Vermek, alamamak

 

 

Bir insan düşünün ki, sürekli kendinden veriyor ama hiç dışarıdan almıyor. Böyle bir durumda ne olur dersiniz ?

Tabi ki, kısa sürede kendini ya da kaynaklarını tüketir…

Kocaeli, işte böyle bir tükenmenin eşiğine gelen illerin başında yer alıyor.

Sanayi üretimi merkezli bir il olmanın gereği yıllardır genel bütçeye verdiği katkı hep üst düzeyde olmuştur. Ama, aynı oranda genel bütçeden pay aldığı söylenemez. Kamu yatırımları hep güdük kalmış, gerektiği noktaya ulaşamamıştır.

Mesleki geçmişim ve birikim yarattığım yıllarda gördüğüm, Kocaeli hep 10 birim bütçeye vermiş, karşılığında 1 birimlik yatırım almıştır.

Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre, 2014 yılı Ocak-Nisan döneminde de benzer bir tablo ortaya çıkmış. Vergi tahukkuku 180 milyar 659 milyon 195 bin lira olan Kocaeli, tahsilatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,3 artırıp 110 milyar 952 milyon 603 bin lira düzeyine çekmiş. Ama, verdiğinin çok azını, Hazine’ye yaptığı 11 liralık katkının ancak 1 lirasını geri alabilmiş.

En yüksek vergi tahsilatını yap,

Hazine’nin kasasına yüksek oranda katkı koy,

Ama, gereği gibi destek görme…

Bunun birkaç anlamı vardır. Birincisi, Kocaeli’nin kamu yatırımlarına doyduğu ve dolayısıyla kaynağın başka kentlere aktarıldığıdır. İkincisi, yerel yöneticilerin ve merkezi yönetimi yerelde temsil eden bürokratların beceriksizliğidir. Üçüncüsü ise kentteki kamu ve özel yatırımcıların kendi öz kaynaklarına olan güvenidir.

Bana sorarsanız, bu üç gerekçe de Kocaeli için geçerli değildir. Geçerli olan, iktidarın Kocaeli için makro projelerinin olmayışıdır. (Sakın kimse körfez geçişi köprü projesi demesin)

Gelelim Hazine raporlarına yansıyan verilere…

Yılın ilk 4 ayında Kocaeli'nde 12 milyar 93 milyon 441 bin liralık vergi tahsilatı gerçekleşti. Yani, devlet 11.1 lira alırken 1 lira verdi. Oysa, İstanbul 8.3 lira verirken 1 liralık yatırım aldı.

Bu orantısızlığın temel nedenlerinden biri, bütçe açığı olan ve bu açığı her geçen yıl daha büyüyen iller.

2014 yılı Nisan ayı itibarıyla Ankara, Antalya, Bursa, Hatay, Mersin, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Tekirdağ, Zonguldak ve Kırıkkale’nin bütçesi fazla verirken, kalan 70 ilin gelirleri, giderlerini karşılayamadı.

Bütçe açığı sıralamasında oransal olarak en fazla açığı Hakkari verdi. Yılın ilk 4 ayında Hakkari'nin bütçe gelirleri 2 milyon 987 bin lira, bütçe gideri ise 495 milyon 297 bin lira oldu. Hakkari'yi 225 milyon 710 bin lira bütçe açığı ile Tunceli, 418 milyon 998 bin lira bütçe açığı ile Şırnak ve 903 milyon 837 bin lira açık ile Van takip etti.

Hal böyle olunca da, bazı iller genel bütçeye elbette yüksek oranda katkı sağlayıp, gerektiği gibi yatırım alamayacak. Bu tablonun pozitif hale gelemeyişi, ülkedeki gelir dağılımı adaletsizliğini de tetikliyor.

Vermek, karşılığında verdiği kadar alamamak ise psikolojik dengesizliklere yol açıyor. Yanına ekonomik ve sosyal dengesizlikleri de eklerseniz, dayanma gücünün tükendiğini görürsünüz.

Türkiye, kendini ve insanını tüketen ekonomik modellere esir edildi. 35 yıldır bu modelin bedelini ödeyen bir halk olarak ‘’YETER ARTIK’’ demek gerekmiyor mu ?

Unutmayın ki, 301 madencinin ölümüne de bu model neden oldu…