YARIM KALMIŞ ÖYKÜLER

Tuncer Altunbulak

Dün Gebze meydanında ilginç bir adamla tanıştım. Yanıma geldi. Selam verdi. Yüzüme baktı, çok sıkıntılıyım canım konuşmak istiyor; olur konuşalım dedim. Öldükten sonra ruhum rahatsız olur onun için vakit varken derdimi sana açayım. Bir ara baktım kirpiklerinin arasından yanaklarına gözyaşları dökülüyor. Uçup gitti gençliğim, bir daha da geri gelmeyecek. Gözlerini gözlerime dayayarak biliyor musun? Annem beni düşürmek istemiş. Bunu bir kadına anlatırken duymuştum. O zaman otuz yaşındaydım. Neyse ki başaramamış. Eskinin ilkel yöntemleri belki kendi de ölürdü. Ölümü göze almış. Onu buna zorlayan önemli bir neden vardı Anlattığı kadına ne iyi ki başaramadım. Ben anemin bu öyküsünü araştırmaya başladım. Birçok olayı bir araya getirince annemin bu intihar etme olayını ortaya çıkardım ve anneme hak verdim. Beni doğurmamak için değil sağlıklı büyütemeyeceği için düşürmek istiyormuş. Dün başka ilginç bir şey daha yaşadım. Bir hastanede iki bacağı dizlerinden aşağı kesilmiş. 40 yaşlarında bir adamla tanıştım. Trafik kazası normal bir savaşta ölenler kadar bizde trafik kazasın da ölen insan var. Ekonomik kayıp da ayrı. Koca hastanede bir o kitap okuyordu. Kimi okuyordu derse iseniz Tolstoy’u. Yazarın kazaklar isimli romanını kazakları anlatılır. Kazakların anlatıldığı bir başka romanda yine Rus yazarı Şolohov’un Don Kıyısında Hasattır. Don nehri etrafın da yaşayan kazaklar anlatılır Bu eser 17 Ekim devriminden sonra ki ekonomik, siyasal, sosyal yapıyı anlatır. Neyse bu vatandaşla biraz Türk edebiyatını tartıştık bir eser istendiği zaman büyük olmaz Eserin hayatın için de yeri var mı yok mu bu belirler. Edebiyat yalnız bir estetik ifade etme biçimi değildir. Bir ayna ve bir ifşadır. Bizim şimdi ki söz de edebiyatçılarımız ülkenin her şeyi güllük gülistanlık gibiymiş gibi yazıp çiziyorlar. Çoğu samimiyetsiz bir halk yollarıyla köprüleriyle ve hisse senetleriyle zengin olmaz. Sanatçı edebiyatı insan sevgisiyle milli gelirinin paylaşımıyla zengin olur. Dün akşam eve dönerken başka bir şey daha yaşadım. Soğuktan elleri yüzü gövermiş. Gözleri sulanmış ayakkabı boyacısıyla karşılaştım. Ayağında çorabı bile yoktu. Havalarda soğudu evsizler, yersiz, yurtsuzlar, kimsesizler, hastalar nerde nasıl yatıp kalıyorlar. Bu ülke bu halde milyonlarca insan var. Yoksulluk açlık, cahillik, kimsesizlik, ateşten gömlektir. Bütün aksilikler üst üstte gelir derler ya işte o gün bütün aksilikler böyle oldu. Meydandan geçerken müşteri ayarlamaya çalışan bir fahişe moralimi alt üst etti. Pandeminin patladığı bu günlerde ne diyeyim rezilliğin bu kadarı da olmaz. Acıdım da mutlaka onunda bu soğukta bu rezil işi yapmasının bir sebebi vardır. Bu konularda bilgilerimizin yalın kat olduğu nu biliyorum. Bu işi kurcalarsam altın dan çok kötü nedenler çıkar. Ünlü yazar Stendhal’ın bütün cinsel konuları işleyen kırmızı ve siyah isimli bir eseri var. Gerçekten okunması gereken bir eserdir.  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.