik kıyılarından kopmuş/Denizlerde Anadolu..

    Ecevit: "Bizim siyasetimizin sınırını halk çizer" yaklaşımıyla ortaya çıktı. İnönü'nün,1930'lu yıllardaki : "Toprak,toprağı işleyenindir" sözüne  güzel bir ek yaparak: "Toprak işleyenin,su kullananındır" şeklinde etkili bir slogan yaptı.Halkın sosyo-ekonomik yaşamına seslendi.Kıbrıs'a zorunlu ve yerinde müdahalede bulundu.Yağı ve diğer yan ürünleriyle köylünün geçim kaynağı olan "haşhaş" konusunda üreticinin yanında Batı'ya kafa tuttu.

   Ecevit'in   tüm hükümetleri sırasında; Lise, Milli Eğitim İl örgütü,Bakanlık Müşaviri gibi sıfatlarla sorumluluklar taşıdım.İktidardan düşünce de Iğdır ve Hakkari dahil zorunlu görevlere gönderildim.Bunu kendisine ileterek: "Hükümetleriniz daha uzun olsaydı ben de epeyi kalırdım.Hep siyasal hava değişimi için zorunlu dolaştırıldım"  dediğimde, mütebessim şekilde ellerini yana açarak ;"Ne çare?"dercesine jest yaptığını anımsıyorum.

     Siyaseten, son yıllarda ayrıştığımız noktalar oldu. Ama dürüstlük, saygınlık ve  tevazusuyla hep akıllarda kalacak bir kişiliktir. "Uyum" adlı yapıtından bir bölümle onu analım: Başağa buğday/Buğdaya insan/İnsana emek/Ne güzel uymuş /Emeğe eylem/Eyleme yürek/Yüreğe sevgi/Ne güzel uymuş...