Teknik üniversite

 

İlk duyduğunuzda tepkiniz ne olur ?

Öncelikle ‘’hayırlı olsun’’mu dersiniz ?

Ne derseniz deyin, neticede Türkiye sanayi sektörünün kalbi durumundaki Gebze’de bulunan Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü (GYTE), "Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun", Cumhurbaşkanlığı’nca onaylanması sonucu, Gebze Teknik Üniversitesi’ne (GTE) dönüştü. Yeni üniversite, GYTE'nin mevcut fakülte ve enstitülerini de bünyesine alıp TÜBİTAK ile yakın işbirliği yapacak.

Peki, GTE’de hangi bölümler olacak ?

Kanuna göre, üniversite, Temel Bilimler Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Mimarlık Fakültesi, İşletme Fakültesi, Enerji Teknolojileri Enstitüsü, Biyoteknoloji Enstitüsü, Nanoteknoloji Enstitüsü, Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü, Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü, Savunma Teknolojileri Enstitüsü, Bilişim Teknolojileri Enstitüsü, Fen Bilimleri Enstitüsü ile Sosyal Bilimler Enstitüsü'nden oluşacak.

Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte, GYTE'de kayıtlı bulunan öğrencilere verilecek mezuniyet belgeleri ile diplomalar, istekleri halinde enstitünün adıyla Gebze Teknik Üniversitesi tarafından verilecek. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte adı değiştirilen fakülte ve enstitülerin öğrencileri bu kanunun yayımından önceki mevzuata göre öğrenimlerini sürdürecek.

Kanunun uygulanmasında ortaya çıkacak sorunlar YÖK kararıyla çözümlenecek.

Bu arada, yasayla GTE’ye 433 kadro ihdas ediliyor.

Peki, üniversite, Gebze’nin yaşamında neyi değiştirecek ?

Nelere etki edecek ?

Burada yaşayan insanlar, yeni nelerden yararlanabilecek ?

Bu sorulara yanıt vermek için henüz çok erken. Ama, bilinen odur ki, bir üniversite, bazen kentsel yaşamın sıfırdan yeniden düzenlenmesini gerektirebilir.

Gebze için böyle bir durum söz konusu değil. Ama, mevcut durumun rehabilite edilmesine ciddi olanak sağlayabilir. İnsan yaşamının kalitesinin artırılmasına katkı yapar. Yerleşik ekonominin daha bir canlı hale gelmesi gerçekleşebilir. Uzun yıllardır ‘’taşı toprağı altın’’ anlayışı sonucu göç alan ilçe bu sorunun büyümesiyle karşılaşabilir.

Ve daha bir çok şey…

Önemli olan, Gebze’nin daha yaşanır bir merkez haline gelmesi konusunda her kurumun olduğu gibi GTE’nin de gereklerini yerine getirmesidir.

GTE, ilçeye nüfuz ettikçe ya da edebildikçe (GYTE gibi izole kalmaması halinde) elbette çok sayıda olay büyük bir hızla değişime uğrayabilir. Bu gelişmeler, kent halkının yaşamını pozitif olarak etkileyebilir. (Negatif etkisi de unutulmamalıdır)

Kısaca, hiçbir şey eskisi gibi olmaz, Gebze daha önemli, İstanbul-Kocaeli interlandında değeri her açıdan ikiye katlanan bir merkez haline dönüşür.

Esnafı yararlanır,

İşadamı yararlanır,

Sanayicisi yararlanır,

Arsa sahipleri yararlanır,

Ama emek yoğunluklu yaşamı olanlara yeni ve ek külfetler gelir. Bu yeni külfetlerin karşılığını alabilirler mi ?

İşte orası pek belli değil...

Kaldı ki, ülkedeki mevcut uygulamalara bakılırsa, ek külfet sonucu yaratılan yeni değerlerin karşılığının o değeri yaratan emekçilere değil, rantçılara yarayacağı rahatlıkla söylenebilir.