Türkiye’de Kanser Araştırmaları ve Bülent Şık Davası  

Halil Yeni

Geçtiğimiz aylarda gıda mühendisi akademisyen Bülent Şık hakkında, Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan "Türkiye'yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz" başlıklı yazısı nedeniyle, 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. 

Akdeniz Üniversitesi’nden barış bildirisine imza attığı için ihraç edilen Bülent Şık, Sağlık Bakanlığı ile ortak yürütülen, beş kenti kapsayan kanser araştırmasından da uzaklaştırılmıştı. Bakanlığın araştırmanın sonuçlarını kamu kurumlarına ve kamuoyuna açıklamadığını fark eden Bülent Şık, çalışmaları kendi başına yürütmüş ve bu kentlerdeki suda ve toprakta kanserojen maddelerin bulunduğunu Cumhuriyet Gazetesi aracılığıyla kamuoyuna duyurmuştu.
 
Kocaeli, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ ile Antalya’da yapılan ve Sağlık Bakanlığınca sonuçları kamuoyuna ve kamu kurumlarına bildirilmeyen, kanser araştırmasını halka duyurduğu için 12 yıl hapsi istenmişti. 
 
Türk Tabipleri Birliği, gizlenen kanser raporunu halka açıkladığı için bilim insanı Bülent Şık hakkında dava açılmasının ardından, Sağlık Bakanlığı'na araştırmanın sonuçlarının neden kamuoyuna açıklanmadığını sormuştu.  Henüz cevap gelmiş değil. 

Bülent Şık hakkında açılan davanın üçüncü duruşması geçtiğimiz haftalarda görüldü. Şık yaptığı savunmada “Toksik ve kanserojen kimyasallardan kaynaklanan çevre kirliliği başta çocuklar olmak üzere, insan ve doğal hayatın sağlığına yönelik olarak ciddi bir risk oluşturur ve bu riski bertaraf etmek için ilgili kamu kurumlarının gereken tedbir ve güvenlik önlemlerini alma yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğü yerine getirmemek, (ceza yasasında böyle bir suç tanımı var mı bilemiyorum ama) açıkça ve bilinçli bir şekilde insanları tehlikeye atma suçunu işlemek olarak görülmelidir.’’ dedi. 

Fakat Bülent Şık, "yasaklanan bilgilerin temini" suçlamasından beraat ederken; "göreve ilişkin bilgilerin açıklanması" suçlamasından 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı ve ceza ertelenmedi.

Kararda "sanığın pişmanlığı olmadığı" gerekçesiyle hapis cezasında erteleme yapılmadı. Karar itiraz yoluyla istinafa taşınacak, istinaf hükmünden sonra ceza kesinleşecek.

Yani istinaf mahkemesi kararı onaylarsa halkı kanser edenler değil, kanseri deşifre edenler ceza alacak. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.