Temmuz’da 163 !..

BARBAROS TANTAN

Bu rakam ‘Alo 112’ ya da ‘Alo 155’ veya ‘Alo 177’ türünden bir rakam değil. Kaldı ki, rakamsal değer olarak sizin için ilk bakışta hiçbir şey ifade etmeyebilir. Ama, ‘Temmuz ayında 163 kişi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi,’ diye okunursa, okuyan herkesin yüreği az da olsa yanar.
Hatta, önemli bir çoğunluk, bu rakam yüzünden patronlara ve düzene olan öfkesini tazeler.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verileri, fabrikada, tarlada, atölyede, büroda çalışırken en az 163 işçinin Temmuz ayında yaşamını yitirdiğini raporlaştırdı.
Raporda, yaşamını yitiren 163 emekçinin 120’sinin ücretli (işçi ve memur), 43’ünün kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluştuğu ortaya koyulmuş. Ayrıca, ölenlerin 10’unun kadın işçi, 153’ünün erkek işçi olduğu tespiti yapılırken, kadın işçi cinayetlerinin tarım, büro, metal, sağlık, konaklama ve belediye işkollarında gerçekleştiği öne çıkmış.
Ölenler arasında 4’ü 14 yaş ve altında olmak üzere 6 çocuk işçi de bulunuyor. Çocuk işçi cinayetleri genelde tarım ve ticaret işkollarında gerçekleşirken toplamdaki ölümlerin işkollarına göre dağılımı yapıldığında, tarım, inşaat, taşımacılık, belediye/genel işler, ticaret/büro, metal ve madencilik işkolları öne çıkıyor. 
İş cinayetlerinin yoğunlaşan illerin başında Kocaeli ne yazık ki ilk sırada yer alıyor. Manisa, Aydın, Gaziantep, Ankara, İzmir, Mersin, Samsun, Van, Adıyaman, Konya ve Muğla’da sıralamanın diğer illeri. Bu arada, iş cinayetlerinde ölenlerin 1’i sendikalı işçi, 162’si ise sendikasız. 
Yılbaşından itibaren bakıldığında, Ocak’ta 159 işçi, Şubat’ta 127 işçi, Mart’ta 114 işçi, Nisan’da 153 işçi, Mayıs’ta 163 işçi, Haziran’da 125 işçi olmak üzere toplamda en az 1004 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği tespit edilmiş durumda.
Sanki savaş var değil mi ?
Kuşkusuz Temmuz ayında konuşulan en önemli konulardan birisi İstanbul Valiliği’nin ‘Suriyeliler’ açıklamasıdır. Valilik, kentte geçici koruma kapsamında olmayan, kimliği bulunmayan ve başka bir ilde kaydı olan Suriyeli mültecilerin 20 Ağustos 2019'a kadar İstanbul'dan ayrılmasını istedi.
İSİG Meclisi, Temmuz ayı raporunda bu konuya da geniş yer ayırmış. Göçmen/mülteci iş cinayetlerine de değinilerek, yılın ilk yedi ayında yaşamını yitiren göçmen/mülteci işçi sayısının 70 olduğunun altı çizilmiş..
Yıllara göre bakıldığında ise, ‘tespit edebilen göçmen/mülteci iş cinayetlerinde artış yaşandığı da net olarak görünüyor. 
2013 yılında 22 olan göçmen/mülteci işçi ölümü 2014 yılında 53,  2015 yılında 67, 2016 yılında 96, 2017 yılında 88, 2018 yılında 110’a çıkmış.
Yıllara göre bakıldığında, göçmen/mülteci işçilerin ölümünün oransal durumu da şöyle: 2013’ye yüzde 2, 2014’te yüzde 3, 2015’te yüzde 4, 2016’da yüzde 5, 2017’de yüzde 4, 2018’de yüzde 6 ve bu yılın ilk yedi ayında yüzde 7 olarak yer tutuyor.
İş cinayetlerinde yaşamını yitiren bu göçmen/mülteci işçilerin hangi ülkenin insanı oldukları da önemli. Geldikleri ülkeler olarak bakıldığında, 26’sının Suriyeli, 23’ünün Afganistanlı, 4’ünün Türkmenistanlı, 4’ünün Ukraynalı, 3’ünün Özbekistanlı, 2’sinin Azerbaycanlı, 2’sinin İranlı, 2’sinin Gürcistanlı, 1’inin Çekyalı, 1’inin İtalyalı, 1’inin Kolombiyalı ve 1’inin de Rusyalı olduğu görülüyor.
Çalıştıkları işkollarına bakıldığında ölümlerin 17’sinin tarım/orman, 9’unun belediye/genel işler, 8’inin inşaat/yol, 8’inin gemi/tersane, 7’sinin tekstil/deri, 5’inin ağaç/kâğıt, 4’ünün kimya, 3’ünün konaklama/eğlence, 2’sinin gıda, 2’sinin metal, 2’sinin taşımacılık, 1’inin madencilik, 1’inin basın ve 1’inin de ticaret işkollarında yaşandı ortaya çıkıyor.
En çok ölüm nedeni ise patlama/yanma, zehirlenme/boğulma, trafik/servis kazası, ezilme/göçük ve yüksekten düşme…
Ölenlerin 6’sı çocuk ve 9’u kadın işçi. Oransal olarak Türkiye ortalamasının iki katı.
Bu göçmen/mülteci işçilerin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği iller sıralamasına bakıldığında, Ankara, İstanbul ve Kocaeli’nin ilk 3’ü paylaştığı görülüyor.
Buna göre, Ankara Altındağ’da 5 Suriyeli ve 7 Afganistanlı, Kocaeli Çayırova’da 5 Suriyeli, İstanbul Büyükçekmece’de 2’si Afganistanlı 1’i İranlı, 1’i Özbekistanlı 4 işçi yanarak yaşamını yitiriyor. 
Görüldüğü üzere, göçmen/mülteci işçiler Türkiye işçi sınıfının bir parçası. O kadar kötü koşullarda çalışıyorlar ki, 17’sinin hiçbir kimlik bilgisi dahi yok. 
Hal böyleyken, ülkemizdeki ekonomik krizin, gündelik yaşamdaki şiddetin vb. sorunların kaynağını göçmenler olarak gösteren politik bir atmosfer var. Oysa, kazın ayağı öyle değil. Sermaye, daha fazla emek sömürüsünün yollarını aradığı için iş cinayetleri bu noktaya ulaşmıştır. 
O nedenle, bu propaganda ve yaklaşımlara karşı emek hareketinin emekçinin uyruğuna bakmaksızın acil bir mücadele programı oluşturması kaçınılmazdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.