“SOMA” FACİALARI ÇOK YAŞANIR…

 

     Geçmiş yıllarda yeraltı kaynaklarının işletilmesi kamunun elindeydi. Sonrasında özelleştirme denilen yöntemle ucuz fiyata özel sektöre satış furyası başlatıldı. Halkın malları, sermayenin hazinesine devredildi. Para kazanmaktan başka hiçbir amacı bulunmayan sermaye erbabı, az giderle küpünü arttırmak için hamle yaptı. Somadaki son facia buna yeni bir örnektir.

   Yok pahasına yeraltı kaynaklarını ele geçiren birtakım şirketler, boğaz tokluğuna yaşları ufak çocukları alıp yer altına attılar. İşsizlikten kıvranan bir ülkede insanlar namerde muhtaç oldular. Kapitalizmin insafsız yöntemlerini uygulamak için sermayeden yana hükümetler zaten hep işbaşındaydılar. İşyerlerinde doğru dürüst denetim olmayınca, maden ocaklarındaki emniyet önlemleri en ucuza indirgendi. Sonuçta “Soma” felaketleri doğdu. Daha da bu tür felaketler çok yaşanacaktır.

   1945 yılında toprak reformuna karşı çıkıp İnönü’nün işaretiyle iktidar partisinden atılan toprak ağalarının 1950’de hükümet oldukları bir ülkedeyiz. Topraksız veya az topraklı kırsal alan halkı, toprak ağalarını işbaşına getirmiştir. DP hükümetinin öncelikli kararıysa ezanı Arapçaya çevirmek olmuştur. Halkın saf ve temiz duygularını istismar için elden gelen ne varsa yapılmıştır. Bu siyaset, günümüzün de geçer akçesidir.

    “Bir lokma bir hırka” tevekkülünü topluma kabul ettirdikten sonra kendileri “deveyi hamuduyla yutan” kapitalist sermaye piyasasının egemenliği bu ülkenin sanki kaderidir. Yıllarca en ufak bir sosyal konuyu savunmak, işçi hak ve hukukunu öne sürmek ve insan hukukundan konu açmak “Komünistlik” olarak damga yemiştir. Halka doğruyu ve gerçekleri sunmak için çırpınan nice insan, cezaevlerinde çile doldurmuştur. Ama sermaye daima borusunu öttürmüştür.

   Maden felaketlerini günbegün duyuyoruz. Bir-kaç kişi telef olunca artık ses çıkmıyor. Ancak Soma’dakilere yakın facialar yankı buluyor. Çalışma Bakanlığı Soma için açıklama yaptı: ”Denetlemeyi yeni yapmıştık”. Yapaydınız,15 yaş altında çalıştırılanları görürdünüz. Trafo eskimişliği anlaşılırdı. İşte denetlemeler özel sektör için budur. Çünkü sermayenin noksanları üzerine kolay gidemezsiniz.

   Milli yas ilan edilmiştir. Ama ilerici-toplumcu politikalar siyasal iradeye etkin olsaydı, milli yaslar olmazdı…