Ücretini al ve sus !

Devlet, alt işveren (TAŞERON) tanımlamasıyla iş sahibi yapılanların  yanında çalıştırdıkları insanların iş yasalarından gelen güvencelerden yararlanması yönünde bir türlü talep edilen ve gerekli olan adımları atmıyor, atamıyor.

Çünkü, işverenlerin baskısı var…

Şimdilerde yapılan yeni bir düzenleme ise yazının başlığında ifadesini bulur gibi.

Neymiş efendim;

‘’Devlete ait işlerde çalışan taşeron işçileri, sendikalı olarak işveren sendikasıyla toplu iş sözleşmesi imzalayarak, kamu ihale sözleşmesinde belirtilen ücretten daha yüksek bir ücret talep edebilecek’’miş.

Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik’ ne menem bir şeymiş, nasıl bir uygulamaya neden olacakmış, bakalım…

Yönetmelik uyarınca, kamuda (özel sektörü kapsamıyor) alt işveren işçisi olarak çalışan işçilerin toplu iş sözleşmesi imzalaması ve ücret farkı elde etmesi mümkün hale geliyor(muş). Buna göre, kamuda taşerona verilen bir işte çalışan alt işveren işçileri, kamu işveren sendikası ile toplu iş sözleşmesi imzalayarak kamu ihale sözleşmesinde belirtilmiş ücretten daha yüksek bir ücret düzeyinde anlaşmışlarsa daha yüksek ücret alabilecek. Yönetmelik 11 Eylül 2014 sonrası için geçerli. Dolayısıyla geçmiş dönemde imzalanmış toplu iş sözleşmeleri için de fark talep edilebilecek.

Kamuda, özellikle temizlik, güvenlik ve sağlık alanlarında hizmet gören 750 bin civarındaki taşeron işçisine, kısaca ‘’sözleşme imzala, ücretini al ve sus’’ deniyor.

Bu durumu, kazanım olarak algılatmaya çalışacakları kesin…

Bu algı operasyonunun değirmenine su taşıyacak sendikal yapılanmalar da nasıl olsa piyasacı iktidarın arkasında durmayı sürdürüyor.

Evet, yönetmelik gereği, kamudaki taşeron işçileri sendikaya üye olabilecek artık. Kıdem tazminatı hakkı bulunacak.

İyi de, bu kanuni düzenlemelerin pratikte işlerliği olacak mı acaba ?

Alt işveren neden bu kadar riske girsin ki ?

Kazandığımı işçilerle paylaşmam diyen bir işveren zihniyetinin, bu yeni düzenlemeye ayak uydurmasını beklemek bence saf dillik. Bu düzenleme, olsa olsa AKP’nin seçim öncesi göz boyama taktiklerinden biridir.

Göreceğiz…