Yeniden dizayn çalışmaları

 

Darbe girişimi ve sonrasında başlatılan yenilenme çalışmaları. Tamamı, Yeni Türkiye’yi dizayn etme çalışmalarının önemli birer parçası.

Darbe girişimi başarılı olsaydı, Yeni Türkiye’nin egemen anlayışı cemaatçi olacak ve ülke daha fazla dini motiflerle süslenmiş bir devlet yapısının eline teslim edilecekti.

Başarılı olamadı.

Sonuç olarak, geleneksel yapısındaki laik-seküler anlayıştan biraz uzaklaşan devlet, muhafazakar tabanı da kapsayan, özünde şeriat özlemi içinde olan gerici kadroların, dikta heveslilerinin elinde kaldı.

Şimdi sıra, tasfiyelerle birlikte yeni anayasaya geldi…

Bunun için devletin her kademesindeki hakimiyeti tekeline alan Cumhurbaşkanı düğmeye çoktan bastı bile.

İlk iş olarak Bakanlar Kurulu’nu topladı ve ilk açıklama Başbakan Binali Yıldırım'dan geldi. Yıldırım, Jandarmanın tamamen İçişleri Bakanlığı'na bağlanacağı ve Boğaziçi Köprüsü'nün adının da ‘15 Temmuz Şehitleri Köprüsü’ olarak değiştirileceğini söylerken, sözlerinin satır araları mesaj doluydu.

Önümüzdeki dönemin yol haritasının çizildiği hissini de uyandıran ifadeler bulunan açıklamanın bir paragrafında yer alan şu sözler oldukça dikkat çekici.

Diyor ki;

"15 Temmuz silahlı darbe girişimi konusunda işbirliği içinde olduğumuzu ifade etmek isterim. Sayın genel başkanlar ülkemizde sistemin tıkanmasına, darbe tehditleri üretmesine yol açan değerlendirmelerimizi sayın Cumhurbaşkanımızla paylaştık. Önlemler yanında yeni anayasa için birlikte çalışma yapma hususunda da yine genel başkanlar olarak anlayış birliği olduğunu gördük. Kısa vadede sistemin tıkanmasının doğurduğu olumsuz sonuçları ortadan kaldırmak için küçük ölçekli bir anayasa değişikliğinin altyapısını hazırlamak için çalışma yapacağız.’’

Bir de,’’OHAL’i, devlet kendisine ilan etti’’ değerlendirmesi var tabi ki…

OHAL’in asıl amacının,silahlı terör örgütü FETÖ’nün darbe girişiminin doğurduğu sonuçları ortadan kaldıracak adımları süratle atmak olduğu ifade edilerek, darbeye teşebbüs edenlerden hesap sormak için bunun gereğine vurgu yapılıyor.

‘Halkın günlük yaşamını etkilemeyecek’, ‘Muhaliflere yönelik cadı avına dönüşmeyecek’ türü ifadeleri de duyduk bu süreçte. Bunların olup olmayacağını yaşayarak görüp, tecrübeyle sabitleyeceğiz.

Unutmamak gerekir ki, bundan önceki tecrübelerimiz, söylenenlerin tam tersinin yaşandığını gösteriyor…

Öte yandan, bu yeni dizayn çalışmaları kapsamında önemsenen değişikliklerden biri de, İstanbul ve Ankara’da birer şehitler anıtı kurulması ile darbecilerin ilk hedefi olup da çok sayıda insanın kurşunlanarak öldürüldüğü Boğaziçi Köprüsü’nün adının “15 Temmuz Şehitleri” olarak değiştirilmesi kararıdır.

Bunların, bir imece usulü yapılması da ortak niyet olarak deklere edilmiş durumda. Hatta, milletten ‘şehit yakınlarına ve gazilerimize destek olmak’ konusunda yoğun talep olduğu ifade edilerek, bu talepleri karşılamak üzere bir genelge yayınlandığı ve kamu katılım bankalarında açılan hesaplara bağış kabul edileceği de duyuruldu.

Bütün bunlar gösteriyor ki, sistemin kendi içinde oluşturulan krizden çıkış, darbe girişiminde bulunan unsurların tasfiyesi sürecinde, sistemin muhafazakar ve geleneksel anlayış ağırlıklı yeniden dizaynı sağlanıyor.

Yani, devletin egemen ideolojisinin bir kısmını elinde tutan anlayış, krizi fırsata çevirerek alanın tamamını kapsayacak adımlar atıyor.

Nefes almak mı ?

Yeni ideolojik yaklaşımla bir alakanız ve akrabalığınız yoksa, hele bir de muhalifseniz artık daha zor hale geliyor, gelecek de…