Üretimi destekleyecek yatırımlara mecburuz

MMO Gebze Temsilciliği Başkanı Barış İnce günümüzde hemen her alanda yaşanan işsizliği Gebze ölçeğinde sorguladık. Sadece kendi gruplarında 500 iş arayan mühendisin varlığına dikkat çeken İnce, “Üretimi destekleyecek yatırımlara mecburuz” dedi

Seri röportaj – 1: İşsizlik, istihdam, üretim

 

Ülke olarak hayli zor bir süreçten geçiyoruz. Dünya ile birlikte ülkemizi de etkisi altına alan Covid-19 sürecinde, zaten Covid öncesi de yaşanan ekonomik krizin artısıyla birlikte sanayi bölgesi olan Gebze’de dahi yüksek oranda bir işsizlik hâkim. TMMOB Makine Mühendisleri Odası Gebze Temsilciliği 15’nci dönem yürütme kurulu başkanı Barış İnce ile gerçekleştirdiğimiz seri röportajda konuların en önemli kısmını işsizlik, gerekçeleri, çözüm önerileri oluşturdu.

 

  • Günümüzde makine mühendislerinin yaşadığı işsizlikte tek etken pandemi ve öncesinden başlayan kriz mi? İhtiyaç fazlası mühendis yetiştirme de etken mi?

 

  • Bu aslında ülkemizdeki mühendislerin tümünün genel bir işsizlik sorunu. Türkiye genelinde neredeyse her ilde bir üniversite açıldı ve bu üniversitelerde dört ya da beş sayısal yapanlar mühendislik fakültelerine girmeye başladı. Şöyle bir örnek vermem gerekirse; Balıkesir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nin bizim dönemimizde 80 kişilik kontenjanı varken günümüzde, 200’e yakın kontenjanı var. Bizim dönemimizde, tıp fakültesine gidemezsek mühendisliğe gidiyorduk. Puanı bu kadar yüksek, önemli, zor bir bölümdü. Herkes kolay kolay tercih etmezdi. Mezun olduğumuzda da, ülkede ekonomik kriz olmaması halinde bu kadar işsizlik sorunu yaşamıyorduk.

 

  • Her ile bir üniversite, makine mühendisliğinde de eğitim kalitesini etkiledi mi?

 

 

  • Eğitim kalitesini, gerek her ile üniversite gerekse mühendislik fakültesine kolay girebilme olanağı, ikisi bir arada düşürdü. Zaten her ilde üniversite açıp kontenjan sayılarını arttırınca insanların seçenek sayısı artmaya başladı. Örneğin; ikinci öğretimlerini açan üniversitelerde çok fazla talep olmayınca puanları düştü.  Böylelikle sınavda dört, beş net yapanlar o bölümlere girmek durumunda kaldı.

BİRÇOĞU TABELA ÜNİVERSİTESİ

 

  • Şöyle bir durum da var. İşverenler, iş için başvuruda bulunan mühendis arkadaşların yetersiz olduğunu savunuyorlar. Çok sayıda üniversitenin açılmasının yanı sıra, bu üniversitelerin birçoğu da tabela üniversitesi. Devlet üniversitelerinin dışında, özeller de var. Apartman binasından üniversite yapıyorlar, içerisinde atölye yok. Aday arkadaş mühendislik fakültesini kazandıktan sonra torna tezgâhı görmeden mezun oluyor. Eğitimci kadrosunda profesör olmayan fakülteler olabiliyor.  Eğer staj dönemini de usulüne uygun yapmadıysa, Kaliteli bir eğitimde alamıyor aslında.

 

  • O halde mezun olunan üniversite de ayrı bir önem taşıyor?

 

  • Özellikle Anadolu’daki üniversiteler ile özel üniversitelerin bir diğer dezavantajı da mezun sayısına kıyasla sanayinin işe aldığı mühendis sayısının çok az olması. İşe başvurularda da diğer üniversitelerin fakültelerinden mezun olup çizim, tasarım konusunda kendisini geliştiren arkadaşların zaten o işleri yakalamasıdır. Geride kalanlar, Anadolu’daki üniversitelerde eğitim görüp maalesef kendisini geliştirme fırsatını fazla bulamayan arkadaşlar. Her türlü, açıkta kalmak zorunda kalıyorlar. Rekabette şöyle bir problem de var. İstanbul’da okuyanın kendisini her türlü geliştirmesi için çok seçenek var. 100’lerce dil kursu, eğitim alanları var. Ama Anadolu’nun herhangi bir ilinde eğitim gören kendisini geliştirecek seçeneklere bu kadar çok ulaşamıyor.

İKİNCİSİNİ AÇTIK

 

  • Bu sorunun bölgemize yansıyan boyutu nedir. Gebze Temsilciliği bu sorunla mücadelede ne yapıyor?

 

 

  • Kocaeli Şube ve Gebze Temsilciliği olarak işsiz üyelerimize destek vermek için whatsapp grubu oluşturduk. Bir grupta, 250 kişi var. Bize birincisi yetmedi, ikincisini açtık. Bizde, aktif iş arayan 500 kişi var. Ve o grupta mühendislik dışında markette çalışan, işçi olarak çalışan 10’larca arkadaşımız var. Mühendislik yapamıyorlar.

 

  • Gebze’yi sanayi bölgesi, Tuzla ve İzmit’e de kattığımızda sanayi havzası olarak düşündüğümüzde Gebze gibi bir havzada işsizliğin mucize olması lazım. Whatsapp grubumuza 500 işsiz arkadaş başvurdu, başvurmayanlar da var. Demek ki temelde bir yerde hata var. İşsiz sayısının bu kadar yüksek olması, sadece krizle ilgili değil. Net söyleyememekle birlikte sanayinin yılda 10 bin mühendise ihtiyacı varsa belki 30 bin mühendis mezun oluyor. Üç katı oranında mezuniyet var.

 

  • Ticaret odaları ile birlikte OSB’leri ziyaret ederek üyelerimizin işsizliğiyle ilgili görüştük. Örneğin Gebze Plastikçiler OSB ile anlaşma yaptık. Oradaki firmalar mühendis arayışına girdiğinde bizimle paylaşacak. Bizde işsiz mühendis arkadaşların CV’lerini paylaşacağız. Böyle bir çalışma içerisindeyiz.

 

 

 

  • Mevcut ortam, mühendislikte ücreti de düşürüyor mu?

 

  • Ne yazık ki, düşürüyor. Buna karşın TMMOB ile SGK arasında 31 Temmuz 2012’de mühendis asgari ücretine dair bir protokol imzalandı. TMMOB Yönetim Kurulu'nun 3 Aralık 2020 tarihli toplantısında "Ücretli çalışan mühendis, mimar ve şehir plancıları için 2021 yılı ilk işe giriş bildirgesinde baz alınacak asgari brüt ücretin 5bin 750 TL olarak belirlenmesine; Odalarınca belgeli çalışmanın koşul olduğu uzmanlık alanlarında, mesleki deneyimin arandığı alanlarda, şantiye şefliği, sorumlu müdürlük, iş güvenliği uzmanlığı, yapı denetim elemanı, daimi nezaretçi, uzak yol kaptanlığı vb. hizmetlerde asgari ücret uygulanmayacağını, bu durumda olan mühendis, mimar, şehir plancılarının ücretlerinin alınan sorumluluk gereği belirlenen asgari ücretinin üzerinde olmasına" karar verildi.

 

 

  •  Protokolün imzalanması ardından yürütülen çalışmalar sonucu mühendis, mimar ve şehir plancılarının TMMOB tarafından duyurulan ücretin altında işe başlatılması ile SGK`ya eksik prim ödenmesinin önüne geçilmeye çalışılmıştır. Yürürlüğe konduğu günden itibaren bu protokol ile mühendis, mimar ve şehir plancılarının istihdam edildiği çalışma alanları disipline edilmiş ve kayıt dışılığın önlenmesinde ciddi adımlar atılmıştır. SGK, 2017 yılı nisan ayına gelindiğinde işbirliği protokolünü tek taraflı olarak feshettiğini duyurmuştur. Protokol hükümleri gereği tek taraflı iptal işleminin mümkün olmamasına karşın SGK bu tutumunu sürdürmüştür. Protokolün iptal edilmesi; mühendis, mimar ve şehir plancılarının hak kaybına uğraması ve SGK`nın pirim kaybına uğraması anlamına gelmektedir.

 

  • Oda tarafından belirlenen asgari tutar ile sahada uygulanan tutar nedir?

 

  • 2021 yılı itibariyle de o ücretin bedeli, 5 bin 750 TL. Fakat SGK 2017 yılında bu sözleşmeyi hiçbir gerekçe sunmadan, tek taraflı olarak fesh etti. Biz SGK’nın bu tutumuyla ilgili Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne dava açtık, sonucunu hala bekliyoruz. SGK tarafından hukuksuz biçimde tek taraflı olarak yapılan fesih işleminin iptali ve yürütmesinin durdurulması talebini içeren dava dilekçesinde, Birliğimiz ile SGK arasında yapılan protokolün amacı, önemi ve hukuksal statüsüne ilişkin saptamalar yer alıyor. Protokol hükümlerine göre SGK’nın tek taraflı fesih yetkisinin olmadığının vurgulandığı dava dilekçesinde ayrıca protokolün iptalinin kayıt dışı istihdamı artıracağı, iş yaşamında olumsuz sonuçlar yaratacağı ve üyelerimiz açısından telafisi imkânsız sonuçlar doğuracağının altı çiziliyor.

ASLINDA SGK AÇISINDAN KARLI

 

  • Aslında SGK açısından bakacak olursanız bu protokolden karlı olması lazım. Bilindiği üzere maaşlarımızdan inanılmaz vergiler alınıyor. Bir mühendisin brüt ücreti de ne kadar yüksek gösterilirse vergi de o kadar yüksek olacak. Bırakın o protokoldeki mühendislik asgari ücretini, normal asgari ücretin altında maaşla çalışan mühendis dahi var.

 

  • Protokolün tek taraflı feshinde, fesihte bulunan tarafa yönelik yaptırım yok mu idi?

 

  • Protokolde maalesef sözleşmenin tek taraflı feshi halinde yaptırım maddeleri yoktu. Biz siyasi iktidarla veya kurumlarla meslektaşlarımızın hak ve menfaatleri için görüştüğümüz, bize imkânlar tanınmasıyla ilgili çok fazla çaba gösterdiğimiz için, ‘Yeter ki şu protokolü imzalasınlar’ modundayız. Ama protokolde tek taraflı fesh yapılamayacağı belirtilmişti. Buna rağmen fesh edildi.

 

  • Dava mühendislik asgari ücretinin uygulanması için açıldı.  Protokolde SGK sözleşmenin uygulanmasının denetleyicisi konumundaydı. Örneğin bir firma mühendis aldığında, ilgili NACE kodunu girdiği anda o mühendis için güncel rakama göre minimum 5 bin 750 TL brüt maaş yatırması lazım. Altında maaş yatırdığında anında uyarı gelir. SGK, NACE kodu üzerinden bu şekilde denetim sağlıyordu.

 

  • Belirlenen bu maaş konusunda özel sektöre maalesef yaptırımımız yok ama SMM (Serbest Müşavirlik Mühendislik) dediğimiz, projeler hazırlayan çizen firmalarda çalışan mühendislere uygulayabiliyoruz. SMM diye tanımladığımız bu firmalar bize her yıl SMM belgesini yenilemek için geliyorlar. Bu esnada firmada çalışan mühendisin bir yıllık SGK dökümünü istiyoruz. O dökümde belirlenen rakamın altına inilmemişse o firmanın belgesini yeniliyoruz. Aksi halde, belgesi yenilenmiyor. Bu manada o firmalarda yaptırımımız oluyor.

 

 

 

  • İşsizlikle mücadele ediyorsunuz, çözümlerden biri sanayileşme ama Eskihisar’da deniz salyasına dair yapılan, sanayileşmede sınırlamayı savunan basın açıklamasına katıldınız?

 

  • Makine Mühendisleri ve TMMOB olarak sanayileşmeye karşı değiliz. Sanayileşmenin kontrollü yayılması ve bir yere yığılmadan kontrollü, planlı olmasından yana tarafız. Marmara’da, Gebze Bölgesi’nde trafik allak bullak oluyor. İnsanlar bir bölgeye yığılmış durumda. Hal böyleyken Türkiye’nin neredeyse bütün sanayisini bir bölgede toplamak çok doğru bir hamle değil.

 

  • Örneğin İstanbul sanayisini taşıyamıyor ve şimdi Dilovası’na yığıyor. Biz bu konuyla ilgili her yıl sanayi kongreleri yapıyoruz. Sanayide çalışan mühendislerle, anket çalışmaları yapıyoruz.

 

 

  • Ülkedeki en büyük eksiklerden biri, ara teknik eleman. Gebze Bölgesi içinde büyük eksiklik. Sanayinin ara teknik elemana, çok ciddi anlamda ihtiyacı var. Bu açık neredeyse mühendisler ile kapatılacak boyuta geldi maalesef. Çok fazla mühendis olacağına, kalifiye teknik eleman olması gerekiyor. Onlar da değil hepimizin gündemi, kontenjan sayıları, çok fazla açılması. İşsizliğin temel sorununun bu olduğundan bahsettik. Aslında bizlerde, bu konuda hemfikiriz. Üniversite sayılarının ve kontenjanlarının artmasında hemfikiriz.

 

 

BARIŞ İNCE KİMDİR?

1983 yılında Sivas’ın Zara İlçesi’nde dünyaya geldi. 1993’te Gebze’ye yerleşti. Balıkesir Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü (2007) mezunu. 14 yıllık mühendis olan İnce çalışma hayatına Tuzla’da bir tersanede başladı. Ardından TMMOB MMO Gebze Temsilciliği’nde 2010-2016 yılları arası teknik görevli olarak çalıştı. 2016’dan bu yana kurucu ortağı olduğu şirkette çalışma hayatını sürdürüyor. Halen MMO Gebze Temsilciliği 15’nci Dönem (2020-2022) Yürütme Kurulu Başkanı. Evli ve bir çocuk babası.

 

**

 

İşsizlikte rakamların dili

 

 

Yaşanan Covid -19 salgını ile birlikte DİSK-Ar verilerine göre;

●         Geniş tanımlı işsizlik yüzde 28,8,

●         Geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyon 382 bin,

●         Genç işsizliği (geniş) yüzde 43,5,

●         Kadın işsizliği (geniş) 37,7,

●         COVID-19 etkisiyle revize geniş tanımlı işsizlik ise 11 milyon 768 bin olarak gerçekleşti.

●         İstihdam bir yılda 1 milyon 103 bin kişi azaldı.

●         İş başında olanların sayısı ise 2 milyon 217 bin azaldı.

●         Ümidi kaybeden işsiz sayısı 1,7 milyona yaklaşıyor

●         COVİD-19 döneminde aylık ortalama iş kaybı 4 milyon 388 bindir.

 

**

 

Haftalık çalışma süresi ücret

düşmeksizin azaltılmalıdır

 

 

  • İşsizlik sorununa dair, somut önerileriniz nelerdir?

 

Mesleğine, emeğine ve geleceğine sahip çıkan mühendisler olarak;

●         Sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalı ve sendikalaşma zorunlu hale getirilmelidir.

●         İşten çıkarmalar Covid-19 süresince kesin olarak yasaklanmalıdır.

●         İşsizlik sigortasından yararlanma koşulları ve ödenek miktarı iyileştirilmelidir.

●         Covid-19 koşullarında işsizlik ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanmada ön koşul aranmamalıdır.

●         İşsizlik Sigortası Fonu’nun amaç dışı kullanımına son verilmelidir.

●         “Herkesin çalışması için, herkesin daha az çalışması” ilkesi doğrultusunda haftalık çalışma süresi gelir kaybı olmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.

●         İş başında eğitim adı altında çırak, stajyer, kursiyerlerin ve bursiyerlerin ucuz işgücü deposu olarak kullanılması uygulamasına son verilmelidir.

●         Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.

●         İşyerlerinde pandemi sürecinde, kod 29 maddesi ile işten çıkarma tehdidi çokça artmış, bu şekilde işten çıkarılan işçiler ise gerçeğe aykırı bu bildirim nedeniyle yeni iş arama süreçlerinde karşılarına çıkan 29 kodu nedeniyle de ciddi sıkıntılar çekmektedirler. Bu sebeple kod 29 maddesini gerekçe göstererek keyfi işten çıkarmalar yasaklanmalıdır.

●         SGK, tek taraflı fesih ettiği “Asgari Ücret Protolokolü”nü tekrar yürürlüğe almalı ve mühendislere düşük maaş uygulamasından vazgeçilmelidir. Kamu, özel ve serbest çalışan meslektaşlarımıza üç yarı yasal asgari ücret tanımı söz konusudur. Bu uygulamanın değiştirilmesi, tek bir asgari ücret belirlenmesi noktasında TMMOB’nin de taraf olması yönünde yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

 

**

 

Üretimi destekleyecek

yatırımlara mecburuz

 

  • İşsizlik sorunu,  ülkemizde her geçen gün artış göstermektedir. Pandemi ile birlikte hayata dair belirsizliğin arttığı bir dönemde, ekonomik kararlar almak da güçleşmektedir. İstihdamın artması, üretim kapasitesinin artmasına bağlı olduğundan, önümüzdeki dönemde üretim artışını destekleyecek yatırımların yapılması da zor gözükmektedir.

 

 

 

  • Yoksulluğun çığ gibi büyüdüğü bir toplumda,  umudunu ve geleceğini yitiren emekçiler ücretsiz izin, ağır çalışma koşulları ve mobinge maruz bırakılmaktadır. Covid-19 ile birlikte iş alanlarındaki daralma mühendislik meslek disiplinlerinde de etkisini göstermeye devam etmektedir. Yeni mezun mühendisler arasında işsizlik çığ gibi büyümekte, gençler meslek dışı alanlarda çalışarak hayatlarını idame ettirmeye çalışmaktadır.

 

 

 

 

**

Her aşamada eşit parasız

bilimsel laik eğitim olmalı

 

 

  • Türkiye’de üniversite yapılanması nedir, nasıl olmalıdır?

 

 

  • Her ile bir üniversite, her ilçeye bir meslek yüksek okulu yaklaşımı ile akademik kadrolar ve fiziksel koşulların yeterli olup olmadığı umursanmadan açılan üniversite/fakülte/bölümler ile yüksek öğretimin niteliğinde ciddi düşüşler olmuştur.Ülkemizde üniversitelere ayrılan toplam kamu kaynağı artmadığına göre, yeni açılan içi boş üniversitelere ayrılan kaynaklar, ülkenin köklü üniversitelerinden eksiltilmektedir. Hesapsız açılan üniversiteler/fakülteler/bölümler, ülkenin üniversite sisteminde toplam bir kalitesizleşmeye yol açmakta; nitelik niceliğe kurban edilmektedir.

 

DEJENERASYONA YOL AÇIYOR

 

  • Kamu kaynaklarından aldığı kaynakların azalması köklü üniversitelerde de dejenerasyona yol açmakta, üniversite-sanayi işbirliği başlığı altında öğretim üyeleri tüccarlığa sevk edilmektedir. Bilimsel çalışmalar ikinci plana itilmekte, sermayenin güncel ihtiyaçlarının karşılanması üniversitelerin birincil gündemi haline gelmektedir.

 

  • Planlı bir istihdam politikasının bulunmadığı, sanayisizleşme ve fason üretimin günden güne etkisini daha fazla gösterdiği ülkemizde üniversitelerden mezun olan yüz binlerce genç ya işsizlikle karşı karşıya kalmış ya da meslekleri ile ilgisiz işlerde çalışmak zorunda bırakılmıştır. Mühendislik bölüm ve fakültelerinin gerçek bir gereksinime dayanmayan aşırı artışı işsiz mühendis sayısını artırmakta, çok düşük ücretler, güvencesiz çalışma ve meslek dışı alanlarda çalışmayı yaygınlaştırmaktadır. Bugün ülkemiz gençlerinin en yakıcı sorunu geleceksizliktir. Gençler eğitim sorunları başta olmak üzere, olumsuz istihdam ve çalışma koşullarından dolayı geleceğe umutla bakamaz hale gelmişlerdir.

 

YETERSİZLİK VE KAYIRMACILIK

 

  • Yine bu dönemde liyakat tamamiyle ortadan kalkmış, yıllardır akademik kadro açılması için bekletilen akademisyenler güvenlik soruşturmaları ile oyalanırken, iktidara ve çeşitli cemaat/tarikat ağlarına yakın olanlara kişiye özel açılan kadrolar ile üniversitelere yerleştirilmektedir. Akademik yeterliliğin hiçe sayılması ile kayırmacılık kol kola girmiştir.

Mesleğini halkımızın refahı ve mutluluğu için icra eden mühendisler olarak bu olumsuzluklara kayıtsız kalamayız. Yıllardır dile getirdiğimiz üzere;

Yeni bölümler açılırken kamusal bir planlama ile ülke ihtiyaçları dikkate alınmalı, ilgili meslek odaları bu süreçte aktif olarak yer almalıdır. Cafcaflı isimlerle temel mühendislik dışında lisans sonrası uzmanlık alanı olabilecek konularda yeni bölümler açılmamalı, mevcutlar da kapatılmalıdır.

Bilimsel üretimin söz konusu olduğu bir alanda, ülkede yok edilmek istenen laikliğin tekrar kazanılması, bilimin ve üretildiği kamusal alanların dogmatizmden kurtarılması elzemdir.

  • Ne tür bir eğitim politikasını savunuyorsunuz?

 

  • Eğitim-öğretim, sağlık ve barınma hizmetleri kamusallaştırılmalı, eğitim-öğretim her aşamada eşit, parasız, bilimsel, demokratik ve laik olmalıdır.

Akademi ve teknik eğitim üzerinde kurulan baskıcı hegemonyanın ortadan kaldırıldığı ve tüm bileşenlerin söz ve karar hakkı sahibi olduğu özerk bir üniversite ortamının yaratılması şarttır.

Üniversite, fakülte ve bölüm yönetimleri tüm üniversite bileşenlerinin katıldığı demokratik yöntemlerle belirlenmeli, akademik kadrolar atanırken parti üyelikleri veya cemaat ağlarına yakınlıkları değil akademik yeterlilikleri ve liyakat temel kriter olmalıdır.

 

 

 

 

 

**

 

 

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EKONOMİ Haberleri