Toplumsal travma

BARBAROS TANTAN

Gecikmeden yazmalıydım. Çünkü, kentin ve ülkenin çeşitli noktalarında seri intiharlar yaşandı.
Gerçi bu konuda gecikme olmaz ama medyada bir kısım kalemler "dönemsel bir durum" olarak tanımladığı için daha fazla beklememek lazım.
   Başlıktaki kelimeler herkes için neyi ifade eder bilemiyorum ama son bir ay içinde tekil ya da toplu halde gerçekleşen intiharlar, hepimize travma yaşattı.
   Önce, intihar nasıl bir psikolojik durumu tanımlıyor, ona bakmak lazım.
   Çok basit ve sokak diliyle bir analiz yapmak gerekirse, intiharı çözüm olarak düşünmek kaçıştır. İntikam olarak düşünmek salaklıktır. İlgi çekme çabası olarak düşünmek duble salaklıktır. Ve
'değişiklik olsun' diye düşünmek ise başarıdır. (Bu son cümleyi tabi ki cesaretlendirici diye görmemek gerek)
   Kimileri de başka şeyler söyleyebilir tabi ki. Benim neden böyle bir tanımlama yaptığıma gelince...
   Kocaeli'nde, Ekim-Kasım aralığında dokuz kişi çeşitli nedenlerle intihar ederek yaşamına son verdi.
   Ama, kentte 'TIK' sesi bile çıkmadı, çıkmıyor.
   Bu intiharların nedeni, herkesin de çok iyi bildiği gibi ekonomik şartlar, işsizlik ve geçimsizlikten kaynaklanan aile kavgalarıdır.
   İntihar edenlerden kimi kendini asıyor, kimi de silahla kendini vuruyor. Üstelik, sadece işsizler değil, içlerinde doktoru da var, imamı da. Ve daha çok da erkekler. Söz konusu 9 kişiden 8’i erkek, 1’i de kadındı.
   Bütün hepsinin nedeni ekonomik, psikolojik ve sosyolojik altyapı bozukluğu. Bunların sonucunda da,
toplumsal psikolojinin iyiden iyiye bozulduğu bir gerçek.
   Geçim sıkıntısı çeken ailenin reisi, içeride huzursuzluğun başlangıcı oluyor. Bu durum ailenin genç bireylerine de yansıyor. Üstüne bir de yaşanan travmalar eklenince, ipin ucu iyice kaçıyor.
   Toplum, bu durumda bile duyarsızca hareket ediyorsa, bütünlükten, dayanışmadan, sağlıklı bireylerden söz etmek olası değil.
   Gelinen noktada, toplumsal çürümüşlük ile yüzyüzeyiz ve hiç kimse bedel ödeme yanlısı değil, çünkü bedel çok ağır.
   12 Eylül faşist darbesinin temelini attığı, bugün de AKP eliyle devam ettirilen yeni toplum modelinde anti depresan kullanımı tavan yapmış ve kullanıcı yaşı da iyice düşmüşse, buradan gelecek çıkartmakta çok zorluk çekilir.
   Yeni toplumsal travmalar yaşamanın önünü almak için, kişinin içine kapanması sonucunu doğuran muhafazakar kültürün yaygınlaştırılmasından ivedilikle vazgeçmeliyiz.
   Tabi ki isteniyorsa...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.