YAŞAM NASIL BAŞLADI...!

Tuncer Altunbulak

Şaka falan yapmıyorum bakterinin hayatımızdaki yeri çok büyük.

Nasıl mı;

İşte bu gerçeğin hikayesi bu hikayenin kahramı kuduz aşısını bulan dahi bilim adamı Louis Pasteur kafasındaki en büyük merak hayatın nasıl başladığıdır.

Bu merakın cevabını iki çok önemli madde ile buldu.

Bunlardan birincisi deriye işleyen bakterilerin  çevreye saldıkları pis koku, diğeri ise üzümün şarap olmasındaki çevreye saldığı çürük kokusu.

Posteur düşündü düşündü ölen hayvanların derisindeki canlı organizmayıda buldu.

Bu canlının adı bakteridir.

Üstat kuduzun aşısına yavaş yavaş ilerletiyordu.

Sonunda böyle bir formül çıkarttı ortaya, şarabı, birayı mayalayan aynı zamanda ekmeği, peyniri ve yoğuru yaratan aynı zamanda habişleserek canlıyı ortadan kaldıracak. Kötülüğe dönüşebilen birşey bu olay ayrıca bu bize iyiliğin ve kötülüğün içimizde olduğunu yapmamız gereken şeyinde iyiliği çoğaltmak kötülüğü yok etmektir.

Bilmek bilinenin aksine çok acı verici ve çok tehlikelidir.

Konuların detayına girmek ayrıntılarla boğuşmak ihtimallerle yüzleşmek hala bir de benim gibi böylesine önemli konuları tartışabilmek akademik bir alt yapınız yoksa çok daha büyük acılar çekersiniz.

Ne deyim, okuyalım, yazalım, düşünelim ki, sosyal hayatta bir yerimiz olsun.

Haksızlığa karşı çıkalım.

Ülkemizin sorunlarına duyarlılık gösterelim.

Çocuklarımız, torunlarımız bizleri böyle tanısın bilsinler bilgilerimizden tecrübelerimizden faydalansınlar.

Çocukluk dönemimde resim yapardım derslerime çalışmıyorum diye annem yasak etmişti.

Çünkü annemin sanat hakkında bilgisi yoktu.

Annemin resim konusunda bilgisi olmuş olsaydı ben bugün Türkiye’nin çok önemli bir ressamı olabilirdim.

Bazılarına göre tecavüz olayı sıradan birşeydir.

Acırlar, lanet olsun derler geçerler.

Bu olayı sosyal açıdan incelediğiniz zaman içinden çıkamazsınız.

Bir yerlerde görünüyorsanız birilerinin sizin varlığınızdan haberi yoksa yaşamıyor demeksiniz. 

Yada yaşanabilir bir ölü gibisiniz.

***

Dünya’nın en az okuyan halklarından biri biziz.

Bu dayırsızlıktan dolayı insanlarımızı eleştiriyorum.

Bu ülkenin insanı olarak zoruma gidiyor, üzülüyorum.

Güzel ve kaliteli bir hayat yaşamak için bilmek lazım.

Bilmek için de okumak lazım.

Türkiye Dünya’nın en güzel ülkesi.

Güzellikleri anlamak için yine insanın bir estetik bilgisi olması lazım, herşey bilgiye dayalı.

Ali Kızıltuğ bur türküsünde “ben sana sevmeyi öğretemedim” diyor.

Sevmek bile öğreniliyor...

Şimdi de Dünya’nın en bilgili yazarından söz edeyim, Tolstoy, Tolstoy aynı zamanda Dünya’nın en çok okuyan yazarıdır.

Eşi Sofia Tolstoy şöyle anlatıyordu;

Kocam başka insanların dertleriyle ilgilenen onların acılarıyla beslenen bir adamdır.

Yazdığı Sefillik, açlık, hastalık öykülerinden bunu biliyorum.

Üç bin yıl önce bir sümer tabletin üstünde şöyle bir yazı çıkmış “madem biliyorsun, neden öğretmiyorsun boşa vakit geçirdin neye yararsın”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.