Üzeyir Karahasanoğlu’yla Geçmişi Beklemek

Halil Yeni

Bende bir okur alışkanlığıdır. Beğendiğim bir edebiyat ürününün yazarı hayatta ise onu tanımak, ürettiği ürün ile ilgili düşüncelerimi paylaşmak ve başka üretimleri varsa okumak isterim. Üzeyir Karahasanoğlu ile tanışmamızda böyle başladı. Güney Kültür Sanat ve Edebiyat dergisinde çıkan Metin Altıok yazısı ile bildim onu. İçten ve duygusal bir sesle dokunuyordu okura.

 

Yazdığı öykü, deneme, eleştiri ve inceleme yazıları çeşitli dergilerde, gazetelerde, seçki kitaplarında ve internet sitelerinde yayımlanıyordu Üzeyir’in. Altıyedi dergisinin yayın kurulunda yer alıyor, eşi Sevgi, çocukları Umut ve Ozan’la karaelmas diyarı Zonguldak’ta yaşıyordu.

 

Sonrasında güzel haberler aldım ondan. DİSK/GIDA-İş ve Manos Kitap’ın birlikte düzenlediği Şennur Sezer Emek – Direniş Şiir ve Öykü Yarışmasının yedincisinin sonuçları açıklanmış, jüri, Üzeyir Karahasanoğlu’nun “Geçmişi Beklemek” başlıklı dosyasını öykü dalında ödüle değer görmüştü.

 

On dört öyküden oluşan ve sıradan insanların yaşamından izler taşıyan dosya yakın zamanda kitaplaşarak raflarda ki yerini aldı. Bende temin ederek kısa sürede okudum.

***

Kitabın en beğendiğim özelliği öykülerin çok sesli olmasıydı… Yazar tek bir tondan, cinsiyetten yada yaşamdan seslenmiyor okura. Bazen bir erkek, bazen bir kadın, bazen ağaç, bazen kuş, bazense madeni para olarak çıkıyor karşımıza. 

 

Öykülerinde toplumsal sorunlara da değiniyor yazar. Özellikle ucuz emek gücü olarak kullanılan sığınmacıların yaşadıklarını, küçük kız çocuğunun başından geçen trajedik bir olayla birlikte ele alıyor. Ve kimi öykülerinin satır aralarında sistem eleştirisi yapıyor. 

 

Cezaevinden yeni çıkmış, hayata küskün bir siyasi, çocuk sahibi olamadığı için evliliği bitmiş ve kendisiyle etkileşim içinde olmaya çalışan kardeşiyle bağ kurmak istemeyen bir abla, kuşundan ayrı düşen ardıç ağacı, saplantılı bir âşık, uyku sorunu olduğu için kullandığı aracı uçurumdan aşağı yuvarlayan bir adam ve annesi erken yaşta öldüğü için teyzesi tarafından büyütülen bir kadın…

 

Kitaba dair eleştirilerim de var elbet. Yazar öykülerinde genellikle bir sır saklıyor. Bu yüzden bazı öyküleri muğlakta kalıp kimileri belirsizlikle bitiyor. Öykülerinde umut vurgusu ise yok. Elbet ki bu beklenti okurdan okura, yada okurun kitaptan beklentisine göre değişe bilir. Ama ben okuduğum her hüzünlü öyküsünde kedime bunu sordum. Umut? Umut? Umut? Umut nerede? Dilerim bu soruma başka öyküleriyle cevap verir.

 

Tebrikler Üzeyir Karahasanoğlu. Ve yolun açık olsun ‘’Geçmişi Beklemek’’

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.