Ve TAKSİM, yine TAKSİM !

 

 

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile Türk Tabipleri Birliği (TTB), 1 Mayıs’ı İstanbul Taksim ve ülkenin her yanında kutlama kararını açıkladı.

Ama, hükümet, İstanbul Valiliği kanalıyla Taksim için yine ‘YASAK’ dedi…

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Taksim kararını açıkladığı ortak metinde şöyle diyordu:

"1 Mayıs 2016 kutlamaları kapsamında başta İstanbul Taksim olmak üzere, Türkiye'nin dört bir yanında alanlarda olacağımızı ilan ediyoruz…….."

Beko ilan ederken şunları söylüyordu:

“Geçmişte olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs'ta kol kola omuz omuza olmamız gerektiğini ifade ediyoruz. 1 Mayıs bizim için mücadele demektir. 1 Mayıs'ın tarihi dünyanın dört bir yanında ve ülkemizde işçi sınıfının emek ve hürriyet kavgasıyla yazılmıştır. Yasaklama için hiçbir hukuki gerekçesi olmayan hükümetten ve idareden beklentimiz, 1 Mayıs'ın coşkuyla kutlanabilmesi için Taksim Meydanı'nın hazırlamasıdır. Bu konuda girişimler önümüzdeki günlerde yapılacaktır."

Beko, güvenlik sorununa da dikkat çektiği açıklamasında yöneltilen “1 Mayıs'ta Taksim konusunda İstanbul Valiliği ile yapılacak görüşmenin olumsuz çıkması halinde nasıl bir tavır alacaksınız" sorusuna ise şu yanıtı veriyordu:

“İstanbul Valisi, belki İçişleri Bakanı ya da Başbakan ile görüşeceğiz. Dileğimiz 1 Mayıs Birlik ve Mücadele Günü’nü, ülkenin tüm alanlarında ve dünyanın birçok yerinde yaşandığı gibi hiç kimsenin burnu kanamadan kutlamak."

Kani Beko, görüşmelerden sonuç alınamaması halinde demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ve emekten, demokrasiden, barıştan, kardeşlikten yana olan siyasi partilerile ortak bir değerlendirme yapacaklarını da dile getirip, ‘’Ne yapacaksak ortak, birlikte yapacağız" diyordu.

İşte, bundan sonra, açıklamanın altında imzası bulunan yapılar bir ileri adım atarak kutlamaların örgütlenmesine başladı.

Ama, o andan itibaren de, gerginlik tırmanmaya başladı.

Oysa, gerginliği tırmandırmanın, mahkeme kararına rağmen ‘YASAK’ demenin bir anlamı yok.

Hukuk, insan hakları ve yaşamın gereklerine bir parça dikkat eden anlayışlar için bu durumu anlamak çok zor değil. Ama, gerici, zorba, baskıcı bir yaklaşımınız varsa ‘’hukuk da benim, kanun da benim’’ dersiniz ve tıpkı AKP’nin yaptığı gibi mahkeme kararlarını yok sayıp 1 Mayıs kutlamaları için Taksim alanını ‘yasaklı bölge’ ilan edersiniz.

Oysa, 1 Mayıs 2015 için açılan davada, İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi ilk duruşmada beraat kararı verdi.

Gerekçeli karardaki görüşler şöyle: ‘’Sanıklar Arzu Çerkezoğlu (DİSK Genel Sekreteri), Lami Özgen (KESK Başkanı) ve Huseyin Demirdizen (TTB Merkez Konseyi Üyesi) hakkında, kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşü düzenleme ve yönetme suçlarından 2911 sayılı kanunun 28/1 maddesi uyarınca cezalandırılmaları talebiyle açılan kamu davalarında yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle CMK’nun 223/2-A maddesi uyarınca bu suçlardan ayrı ayrı BERAATLERİNE……………’’

Ortada, böyle bir karar varken, kim, neye göre YASAK diyor ?

Her şey çok açık, iktidar emekçiden korkuyor ve bir araya gelmelerini bile istemiyor. TOMAsıyla, gazıyla, tazyikli suyuyla, plastik mermi ve de gerçek mermi atan silahıyla engel oluşturuyor.

Tüm illerde sokağa çıkılacak ve alanlardan emekçilerin sesi yükselecek. İstanbul’da da ‘yine Taksim’ diyenler ‘yine Taksim’de toplanacak’’ ve kutlama yapacak…